TARİHİN derinliklerinde kalmış Selma Rıza Hanımı, tozlu sayfalardan çıkarıp gün ışığında değerlendirmek, başarılarını sizlerle paylaşmak isterim.
Babası ilk Osmanlı Parlamentosu’nda görev almış ünlü bir kültür adamı Ali Rıza Bey. Annesi ise, Müslümanlığı kabul etmiş Avusturya kökenli, aydın bir kadın; Naile Hanım.
Sultan Abdülhamit’in sıkı yönetimine başkaldıran ağabeyi Ahmet Rıza Bey yurt dışına kaçmış, Paris’te, Fransızca yayın yapan “Meşveret” ile Türkçe olarak yayınlanan “Şura-yı Ümmet” adlı gazete çıkarmış. Hürriyet güneşinin doğması amacıyla ağabeyinin çıkarmış olduğu bu gazetelerde Selma Rıza, geceli gündüzlü çalışmış ve ilk Türk kadın gazeteci unvanını almış.
Aynı zamanda Selma Rıza, Fransa’da bulunan en eski üniversite Sarbonne’a da okuyan ilk Türk kızı.
Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti üyeleri arasında tek kadın olarak bulunmuş ve öncülük yapmış. Gazeteciliğinin yanında siyasi birikime de sahip.
Meşrutiyetin ilanı ile Selma Rıza; yurdumuza dönmüş, gazetecilikle meşgul olmayıp dönemin kızılayı kabul edilen Osmanlı Hilal-i Ahmer Cemiyeti’nin kurucuları arasında yer alarak sosyal işlere yönelmiş. Fakat cemiyet içerisinde, vicdana ters düşen durumları görünce cemiyet genel sekreterliği görevinden tüm hayırlara rağmen istifa etmiş.
Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik çıkan Türkiye’nin kurtuluşunu Amerikan mandasına girmekte gören devlet adamı, gazeteci ve edebiyatçılara karşı çıkarak mandacılara adeta kafa tutmuş.  Manda yandaşlarına acı kelimelerle ve cesaretle mektuplar göndermiş, ne yazık ki bu mektuplar işgal kuvvetleri komutanları tarafından sansüre uğramış.
Selma hanımın bıraktığı notlardan, tanınmış kişilerle ve gazete başyazarlarıyla yaptığı çetin yazışmalardan vatanseverliği anlaşılmaktadır. Kadınlar hakkındaki yanlış, çağ dışı kalmış görüş ve yayınlarla mücadele etmiştir. Kadınlarla ilgili basında çıkan çirkin yazıları eleştirmiştir. Selma Rıza için kadın hakları konusunda titiz bir sosyolog da denilebilir.  Bağımsızlık, hürriyet, kadın konularında günümüz için ışık kaynağıdır.
Bu ilk kadın gazetecimiz; ne yazık ki toplumumuza gereği gibi yansımadan, 1931 Şubatı’nda, 59 yaşında iken hayattan ayrılmış, cenazesine sadece 5 kişi katılmış. Gazetecilere geçmişte de bugün de gereken değerin verilmediğini görüyoruz.
Dönemin zorlu şartlarına rağmen yazmaktan vazgeçmeyen Selma Rıza, Halide Edip Adıvar, Sabiha Derviş gibi ilk kadın gazetecilerimizin cesaretli kalemlerine, hürriyet aşklarına, vatan sevdalarına selam olsun…
Günümüze gelecek olursak;
İşgal altındaki Türkiye’nin özgürlüğü için mücadele veren gazetecilerin yerini, siyasi partilere yandaşlık yapan gazete ve gazeteciler aldı. Örneğin; Sabah gazetesi dediğimizde akla iktidar partisi, Sözcü gazetesi dediğimizde akla muhalefet partileri geliyor. Yerel gazetecilerin çoğunluğu da maalesef tarafsız olamıyor.
Türkiye’de gazete ve dergilerdeki istihdam durumuna bakacak olursak; erkek çalışan 29 bin 165, kadın çalışan 17 bin 332 şeklindedir. Yapılan araştırmalara göre kadın gazeteciler; gazetede karar mekanizmasında daha azlar, yükselmek için daha çok çalışıyorlar, yönetici kadınlar magazin, kültür, aile, yaşam, kadın gibi bölümde bulunuyor, eğitim seviyeleri yüksek, maaşları düşük…
“Maalesef bu mesleğin de -dönemi, iktidar partisi fark etmeksizin- bileğine kelepçe takılıyor.”
İngiltere merkezli ekonomi dergisi The Ekonomist’in hazırladığı basın raporunda, Türkiye tutuklu gazeteci sıralamasında ikinci sırada yer alıyor. Çin’de 48, Türkiye’de ise 47 gazeteci cezaevinde bulunuyor. Türkiye Gazeteciler Sendikası’na göre tutuklu gazeteci sayısı 108.
Gazetecileri Koruma Komitesi’nin iddialarına göre; Türkiye, hem en fazla gazeteci hem de en fazla kadın gazetecinin hapsedildiği ülke olarak zirvede bulunuyor. 
“Fikirler volkanlardan fışkırırken, hangi zincir çılgın olabilir ki?”
Haydar Demoğlu fikirlere kelepçe takılamayacağını şu dizelerle dile getirmiş. Dilerseniz o dizelerle yazımızı noktalayalım.
“Fikre düşünceye gem vurulmaz
Bir kısrak gibi her gemi bir kamçı hisseder
Şahlandıkça şahlanır, kim zapt eder
Fikre hürriyet, düşünceye özgürlük
Sabır, zamanla her şeyi halleder.”