Geçtiğimiz günlerde bir eğitim ve tetkik programı dahilinde Van iline görevlendirildim. Oğlum Orhun da peşime takıldı ve illaki Türkiye’nin en ucunu Şemdinli’yi görmek istiyorum diye tutturdu. Önceleri pek dikkate almadım. Oğlum şimdi sırası değil falan ne desem de bende gezmeyi çok seven bir insan olduğum için içim kıpırdamadı değil yani.
Orhun beni ikna etmişti. Okulundan izin aldık. Uçakla Van’a gittik. Van’daki görevim 3 gün içinde tamamlandı. Van’daki arkadaşların tanıdıkları vasıtasıyla Şemdinli’ye telefon ettik. Orda bizi Raşit TEKİN adında bir arkadaş karşıladı. Türkiye’nin en uç noktası. Herkes Amerika’yı, Avustralya’yı, Japonya’yı görebilir ama eminim ki, Şemdinli’yi göremez. Çünkü memuriyet, askerlik vs. bir görev olmadığı müddetçe herkese sapa düşen bir coğrafya.. 
Yeşilliklerle kaplı dağları, sıcak ve misafirperver insanları, lezzetli yiyecekleri, meyveleri, sebzeleri bol, doğal ortamı bozulmamış küçük bir ilçe. 
Geniş alanlara yayılmış eşsiz güzelliklerdeki ceviz ağaçlarıyla, güleç yüzleri, dost gönülleri ve folklorik motifleri andıran ilginç yerel giysileriyle, ünlü Şemdinli balı dedirten arıların her çiçek ve ağaç etrafında görüldüğü, cömert ve dürüst insanların yaşadığı bir yer. 
Şemdinli’nin adını sık sık terör olayları ile duyardık. Ürkünç gelirdi bize. Çok anaların, babaların bağrı yandı o coğrafyalarda. Haliyle bize ön yargılı gelen bir ilçeydi. Hayretle sordum. Nasıl olurda böyle engin gönüllü, cömert ruhlu, candan  insanların mekanında canımızın, ciğerimizin yandığı olaylar yaşanır diye..   Onlarda bizim kadar mağdur bu terör olaylarından. Nefretle karşılıyorlar.. 
Sabah hepsi yöresel giysileri içinde Raşit Bey ve 6 arkadaşı geldiler. Balıklı köyüne gidelim dediler. Doğal otlarla beslenmiş, kar suyu içmiş, besili ve lezzetli etli bir koyunu mangalladık. Hakkari laleleri, rengarenk çiçeklerin içinde, berrak ve içinde balıkların gözüktüğü bir dere kenarında o kadar güzel bir gün geçirdik ki.. Orhun şimdi tutturdu bir daha gidelim. Ankara nere Şemdinli nere. Zor gidilen bu ilçemize bir daha gitmek için vallahi bahane arıyorum.  Ordaki arkadaşlar dediler ki seni boşver de iyi ki şu çocuğu getirmişsin. Bizi ve ilçemizi yanlış tanıyorlar. Çocukların bizi ve buraları görmesi iyi oldu dediler.
Kahvehaneye giriyoruz misafirdir diye çay parası almıyorlar, lokantaya giriyoruz misafir diye yemek parası almıyorlar. Bizi daha yeni tanıyan bir insan dahi  evine misafirliğe davet ediyor. Dini bütün, milli ve manevi  değerlerimize sahip çıkan birbirinden iyi yürekli, cömert gönüllü has insanların yaşadığı Şemdinli’den tatlı hatıralarla döndük. 
Allah Kürttür, Türktür, Lazdır, Alevidir, Sunnidir  diye aramızı bozanlara fırsat vermesin. Hepimiz aynı vatanın vatandaşları, aynı cevherin damarlarıyız. Aynı acılarla ağlıyor, aynı sevinçlerle çoşuyoruz. 
Tatlı hatıralarla ayrıldık.