RAMAZAN ayında seçim yapmak, hakikaten hiç iyi olmuyormuş.
Vallahi şu seçim gürültüleri, mübarek ayı bile nerdeyse gölgede bıraktı.
Bu kadar rahmetli ve bereketli bir ayda her günümüz politika konuşmakla geçti.
Politika konuşurken insanlara iftiralar atılmasa, çamur at izi kalsın metodu sergilenmese hadi neyse.
Sosyal medya dediğiniz şeyi tam bir bilgi kirliliği içinde kullanan insanlar var.
Geçen hafta sürekli Sayın Cemil Çiçek’in, Sayın Erdoğan aleyhine yazdığı sahte paylaşımlar dolandı durdu.
Böyle durumlarda hemen hesabın resmi mi, sahte mi olduğuna bakarım.
Nitekim kontrol ettiğimde Sayın Çiçek’in resmi hesabından böyle bir paylaşım olmadığını gördüm.
Ama bir hafta boyunca yolumu dahi keserek, “Gördün mü, Çiçek bile Erdoğan’a neler söyledi?” tepkisiyle karşılaştım.
Aynı şeyi muhalefet liderleri veya temsilcileri için yapan yok mu?
Mesela Temel Karamollaoğlu’nun hızlı tren projesini durduracağı ve Muharrem İnce’nin bilmem nereyi yıkacağını söyleyen beyanlar sosyal medyada hep birilerinin dilinde.
Oysa bu isimlerin konuyla ilgili yaptığı konuşmanın tamamına baksan, söylediği şeyin farklı bir mana ifade ettiğini görürsün.
Mübarek Ramazan ayında siyaset yapmak, seçim kampanyası yürütmek hiç de güzel olmuyor.
Düşünsene adaysın ve kazanmak için nerdeyse Yozgat’a deniz bile getirebileceğinin yalanını söylüyorsun.
Bol keseden atmalısın ki oy alabilesin.
Vaatleri peş peşe sıralamalısın ki belki sana inanan seçmen çıkar.
Rakiplerinle ilgili bazen doğru olmasa da çeşitli iddialarda bulunacaksın ki, onları yıpratabilesin.
Oruçlu ağız ile yalan konuşmak siyasetçinin günahını daha fazla artırır mı hocam?
Ramazan ayında komşusunu, yan esnafı veya arkadaşını iftar ve sahur arasındaki zaman diliminde, ucuz siyaset konuşarak kırmak bu ayda vatandaşa maddi ve manevi bir fayda sağlar mı hocam?
Neyse haydi selametle…