Aslında sayılar yalan söylemiyordu, ben bir yalan uydurmuş sayılara iftira atıyordum.
Ne aklım, ne fikrim mantıklı oldu. Çılgındım sana, sayılar bahaneydi hocam...
Daha ilk derste sınıfta kalırken, aşk oyununda yıldızlı pekiyi aldım. Her gece yıldızları ayağına seren gönlüm sonunda aşkta da, aşk oyununda da, sayılarda da sınıfta kaldı.
Başını döndüren şair gönlüm herşeyi unutturdu sana. Kendimce unuttururken herşeyi ve sayıları bahane edip gönlümün sığlarına çekerken seni, ben en çok kendimi unuttum hocam...
Keşke o çay kokulu akşamlarımızın tadı kaçmasaydı, keşke hayta gönlüm az daha gayretli bir öğrenci olsaydı ve bugün sayılardan sonra bugün gözlerinden, yüreğinden, ruhunun aşk sınıfından atılmasaydı...
Biliyorum hocam ben hiçbir problemi çözemedim, x'in yerine birgün kendimi koyacağımı ve limit yüreğinken, x'in kaybetmek olmayacağını, senin ben, benimde sen olacağımı, sonuçta biz olacağımızı bilseydim sayılarla uyur, sözlerine yürür, gözlerinle görmez miydim?
Özür dilerim hocam...