Geçmişteki, Yozgat ile şimdiki, Yozgat’ı mukayese edebilmek için, şöyle biraz geçmişe dönüp, kıymetli yazarımız S.Burhanettin Kapusuzoğlu’nun “BOZOKNAĞME-Yozgat’a Güzelleme” kitabına bir göz atalım.
Seyyah Mortdtmann:
“Bozok’ta çıkan buğday, tekmil Avrupa’nın ki kadar vardır.”
Charles Texier
“Yozgat’ın manzarası diğer bütün şehirlerinkinden daha iyidir. Yozgat’ta damlar kiremitle örtülmüştür. Umumi manzarası Avrupa şehirleri gibidir. Bahçelerde meyveler ve pek ala kayısılar yetişir.
Sultan Mahmud’un ayanları imha tertibinde ilk darbeye Çapanoğulları uğradı. Bu ailenin sükûtuyla memlekette intizamsızlık başladı. Yozgat  Liva  merkezi olarak bile bırakılmayıp, işleri basit bir mütesellime  teslim edilmişti. Bey’in yaptırdığı Çapanoğlu Sarayı, yakılarak tahrip olunmuştu. Önce şehrin eteğinde sur vardı. Bu sur, şehri korumadan ziyade kaçakçılığı önlemek içindi. Surlar yıkık haldedir. Belkide eski halden bir eser kalmaması için kasten tahrip edilmişlerdir.”
J.M.D. Kinneir
“Küçük Asya’yı ziyaret ettiğim esnada Çapanoğlu en nüfuzlu ayanlardandı. Onun şöhretinden ürken padişah, bir çok defalar onu ezmeye çalışmışsa da muvaffak olamamış ve Çapanoğlu, birçok bakımlardan bağımsızlığını muhafaza edebilmiştir. Küçük Asya’nın diğer taraflarında görülen şiddet politikasından sarf-ı nazar ederek, ziraatın inkişafına ve halkın refahına çalışmışlardır. Böylece rakiplerinin hasedini çekecek kadar halkın sevgisini kazanmış ve mıntıkalarının genişlemesini temin etmişlerdir. Bu şekildeki hareketlerinden dolayıdır ki halk, Çapanoğlu’na seve seve canını vermeye ve onu son nefesine kadar müdafaaya amadedir. Şehrin etrafında kerpiçten yapılmış bir duvar bulunmaktadır. Yozgat şehri tamamen Çapanoğulları tarafından inşa edilmiştir. Şehirde daha çok Türklerden oluşan bir nüfus vardır. Yozgat Sarayı, farklı bahçe ve avlulardan teşekkül etmiş geniş bir binadır. Saray, kiremitle örtülüdür. Ahşaptır ve iki kat yüksekliğindedir ve şehrin ortasında çok geniş bir yer işgal etmiştir. Sarayın ihtişamı göz kamaştıracak derecededir. Harem dairesi, çok güzel Çerkez kadınlarla doludur. Saray mutfaklarında, her gün 300 kişiyi doyuracak yemek hazırlanır. Saray, çok zengin mobilyalarla donatılmıştır. Geniş kare pencerelerle kaplı, geniş ve uzun galerilerin her bir köşesinde dört ayrı resmi geçit salonu bulunur. Çapanoğlu’nun elmas ve sair mücevher olarak büyük bir servetinin olduğu “50.000” kişilik bir orduyu altı haftada silah altında toplayabilecek kudrette bulunduğu söylenmektedir. Şehrin evleri zariftir. Umumiyetle ahşap olan evler, İstanbul evleri gibi boyanmıştır.”
Eh bu Yozgat geçmişin şanlıymış, geleceğinde mahşere kadar aydınlık olsun.