YOZGAT, Türkiye’nin en fazla anjiyo uygulaması yapılan illeri arasında bulunuyor.
Bu konuyla ilgili verileri, ilimizdeki sağlık kuruluşları zaman zaman paylaşıyor.
Yani, Yozgat insanı damar tıkanıklıkları ve kalp rahatsızlıkları yaşıyor.
Kimisi bu durumu mutfak kültürümüze bağlıyor, kimisi çile ve stresimize.
Kıymalıyı sevmemiz, hamur işleri tüketmemiz bizi tez zamanda yıpratıyor mu?
Bir de bu memleketin kadınları var sürekli hastalanan…
Anaları, nineleri, teyzeleri…
Bizim hastaneler nedense 40 yaş üstü teyzelerle dolup, taşıyor.
Birçoğunun rahatsızlığı da belli…
Hangisine sorsanız, ‘aman ne bileyim, her tarafım ağrıyor’ diye şikayetleniyorlar.
Doktorlar da net bir teşhis koyamıyor ve torba torba ilaçlarla eve dönüyorlar.
Yozgatlı kıymetli bir yazar, geçmişte Yozgatlı hanımların hava almak için, eski hastanenin aciline giderek, muayene olduğunu söylemişti.
Bu durum o kadar artış göstermiş ki, dönemin doktoru “yahu neden polikliniğe gitmek yerine, her gün acile geliyorsunuz?” diye sormuş.
Bizim teyzeler ise yerel şiveyle: “Amaan, kele oğlum o bahaneyle evden çıkıyoruz, şıhzadenin türbeye okuyup üflüyoruz, sana da bir tansiyonumuzu ölçtürüp,  ağrı kesici vurduruyoruz işte” diye cevap vermiş.
Demem o ki ev hanımlarımız bir süre sonra ‘hastalık hastası’ oluyorlar.
Doktor doktor dolaşıyorlar, gerekli tüm tıbbi tahliller yapılıyor ama net olarak yaşadıkları sıkıntının adı konulamıyor.
Belli mi olur, bakarsınız bir uzman çıkar, araştırır ve meseleyi bilimsel bir dille bize anlatır belki…
ASLİ İŞLER UNUTULDU
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “işini yapmayan bürokrat istifa etsin” dese de, bizde bazıları bırakın işini yapmayı, asli işini çoktan unuttu.
Başka dallara, konulara ve meselelere yoğunlaştı.
Nasıl olsa soran yok…
Nasıl olsa takibini yapan yok…
Sanki, böyle gelmiş böyle gider gibi…
BIRAKMAYI BİLECEKSİN…
Yeri ve zamanı geldiğinde bırakmayı bileceksin.
Tıpkı, yeri ve zamanı geldiğinde üstlenmeyi, sorumluluk aldığını bildiğin gibi…
Sorumluluk ve hizmet duygusuyla, külfeti sırtladığın gibi, omuzundan indirmeyi de yapabileceksin.
Bu bazen yükü daha iyi taşıyabileceklere emanet olmak olabilir.
Bazen gençlerin önünü ve geleceğini açmak olabilir.
Bazen kendini dinlendirmek ve nefes almak olabilir.
Vakti gelince bunlardan birini seçeceksin.
Haydi selametle…
DUYDUK DUYMADIK DEMEYİN
*Kendisine sürekli yeni unvanlar eklemeyi meziyet sayan isimi.
*Yaptığı hizmetlerle eskiyi kıyaslayan belediye başkanını.
*Partisinin bazı politikalarına ciddi tenkitlerde bulunan eski siyasetçiyi.