Dolmuşun ilk kalkış yerinden binen ilk yolcu gideceği yerin mesafesine göre olan ücreti ödedikten sonra en arkadaki koltuğa oturur. Ardından gelen diğer yolcu gitmek istediği yeri söyler en öndeki koltuğa otururken ücreti sürücüye doğru uzatır sürücü “İki kişi mi?” diye sorar, binen yolcu “Bir kişi” der ve para üstünü alır. Bu konuşma gerçekleşirken dolmuşta iki kişi olduğu ayan beyan gözükmektedir.
*
Eski bir Türk filminde, aktris aktöre doğru dönerek “Ne o yine daldın, kum mu çıkarıyorsun denizden?” diye sorar. Aldığı cevap ise sorduğu soruyla uzaktan yakından hiç mi hiç alakalı değildir.
*
Bayramın tüm gününü yengesi ve ailesiyle geçiren bir yeğen sıkılmıştır. Gecenin ilerleyen saatleri olmasına rağmen gruptan ayrılmayı başaramamıştır. İyice bunalan genç koloni halindeki gezmelere bir son vermek ister. Kurtuluşunu gerçekleştirecek olan uzakta hareket halinde otobüsleri görür. Herhangi bir otobüse doğru yönelerek “Gelen benim otobüsüm, şimdi kaçırmayayım” der demez arkasına bile bakmadan peşinden atlı kovalarcasına otobüs duraklarına doğru koşmasını sürdürür.
Yenge de yediği çekirdekleri yere atarken yanından jet gibi giden yeğeninin ardından bakakalır. Bir şeyler söyler koşarcasına giden yeğenine ama artık söyledikleri yeğeninin kapsama alanına girmez. 
*
Bir annenin çocuklarından söz ederken biri etçil, biri otçul diye tanımlamasıyla bir başka annenin benim çocuğum da evcildir demesinin yorumunu okurlarıma bırakıyorum. 
Geriye birinin çıkıp da çocuğundan hem etçil hem otçul diye söz etmesi kalmıştı sanki. 
Etçil, otçul, evcil, hepçil, etobur, otobur…
Cebinizden para, vücudunuzdan sağlık, yüzünüzden kahkaha hiç eksilmesin…