Yozgat Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı Kenan Filik, terör odaklarının devleti açık açık tehdit edip, 'istediğimiz yapılmazsa ülkeyi kan gölüne çeviririz' diyebilecek cüreti bulduğunu ve şartlı ateşkeslerle tehditlerini sürdürdüğünü belirterek, dış destekli terör eylemlerinin durması karşılığında PKK'ya hangi sözün verildiğinin açıklamasını istedi.
    Üzeri başarıyla örtülerek halkın dikkatinden kaçırılan olayların yaşandığını ileri süren Ülkü Ocakları Başkanı Kenan Filik, Türkiye'nin çok yakın geleceğinde olacak büyük bir değişikliğin taşlarının örüldüğünü söyledi.
    BDP ve PKK başı Öcalan'ın defalarca kez 'istedikleri yerine gelmediği takdirde terörün devam edeceğini söylediğini, BDP'nin de 'silahların susmasının hükümet barışının önünü açmalı diyerek açık açık tehditlerini sürdürdüğünü belirten Filik; “Busözlerle daha örtülü bazen de “ülkeyi cehenneme çeviririz” diyerek açıkça terörle tehdidi sürdürdü. Öcalan'ın referandum öncesi ve sonrasında “talepler konusunda ilerleme olmazsa Ekim sonunda terör yeniden başlar, ben de karışmam” anlamındaki açıklamaları aynı şekilde gayet açık ve netti, nitekim Ekim'in son günü Taksim'de terör saldırısı oldu.
    Şimdi bu saldırıdan sadece iki gün sonra birdenbire “PKK'nın eylemsizlik kararının genel seçimlere kadar süreceğini, Öcalan'ın birden fikir değiştirerek 'olumlu adımlar beklenmektedir, eylemsizliği uzatın' dediğini” duyuyoruz. Eski DTP eş başkanı Aysel Tuğluk o arada “Devlet yetkilileriyle bir kez daha görüşme gerçekleştirildiğini, görüşmenin çok önemli olduğunu, niteliksel ve ciddi bir görüşme olduğunu” açıklıyor. BDP “İmralı'daki Parti Merkezi”nden önceden defalarca haberi verilmiş olan terör saldırısına da “provokasyon” diyerek geçiştiriyor, sanki o saldırı hiç olmamış gibi mutlu, mesut konuşmalar yapılıyor ve olay kapatılıyor. Peki bu kadar önemli görüşmelerde neler söylendiğine neden hiç değinen yok, ortaya çıkan dehşet verici tabloyu kim açıklayacak?
    Bir kere Aysel Tuğluk'un sözleri de, Başbakan'ın sözleri de “devletin terör örgütüyle temas”ı uzun süredir yürüttüğünü gösteriyor. Bu arada örgütün kanlı katliamları sürdüğüne göre devlet o uzun süreçteki temaslarda başarısız olmuş demektir. Peki şimdi iki gün içinde hangi söz verildi ki Öcalan ve BDP aniden ağız değiştirdiler ve saldırının hemen arkasından Ahmet Türk'ün “silahların susmasını isterken barışın önünü kapatırsak mesafe alınmaz” sözlerindeki barışın önü açıldı, asla beklemeyeceğini bildirmekte olan Öcalan ağız değiştiriverdi?Taksim terörü yeni anayasa nedeniyle yapılmıştır. Öcalan ile BDP'nin “Güneydoğu'da özerk Kürdistan”dan başlayan ve hepsi önce “Anayasa'nın değiştirilemez maddelerinin değiştirilmesini” gerektiren talepleri açıkça belliydi, Taksim'deki eylem “Öcalan'ın tehditlerinin gerçekleşeceğini, örgüt üzerindeki gücünü” anlatmak üzere yapıldı. Aynen Habur'dan onun çağrısıyla gelen PKK'lılar gibi.Ama eğer PKK “Öcalan'ın daha önce dediği gibi hükümetin oyalamayıp bunları hemen gerçekleştirmesi için” terör saldırılarını sürdürseydi iktidar partisi Anayasa'da “nelerin verileceğini” açıklamak zorunda kalacak, bunun sonucunda şüphesiz kendi tabanının bile tepkisiyle karşılaşacak, oyları ciddi şekilde düşecekti. Oysa “PKK'nın taleplerinin seçimden sonra karşılanacağı” söylenirse terör örgütü kesin bir söz karşılığında birkaç ay daha bekler. Zaten kış da geliyor, teröristin saklanma mevsimi, bir taşla kaç kuş” dedi.
    “Hükümet önce;dış destekli terör eylemlerinin durması karşılığında “PKK'ya hangi sözün verildiğini, ne karşılığında eylemsizliğin uzatıldığını, kısacası yeni anayasada neler olacağını” halka mutlaka açıklamak zorundadır” diyen Filik; “Bu nasıl bir demokratik rejim ki ülkeyi yönetenler en önemli adımları emrivaki olarak atıyor ve toplumu oldu-bittiye getiriyorlar, şimdi de devamlı her konu “2011 seçimlerinden sonra”ya bağlanıyor. Oysa seçim bir kader kısmet oyunu değildir, millet ateşkesin neden seçimlere kadar uzatıldığı konusunda öğrenme hakkına sahiptir. Bu açıklamamız da “yeni anayasanın neden gizlendiğini” kendi düşüncemize göre açıkladık, bu konuda açık ve net bilgi verilmediği takdirde “iddiamızın doğrulandığını” kabul edebiliriz” şeklinde konuştu.
Editör: TE Bilişim