Hürriyet Gazetesi Yazarı Ertuğrul Özkök, Cumartesi günkü ‘Yozgatlı gariban ne olacak İsmet’ başlıklı köşe yazısında Kürt sorununu, Türk milliyetçiliği ile kıyaslayarak; “Hakkarili gariban Kürt’e kontenjan var da, Yozgatlı gariban Türk’e niye yok” diyerek sitemlerini dile getirdi.

Hürriyet Gazetesi’nin iki köşe yazarı Kürt sorununu konu alan yazılarında ‘Yozgat’ ile ‘Hakkari’ kıyaslaması yaptı. Daha önce Kürt Açılımında ‘Hakkarili terörist annesi’ ile ‘Yozgatlı şehit annesi’ kıyaslamasına maruz kalan Yozgat, Kürt sorununu kaleme alan Hürriyet Gazetesi’nin köşe yazarları Ertuğrul Özkök ve İsmet Berkan’ın yazısında bir kez daha gündeme geldi.

Köşe yazarı İsmet Berkan’ın Kürt sorunu ile ilgili bir yazısına atıfta bulunmak amacıyla kaleme aldığı Kürt sorununu konu alan yazısında Yozgat’tan örnek veren Özkök’ün yazısında dikkat çeken bölümler şöyle;

“Hakkarili gariban Kürt’e kontenjan var da, Yozgatlı gariban Türk’e niye yok. Tabiî ki soramıyorum. Çünkü gelecek suçlamaları şimdiden işitiyorum.

“Türk milliyetçiliği yapma.”

İyi o zaman, Türk milliyetçiliği yapmayacağız diye, bu ülkenin garibanları arasında yapılacak bir ayrımcılığı peşinen kabul edelim.

Kürt illerinin neredeyse tamamı kalkınmada ayrıcalıklı iller imtiyazından zaten yararlanıyor.

Ona bir de full vergi imtiyazı mı ekleyeceğiz.

ÖZKÖK’ÜN CUMARTESİ GÜNKÜ YAZISI

İsmet Berkan, Türk medyasında görüşlerine en fazla değer verdiğim yazarlardan birisi.

Çünkü vicdanı vardır.

Çünkü demokrattır.

Çünkü, ideolojik takıntılarının arkansa takılıp dünyadaki her olayı ona göre şekillendirmeye kalkmaz.

Bu gün ona “şiddetle itiraz” edeceğim ve şöyle sesleneceğim:

“Hayır sevgili İsmet, bu kafayla Kürt sorununu çözemezsiniz.”

* * *

Dünkü yazısının başlığı şöyle:

“Özkök’e şiddetle itiraz ediyorum.”

Ben, azar Orhan Miroğlu’nun Kürtlere pozitif ayrımcılık uygulansın. Kürt illeri vergi vermesin tezine karşı çıkmıştım.

Berkan itirazını şöyle özetliyor:

Amerika’da Afrika kökenlilere uygulanan pozitif ayrımcılık başarılı olmuştur. Dolayısıyla Türkiye’de de başarılı olur.

Bundan hareketle üniversitelerde Kürtlere kontenjan verilmesini de savunuyor. O öyle deyince içimden şu soruyu sormak geliyor:

Hakkarili gariban Kürt’e kontenjan var da, Yozgatlı gariban Türk’e niye yok. Tabiî ki soramıyorum. Çünkü gelecek suçlamaları şimdiden işitiyorum.

“Türk milliyetçiliği yapma.”

İyi o zaman, Türk milliyetçiliği yapmayacağız diye, bu ülkenin garibanları arasında yapılacak bir ayrımcılığı peşinen kabul edelim.

Kürt illerinin neredeyse tamamı kalkınmada ayrıcalıklı iller imtiyazından zaten yararlanıyor.

Ona bir de full vergi imtiyazı mı ekleyeceğiz.

* * *

Ama Berkan’a asıl daha önemli bir noktadan itiraz edeceğim.

Berkan benim doğmakta olan bir Türk sorunundan bahsettiğimi söyleyerek mealen şöyle ağır suçlamada bulunuyor:

“Zaten Türk sorununu, bu sorunun varlığından söz edenler yaratıyor.”

İşte bu cümleye çok şiddetle itirazım var.

Çünkü Berkan, olaylara hep gerçeğin katı gözlükleriyle bakabilen bir yazar oldu.

Eğer dikkatle okursa ben “Kürt illerinden söz etmiyorum. Bana göre oralarda zaten Kürt sorunu yok. O bölgeler yerel ve genel seçimlerde kendilerine şöyle veya böyle bir coğrafya çizmiş durumda. Demokratik özerklik diye bir sistemi ilan ettiler.

Asıl ülkenin geri kalan kısmındaki Kürt sorununun daha önemli olduğunu düşünüyorum.

Beni bu görüşe, belli bir dünya görüşü veya milletçilik falan getirmiyor. Orada burada patlayan olayların yarattığı endişe ile konuşuyorum. Bu olayları sadece kınamak, o olayları yapanları aşağılamak, sorunu çözecekse, eyvallah; hep birlikte bağıralım, aşağılayalım.

* * *

Ama görüyoruz ki, bu yaklaşımla sorun çözülmüyor, tam aksine büyüyor.

İşte o yüzden Türk gururunu rencide, Kürt sorununun üzerine bir de Türk sorunu ekleyerek sorunu çözemeyiz, tam aksine büyütürüz diyorum.

İşte o nedenle, Kürt sorunu çözmek için Türklerin üzerine ekstra vicdan vergileri koymak, ekstradan bir suçluluk duygusu yüklemek doğru olmaz diyorum.

Umarım ben yanılıyorumdur.
Editör: TE Bilişim