Türkiye’nin deprem fay hattı üzerinde olması ve 1999 daki, yıkım neticesi, TOKİ’nin meydana çıkması can simidi olmuştu. Bazı beyanatlarımda da TOKİ’nin iyi işler yaptığını! Anımsatmış, yola devam minvalinde de not düşmüştük. Sebebine gelince; insanları deprem değil çürük, özensiz yapıların telef ettiği aşikârdır. TOKİ’nin sağlam yapılar inşa edeceği, arabesk yapılaşmanın önüne geçeceği düşüncesindeydik.
Ayrıca bütçesi dar kesimli vatandaşlara imkân sağlayıp, yuva sahibi olmalarına öncelik edeceği kanaatindeydik.
Ne oldu da bu düşünce ve kanaatimizden vazgeçtik..? TOKİ bir anlamda lüks konut yapımına yöneldi. Dar gelirli vatandaşlar ikinci plana atıldı. Nerde rant, orda TOKİ oldu. “buraları kentsel dönüşüme aldım” dedi, akan sular durdu…
Sağlam binalar yapıp yapmadığı teknik bir konu olup, inşaat mühendisleri odalarının bilgi ve ilgi alanına girmektedir. Tabii onlara sorma ihtiyacı oldu mu veya oluyor mu? Onu bilemeyiz… Zira, Türkiye’de, inşaat mühendisleri, mimarlar odası, şehir plancıları, yok hükmünde değerlendirilip danışma dışı bırakılmaktadırlar. Neden ve niçinine gelince; binalar şehirlerin, yerleşim birimlerinin aynasıdır. Şu binaları dört dörtlük yapın, aman fay hatlarına dikkat edin. Tam ehil olmayanlara bina yaptırmayın, dedikleri ve diyecekleri söz konusu olduğu içindir.
Diyeceğimiz şudur ki, daha öncede yazmıştık, Kentsel dönüşüm kazı-kazan olmamalıdır. TOKİ işlevini dar gelirli vatandaştan yana kullanmalıdır. Orta ölçekli müteahhit firmalarını yok etmemelidir. Rekabet ortamı sağlanmalı ve her kesim ortadaki, nimetten faydalanmalıdır.
Bizim TOKİ den bir isteğimiz, umudumuz olamaz. Zaten emlakçiler TOKİ’den içeri giremezler. Giren varsa onu da bilemeyiz.