NEREDE zulüm varsa, orada zulme maruz kalanların çoğunlukla Müslüman olduklarını görüyoruz. Ezilen, sömürülen, hakları ellerinden alınan, hakaretlere uğratılan, suçlu gösterilip aşağılananlar hep Müslümanlar. Bu zulüm geleneği son yıllarda zirve yaptı, Dileğimiz odu ki: .Allah Zalimleri kahreylesin!..     
Suriye de, Irak ta , Mısır da, Bosna da, Afganistan da, Pakistan da,Çeçenistan da,Filistin de, Doğu Türkistan da ve diğer ülkelerde katledilenler hep Müslümanlar oldu. İkinci Dünya savaşında 35 milyon insan öldü ve hala tüm tarih kitaplarında müthiş bir kayıp, kıyım insanlık için kara bir leke diye anılıyor. Son 30 yıl içinde ölen Müslüman sayısı 150 milyonun üzerinde...
Ama tek fark var İkinci dünya savaşında taraflar silahlıydı. Herkes kendini savunabiliyordu. Silahı tankı tüfeği vardı. Ama şimdi Müslümanlar katlediliyor ve hiçbir savunmaları yok. Zulme maruz kalma Müslümanların kaderi midir? Neden her zaman Müslümanlara zulmediliyor? Yeryüzü, Müslüman olmayanların zulmetmeden yaşayabilecekleri kadar geniş ve imkanlarla dolu.
Irak’ta, Afganistan’da, Doğu Türkistan’da, Pakistan’da, Bosna Hersek’de, Eritre’de, Keşmir’de milyonlarca Müslüman göz göre göre şehit ediliyor. Avrupa’da tek bir köpek öldürülse ayağa kalkan Avrupalılar Müslümanların şehit edilmesini son derece sakin gözlerle seyrediyorlar. İnsanlıktan nasibini almamış insanlar gibi sadece seyrediliyor bu işkenceler, vahşet dolu görüntüler.
Bu zulmün bitmesi için tek çözüm tüm Müslüman’ların birlik olmasıdır. 1.5 milyarlık Müslüman âlemi tek bir çatı altında toplandığında artık sebepsiz yere tek bir Müslüman’ın kanı akıtılmayacaktır. Zavallı masum çocuklar ölmeyecek, insanlar yurtlarından sürülmeyecek, kadınlarımıza tecavüz edilmeyecektir. 
Müslümanların birleşmesi için çaba göstermemek bir Müslüman’ın vicdanına sığmaz. Başka bir ülkede çocuklara ve kadınlara işkence yapılırken burada hiçbir şey yapmadan oturmanın hesabını kimse veremez. Bu zalimleri seyretmek  zulme ortak olmak demektir. Bu yüzden her Türk vatandaşının biran önce, milyonlarca Müslüman katledilmeden Türk İslam Birliği’ni istemesi, canla başla bu birliğin kurulması için çaba göstermesi gerekmektedir.       
Başta ABD olmak üzere Batı ülkelerini, demokrasinin gereği olan zulme karşı çıkma, insan hak ve  hürriyetlerini müdafaa etme hususunda imtihan veriyor. Batılı ülkeler, Mısır’daki darbeye karşı takındıkları tutumda olduğu gibi, İsrail’in zulmüne açık veya gizli destek vermeleriyle de, bu husustaki imtihanı da zaten kaybettiler. Kutsal Mekan mescidi Aksa İsrail işgali altındadır.    
Zulmün bitmesi için Müslümanların bir ve beraber hareket etmesi gerekmez mi? Müslümanlar bir olmadıkça, beraber hareket etmedikçe bu zulümler bitmez. Biz ne zaman Allah’ın ipine sımsıkı sarılırsak ve vahdeti tesis edersek  zulüm o zaman biter.” Allah’ ın ipine sımsıkı sarılın” ilahi emrini neden unutur olduk?
Allah Müslümanların birlik olmasını emrediyor. Müslüman alemi Kuran'da bildirilen bu emre uyup birlik olmadıkları müddetçe, Türk İslam Birliği'ni oluşturmadıkları sürece bu ve benzeri acıların devam edeceği açıktır. Bu acıların, bu katliamların, bu sıkıntıların, bu çilelerin hiçbiri yeni değildir. Müslümanlar, neredeyse yüzyıldır baskı altında acımasızca ezilmektedirler. 1.5 milyar nüfusuyla birlik olan İslam aleminin barış, sevgi ve güvenin tesis edilmesinde çok etkili bir gücü olacaktır.