SÜREKLİ namazı Beyazıt Camii’nde kılınacaktı. Az sayıda insan caminin kapısında bekliyordu. Bir araba yaklaştı. İçinden çıplak bir tabut çıkardı üç hamal.
Sürekli bana gelip “Babamla telefonla konuşalım” diyordu. Ben de “Babanla artık görüşemeyeceğiz” diyordum. “İşe mi gitti, çok mu işi var. Derik’te mi?” diye soruyordu. Baktı ki aramama süreci uzadı. Bir çocuk psikiyatristiyle birlikte hareket ederek “Baban bir daha gelmeyecek, o seni görüyor” gibi şeyler söyledim.
Uyku problemi çok oldu. İyi geceler telefon konuşmalarını yapamadığı için uyuyamıyor. “Kötü rüyalar görüyorum” diyor.
Televizyonda bir program izliyorduk, babasının video gösterisi geçti. Kulaklarını kapattı. “Anne kapatın televizyonu gece uyuyamıyorum” dedi. Çok etkilenmiş demek ki. Önceden en çok kimi seviyorsun derdim “Babamı ve seni” derdi. Son dönem sorduğumda “Sadece seni” diyordu. O kadar içime dokunuyor ki o “sadece” kelimesi. “Oğlum baban bizimle hala. Hep babamı ve seni seviyorum de tamam mı” dedim. Şimdi “Babamı ve seni” diyor.
Kabre götürdüm. “Oğlum buradan bir kapı açıldı baban cennete gitti. Orada seni bekliyor” dedim. “Anne biz de gidelim” dedi. ''Bizim gitmemiz için baban gibi güzel işler yapmaya ihtiyacımız var. Derik’te çalıştığı gibi cennette de bizim için çalışıyor. Biz de burada çalışacağız, sonra cennette buluşacağız” dedim. Çocuk rahatladı. Mezar taşını öptü. Çiçekleri sevdi.
Şehid Muhammed Fatih Safitürk'ün Eşi VERİR YURDU YAŞATMAK İÇİN
Vatan...
Bayrak...
Ezan...
Şehitler..
Bir şehit evladı...
Ve annesi...
Siz...
Vatan hainlerinin kucağına oturanlar...
Siz; pkk, terör örgütü ve teröristtir diyemiyenler...
Ve siz, dana dişi gibi gördüğümüz lâkin MİLLET OLAMAYAN VEKİLLER.
Hepiniz...
Çoluğunuz çocuğunuz...
Ve bilhassa eşiniz ile yüreğiniz yetiyorsa bir kez, sadece bir kez okuyun
Selam ve dua ile.