YOZGAT'ta aslına uygun olarak restore ettirilen tarihi yapılar, kullanıma açılmayınca, yeni bir restorasyona muhtaç hale dönüşmeye başladı...
Mesele 'saz çalıp, türkü söylemek değil' elbet. 'Söylediğin türküyü dinleyecek, ezgisini anlayacak' muhatapların yoksa, deyim yerinde ise 'Havanda su dövmekten öteye' geçilemez. Geçmiyor da. O yüzden, 'saz çalmayı, türkü söylemeyi bırakmak' yerine söylemlerimizin bestesini yapıp, 'Gün gelir birileri çalıp, söyler, birileri de dinler' avuntusu ile tarihin tozlu sayfalarına havale etmeyi tercih ediyoruz...
Yozgat'ın, şehir merkezinin göbeğinde yer alan tarihi Askerlik Şubesi binası 2001 yılında genel bir restorasyondan geçirilip, onarımı yapıldı. Aradan geçen 14 yıl geçti. 2014 yılında tekrar restoresi yapıldı. Aradan 5 yıl geçti. Henüz binanın ne olacağı konusunda bir adım atılmadı. Daha önce 'Kent Belleği Müzesi' yapılacağı belirtilip, bir çalışma başlatıldı, devamı gelmedi. Aynı şekilde, aynı dönemde restorası yapılan Cephanelik binası da kaderine terk edilmiş durumda. İçerisinde insan nefesi bulunmasına karşın 14 yıllık sürede yeniden restore edilme ihtiyacı duyulan bina, insan nefesi olmadan daha ne kadar ayakta kalabilir, tahmin yürütmek bile istemiyorum...
Tarihi yapıların, sosyal ve kültürel yaşamımızın bir parçası olarak değerlendirilmesi, turizme kazandırılması dileğimizden/talebimizden vazgeçtik. Restore edilen tarihi yapıların gelecek kuşaklara aktarılabilmesi için bir şekilde kullanıma açılmasına razı olur hale geldik. Restore edilen binaların masaya yatırılıp, Yozgat'ın ihtiyaçlarına göre bir plan dahilinde hizmete sunulması gerektiğini, daha fazla beklemenin, tartışmanın yeri ve zamanının çok gerilerde kaldığını düşünüyorum...