Anadolu gazetelerinin sahipleri, yöneticileri, hatta muhabirleri arasında ilginç bir dostluk vardır. Belki bu güzel gelenek şimdilerde kalmamıştır ama birbirlerini şahsen tanımasalar da, karşılıklı gazete gönderirlerdi.  Birbirlerinin kuruluş yıldönümü haberlerini de geç olsa yayımlarlardı.
    Yozgat'ta İLERİ gazetesinin sorumluluğunda bulunduğum dönemde de bakarsınız postadan Bartın'ın, Cumhuriyet'le yaşıt gazetesi “Bartın” çıkar, Çorum'dan “Çorum Haber”, Niğde'nin Bor ilçesinden “Yeşil Bor”, Sivas'tan “Hizmet”,  Konya'dan “Yeni Meram”,  Kırşehir'den, Kaman'dan, yurdun değişik illerinden gazeteler çıkardı…
    Aramızda değişik bir dostluk vardı. Birbirini şahsen tanımayan insanların ulaştırdıkları “yurdun sesi” bir hoş olurdu. Bakarsınız o gazetelerde çıkan hoşunuza giden haberleri de kısa yoldan “Yozgat”a uyarlardık. Çorum'da yumurta fiyatının yükseldiği haberi varsa, ev kiralarının arttığı yazılıyorsa, mutlaka Yozgat'ta da benzer şeyler vardır düşüncesiyle haberler  yapardık.
    “Vasıflı olacağız, resmi ilan alacağız” diye yola çıkarken, gazetenin dörtte üçünün yerel haber olmasını da peşinen kabul etmiş sayılıyordunuz. O yüzden İLERİ gazetesini yerel haberlerle doldurma görevi de ilk kez bana kısmet olmuştu…Onca haberi nasıl buluyor, 6 sayfalık büyük boy gazeteyi tek başıma nasıl dolduruyormuşum şimdi şaşarım…Gazetemiz falsız olur mu? İşte onu beceremediğim için mutlaka bir gazeteden araklardım…
    Bugün yaygın basının istediğini yazamaz hale geldiği bir gerçek. “Hoşa gitmeyen haber”in arkasından maliyecilerin gazete merkezlerinde olmaları da artık sıradan olay haline geldi. Hatta gazete merkezlerinde karargah kuran, aylarca oradan çıkmayan müfettişler olduğu da bilinmektedir. Yaygın basının bu durumda olduğu günümüzde, yerel basını hangi zorlukları beklediğini varın siz düşünün. 
    Gazetemiz İLERİ'nin, önce kıyısından kenarından başlattığı bir haber, siyasi parti il başkanının milletvekili aday adayından alınan paranın, il başkanı tarafından zimmetine geçirildiği şeklindeydi… Böyle olayların söylentisi olur ama belgelemesi çok zordur.
    Bazen kendinizi o haberin sıcaklığı içinde bulur, o günlerde size “helal olsun, adamı madara etmişsin” diye başlayan, “ne yazmışsın ama. .. Daha yetmez, yazın babam yazın ki millet gerçeği öğrensin” diye dolduran da çok olur. Hatta, birileri “duyduğuma göre filancaya da şöyle yapmış” diye size sözde haber de aktarmış olur…
    Bu sözler karşısında hep temkinli dururum. Açıkçası belgeye ulaşmadan da o dolduruşlara hiç mi hiç gelmem. Ama o belge her zaman olmaz.  Ya da size o haberin belgeleri diye verilenleri çok yetersiz bulursunuz.  İşte orada haber kaynaklarına güven, kişileri tanıma, gazetecilik sezileri öne çıkıyor… Nitekim, İLERİ gazetesinin il başkanı ile ilgili haberlerini okurken, sık sık hem Mükremin Kayhan'a, hem Yasin Kayhan'a, “Yozgatlı iyi doldurur… Aman dikkat edin, aman oyuna, siyasetçilerin dolduruşuna gelmeyin, aman ne yazıyorsanız suçlanan kişinin görüşlerini de mutlaka alın” diyordum.
    Yozgat'ta gazeteciliğin zor olduğunu bilirim. Belki o yüzden genelde suya-sabuna dokunmayan haberler yayımlanır.   O yüzden Yozgat'ta gazetelere fazla ilgi olmaz.  Yerköy ilçesinde gazetecilik yaptığım dönemde Adalet Partisi il başkanının aleyhine olabilecek belgeli bir haberi yayımladığım zaman bugün rahmetle andığım gazetenin sahibi Hayrettin abi “Aman ha aman… Sakın ola bir daha il başkanıyla ilgili bir şey yazma. Valla İcra Memurluğu ilanlarını bile alamayız” diye uyarmıştı.
    İşte, İLERİ gazetesinin her adımı bilgiye, belgeye dayalı olarak bir siyasi partinin il başkanı ile ilgili çok çarpıcı iddialar gündeme getirmesi, Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bu iddialarla ilgili soruşturma başlatması belki de Yozgat basının da her zaman gerçekleşmeyen ilkler arasındadır.   O yüzden İLERİ gazetesindeki tüm meslektaşlarımı mesleki heyecanları, bunu bilgilerle, belgelerle ortaya koymalarından dolayı kutluyorum.
    Biliyorum ki onların il başkanıyla hiç ama hiçbir derdi yoktur. Sadece gazetecilik görevlerini yapmışlardır.
    İşte gazeteciliğin ne olduğunu, gazetecilik heyecanını da bu olayda hep birlikte yaşamışlardır. Gazetelerini de, gazeteciliği de şimdi daha çok seviyorlardır.  Belki o yüzden olsa gerek, il başkanı hakkında Cumhuriyet Savcısı tarafından iddianame hazırlandıktan, mahkemenin de iddianameyi kabul etmesinin ardından kocaman bir başlık atmışlardı:
     “İyi ki İLERİ var”
    Evet, bir iddia ile başlayan, adım adım örülen haber,  il başkanını mahkeme önüne götürebiliyor… Buna da gazetecilik diyoruz… İLERİ'nin 43. yılında Yozgat'a bu heyecanı  yaşatan, bu heyecanı yaşayan meslektaşlarımı kutluyorum…
    İşte gazetecilik de bu değil mi?