Kıymetli hemşerilerim, yurtdışı seyahatim nedeniyle ara vermek zorunda olduğum yazılarıma ve sizlere yeniden kavuşmanın heyecanı içerisindeyim. Geçen iki hafta içerisinde Almanya’nın başkenti ve bir eyalet-şehir olan Berlin şehrindeydim. Berlin yaklaşık ikiyüzellibin Türk nüfusu ile Avrupa’da Türklerin en yoğun olduğu şehirlerden birisi. Hemşerilerimizin de gerek Berlin, gerekse diğer şehirlerde, hem işveren hem de çalışan olarak güzel işlere imza attıklarını, Alman idare ve iş hayatında önemli görevlerde olduklarını da bu vesile ile görmüş oldum. Örneğin Almanya’nın en büyük döner üreticisi ve Almanya dışında da birçok ülkeye ihracaat yapmakta olan, aynı zamanda Türk Alman İşadamları Birliği Başkanı Yozgat Sorgun’lu hemşerimiz sayın Remzi KAPLAN ve ülkemizin Almanya’daki en üst düzey temsilcisi olan Yozgatlı Büyükelçimiz sayın Hüseyin AVNİ KARSLIOĞLU, ziyaretimizde görüşüp, memleketimizi yad edebildiğimiz kıymetli hemşerilerimizdi. Bu vesileyle kendilerine bir kez daha selam ve saygılarımı sunuyor, ülkemiz adına yapmış oldukları çalışmaları takdirle karşıladığımızı belirtmek istiyorum.
2014 yılı için, işverenlerimizin özellikle iş sağlığı ve güvenliği yönünden dikkat etmeleri gereken bir yıl olduğunu daha önceki yazılarımızda özellikle belirtmiştik. Kanunun 2014 yılı Ocak ayından itibaren, kamu hariç, çalışan sayısına bakılmaksızın tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan tüm işyerlerinde getirdiği yükümlülükler açısından büyük önem taşıdığını unutmamamız gerekmektedir. Kanunu bilmemek, hiçbir zaman kamu makamları ve yargı önünde geçerli bir mazeret sayılmamaktadır. Biz görevimizi yaparak konuyu siz değerli okuyucularımıza aktarmaya çalışıyoruz. Umarım gereken yerlere ulaşıyordur.
Bu hafta bir taşımacılık firması sahibi hemşerimizin sorusunu yanıtlayarak sizleri aydınlatmaya devam edelim.
Soru: İyi günler diliyorum. Benim evden eve eşya taşımacılığı yaptığım bir nakliye firmam var. Firmamda benimle birlikte toplam 4 kişi çalışıyor. Kendi yağımızla kavrulmaya çalışan bir firmayız. Geçenlerde işyerime bir broşür bırakmışlar. Risk değerlendirmesi yapmam, iş güvenliği uzmanı ve hekim çalıştırmam, eğer bunları yapmaz isem ayda yaklaşık 15.000 gibi bir ceza ile karşı karşıya olmam söz konusuymuş. Ben bu duruma inanmak istemedim ve size bir danışayım dedim. Bu konu hakkında bizleri bilgilendirir misiniz?
Cevap: Değerli okuyucumuza sorusu için teşekkür ediyoruz. Evet 2014 yılı özellikle bazı işverenlerimiz için iş sağlığı ve güvenliği açısından yeni yükümlülüklerle tanışma yılı oldu. Okurumuzun da bu işverenlerden olduğunu söylemek mümkün görünüyor.
Gerçekten de son olarak 18.04.2014 tarihinde değişiklik yapılan “İşyeri Tehlike Sınıfları Listesi”ne göre; işyerlerinde yapılan işler az tehlikeli, tehlikeli ve çok tehlikeli olmak üzere üç gruba ayrılmış ve daha önce de değindiğimiz üzere tehlikeli ve çok tehlikeli olanlar için iş sağlığı ve güvenliği profesyonellerini istihdam etme zorunluluğu başlamıştır.
