Oysa ki menekşe gözlerimden düşüp gelmiştim sana…
Hani mevsimde aşk havası vardı?
Hani senden başkası sarıp sarmalamazdı?
Nasılda unuttun beni?
Bir çekmecenin gözünde kalan,
Bir kitap arasında unutulan,
Herhangi bir fotoğraf gibi eskitilen…
Nasılda çok unuttun sen beni?
Nasılda eskittin, kirlettin beni?
Hayatında, ayağınla vurup attığın,
Bir gazoz kapağı kadar değerim olmadı,
Biliyorum daha benim çilem dolmadı…
Nasılda temiz gelmiştim sana,
Bütün umutlarımı ellerine bırakmış,
Yalnızca sana inanmış,
Hiçbir şeyin planını yapmamış,
Su gibi yüreğine akmış,
Gönlümle sana sarılmış,
Beni mi sadece sana bırakmıştım…
Terke dair tetikleyen duygun,
Kavuşmaları neden vurdu?
Bu hikayede avcı sen, av ben oldum,
Bütün yasakalara rağmen,
İnsanlığın ömrüme nasıl pusu kurdu?
Oysa ki menekşe gözlerimden düşüp gelmiştim sana…
Nasılda çok unuttun sen beni?
Dolabında katlayıp, sakladığın kazakların kadar,
Giyip çıkarıp attığın çorapların kadar,
Değerim olmadı, biliyorum daha benim çilem dolmadı…
Bir serçe gibi konmuştum avuçlarına,
Kanatlarımı rüzgarına bırakmış,
Yoluna yelkenler açmış,
Hiçbir şeyin planı yapmamış,
Bir çift sözüne kanat çırpmış,
Bütün canımı uğruna adamış,
Menekşe gözlerimi sana bırakmıştım…
Ayrılığı ateşleyen duygun,
Menekşe gözlerimi niçin kör etti,
Hikayemiz sandığım hikayen,
Yarınlarımı neden yok etti?
İnsanlığın bu kadar mı ölmüştü?
Ki önce ateşe attı sonra kül etti…
Yaşama hakkımı elimden aldın,
Yazlarıma kışları çaldın,
Doğrularıma yalanlar kattın,
Öyle çok kirlettin ki
Ve öyle çok tükettin ki
Söylenilecek gibi değil…
Her şeyi oldu bittiye getiren seni,
Alnıma karaları çalan seni,
Menekşe gözlerimi kör eden seni
Ve seni adam sayan beni
Hiç affetmedim, affetmeyeceğim…
Bugünüm ve yarınlarım
Bütün insanlık haklarım,
Haram olsun insan saydığım,
Haram olsun adam saydığım…
Murat İNCE
YAŞAR SANMA
İntihar mavisi gecelerimin sebebi;
Duvarların konuşmadığı zamanlarda kaldım,
Söküklerimi dikmekten usanmadım,
Yaralarımı kanatmaktan bıkmadım,
Senden sonra yanmadım sayma…
Dikiş tutmaz yaralar bıraktın,
Göç içinde göç, depremlere saldın,
İnandığım ne varsa insanlığa dair yıktın,
Tütün geçmez gecelere attın,
Senden sonra yanmadım sayma…
Oysa ki sende açmıştım gözlerimi,
Kimseler tutmamıştı ellerimi,
Bir sen bilmiştin en masum dileklerimi,
Karaladın yüzümü, kül ettin isteklerimi,
Senden sonra yanmadım sayma…
Tutuşur kalbim çocuklar gibi,
Bir şarkı, bir türkü yeter ağlatmaya beni
Durduramam gözlerimde ki seli,
Şansımın evi yıkılsın, yıktın beni,
Senden sonra yanmadım sayma…
Çabuk sevdin, çabuk tükettin,
Aceleciliğin insanlık kaybından,
Aşk bilmezliğin sözde adamlığından
Dahası atıp tutmalarından,
Senden sonra yanmadım sayma…
Geçen yıllarda özlemedim hiç,
Yetim çocuklar nerden bilsin sevgiyi hiç?
Söyleyemedim kimselere derdim hiç,
Özlem ötesi hiçlik makamında kaldın mı hiç?
Senden sonra yanmadım sayma…
En beyaz, en mavi hayallerimdin,
Karanlıklar yakarken yolları gözlerimdin,
Keşfedilmemiş, hiç gidilmemiş özlemlerimdin,
İnandım, hani en büyük yeminlerindim?
Senden sonra yanmadım sayma…
İntihar mavisi gecelerimin sebebi,
Köpük köpük yalanlarda kaldım,
Kötüleri silmekten usanmadım,
Pişman olursun diye beklemekten bıkmadım,
Senden sonra yanmadım sayma…
 
Senden sonra yaşadım sayma… 
Murat İnce
ADAM SANMIŞTIM
Adam sanmış inanmıştım,
İnsan saymış kapılmıştım,
İnat etmiş caymamıştım,
Senden asla kaçmamıştım…
İçim yanar, kalbim kanar,
Gözüm akar, elim yanar,
Dilim susar, kalbim kanar,
Bana ancak benim ağlar…
Bana benim ağlar ağlar…