Okurumuzun tarif ettiği iş, bu listenin 49.42.01 kodunda yer alan “Kara yolu taşımacılığı ile ev ve iş yerlerinin taşınması (evden eve nakliyat, vb.)” iş kategorisinde ve tehlikeli grupta yer alan bir iştir. Dolayısıyla 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 6. Maddesinde sayılmakta olan iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personeli (hemşire) kişiyi, çalışan kişi oranındaki süre kadar istihdam etme yükümlülüğü bulunmaktadır. İşverenimizin 3 işçisi olduğuna göre bu süreler, çalışan başına her ay iş güvenliği uzmanı için 8 dakika, işyeri hekimi için 6 dakika ve diğer sağlık personeli için 9 dakikadır. Bu rakamlar üç işçi için üç ile çarpılarak istihdam edilmesi gereken sürelere ulaşılabilir. Bu sürelere uyan istihdamı işverenimizin kendi başına yapması oldukça zordur. Çünkü bu durumda her bir İSG profesyonelini bulacak, her biri ile ayrı ayrı kısmi zamanlı sözleşme imzalayacaktır. Bu durumda tavsiyemiz eğer varsa veya bulunabiliyorsa bir ortak sağlık ve güvenlik biriminden bu hizmetin satın alınmasıdır.
Bu tavsiyemizin nedeni, işverenler için iş sağlığı ve güvenliği açısından yerine getirilmesi gereken yükümlülüklerin bunlarla sınırlı olmamasından da kaynaklanmaktadır. Okurumuzun işyeri ile ilgili yerine getirmesi gereken diğer yükümlülüklerden bazılarını sıralayacak olursak;
-    İş sağlığı ve güvenliği yönünden risk değerlendirmesi yapmak veya yaptırmak,
-    Acil durum planlarını hazırlamak, bu konu ile ilgili destek elemanı görevlendirmek,
-    Çalışanlar için sağlık raporu almak,
-    Çalışanlara iş sağlığı ve güvenliği eğitimi vermek,
-    Çalışan temsilcisi seçtirmek
gibi benzeri birçok konuda ayrıca işlem yapılması veya yaptırılması gerekmektedir. Bu saydıklarımızı da işverenlerin kendilerinin tek tek gerçekleştirmesi zor göründüğünden hizmet satın almanın hem daha kolay, hem de daha ekonomik olabileceğini söylemek mümkündür.
Peki bu sayılanlar yerine getirilmez ise işverenlerimizi bekleyen yaptırımlar nelerdir? Öncelikle belirtmeliyiz ki bu yükümlülüklerden kaçınmak mümkün değildir.
İşverenlerimiz bu konuları takip etmek ve yerine getirmekle birinci derecede yükümlüdürler. Ancak bu konular hakkındaki idari yaptırımı uygulayacak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Müfettişleri’nin her bir işyerinde denetim yapması ve bu durumu tespit etmesi olanaksızdır.
Bu sebeple işyerlerinde yaptırım kararı ancak durum tespiti ile birlikte olacaktır. Tespitin Mayıs 2014 ayı için yapıldığını varsayarsak yukarıda saydığımız önlemler için,
-İş güvenliği uzmanı istihdam etmeme 5.601 TL.
-İşyeri hekimi istihdam etmeme 5.601 TL.
-Diğer sağlık personeli istihdam etmeme 2.800 TL.
olmak üzere tespitten itibaren istihdamın gerçekleşmediği her ay için ayrı ayrı uygulanacaktır.
Yine;
-İş sağlığı ve güvenliği yönünden risk değerlendirmesi yapmamak veya yaptırmamak 3.361, devamında her ay için 5.041 TL.;
-Acil durum planlarını hazırlamamak, bu konu ile ilgili destek elemanı görevlendirmemek 1.120 TL.;
-Çalışanlar için sağlık raporu almamak 1.120 TL.;
-Çalışanlara iş sağlığı ve güvenliği eğitimi vermemek 1.120 TL.;,
-Çalışan temsilcisi seçtirmemek 1.120 TL.,
olmak üzere yerine getirilmeyen önleyici faaliyetler için idari para cezasına muhatap kalınacaktır.
Önlemenin ödemekten daha kolay olduğunu, “bana nerden gelecekler” diyerek gereken tedbirleri almaktan kaçan işverenlerimize bir kez daha hatırlatıyor; söz konusu olan insan sağlığı ve hayatı olduğu için, kanunun emrettiği bu gereksinimleri yerine getirmeleri konusunda her zaman yardıma açık olduğumu da tekrardan bu sayfa aracılığıyla tüm okurlarımıza duyuruyorum. İyi haftalar …