Siyasetçiler ve büyükşehir-ilçe belediyeleri tarafından adeta teşvik edilen göç politikaları Ankara’nın nüfusunu patlattı ancak sosyal hayatını nasıl etkilediği tartışılıyor.

            Ankara’nın seçmen yapısını değiştiren göç nedeniyle başkentin nüfusu New York’un yarısı yani 4,5 milyon kişiye yaklaştı. Ancak sadece ekonomik değil sosyal hayatın da bir göstergesi sayılan gayrı menkul fiyatları kentteki hayat kalitesine ilişkin ipuçları ortaya koyuyor.

            Hava kirliliğine elverişli çanak yapısı nedeniyle Atatürk tarafından dönemin tanınmış mimarlarına özenle hazırlatılan, başlangıçta tipik bir Balkan başkentini andıran ve her mevsimin gerçek anlamıyla hissedildiği coğrafyasında sakinlerinin "bahçeli evlerde" doğayla içiçe yaşamaları için 400 bin nüfusa göre öngörülen Ankara’nın nüfusu bugün patlamış durumda. Ankara’daki nüfus yoğunluğunun emlak fiyatlarına yansıması üzerine bir inceleme yapan Türk Sanayici ve İş Adamları Vakfı, Emlak Sektör Kurulu Başkanı Salim Taşçı, "Dünya başkentleri arasında, nüfus yoğunluğu bakımından 7’nci sıraya yükselen Ankara, merkezi yerlerdeki konut ve büro fiyatları açısından sonda gelmektedir. Daha açıkçası en ucuzudur" dedi.

            90-110 metrekare arası daire ve bürolar baz alındığında, fiyat bakımından ilk sırayı Paris, Tokyo, Londra, Roma, Oslo ve Viyana alırken, Tiran ve Ankara’nın sonlarda yer aldığını belirten Salim Taşçı, villa değerlerinde de, Tiran ve Ankara’nın yine en ucuz kaldığını bildirdi. Taşçı, "Avrupa başkentlerindeki, villaların bahçeleri 1 - 5 dönüm arasında değişirken Ankara’nın sadece belirli ve çok az kısmında büyük ölçekli bahçeli villalar bulunmaktadır. Mortgage sistemiyle Avrupa’da konut alımı çok kolayken, Türkiye de banka kredi faizlerinin yüksekliği alımı zorlaştırmaktadır. Avrupa da konut alanlar kredilerini mutlaka sigorta önceliği konuta verilmektedir. Kişinin sigorta yaptırmasının bir yığın avantajı bulunmakta, hiçbir dezavantajı bulunmamaktadır" dedi.

TAŞÇI: ANKARA’DA TEKNOLOJİK-

ARABESK

YAPILAŞMA VAR-

            Avrupa da, 50 ? 60 yıllık binaların daha gözde olduğunu, çabuk alıcı bulduğunu, teknolojik ve arabesk yapılaşmadan dolayı, 40 yılda ömrünü tamamlayan Türkiye’deki binaların daha az talep gördüğünü anlatan Taşçı, Paris’te 2.600 bin - 3.800 bin, Tokyo’da 2.500 bin ? 3.500 bin, Londra’da 2.600 bin ? 3.500 bin, Oslo’da 2.100 bin 2.500 bin, Roma’da 2.100 bin ? 2.500 bin, Roma’da 2.200 bin ? 2.600 bin, Viyana’da 2.100 bin ? 2.400 bin, Madrid’de 1.750 bin ? 1.900 bin avro taban-tavan miktarları arasında gayrımenkuller satıldığını bildirdi.

            Ankara’nın Çankaya ilçesinde, Kızılay’da dairelerin 150 bin lira taban, 200 bin lira tavan fiyata satıldığını, büroların 100 bin lira taban, 150 bin lira tavan fiyattan alıcı bulduğunu kaydeden Taşçı, "Dünya başkentlerinde genelde ana arterlerdeki merkez bürolar yoğunluk gösterir. Ankara’da da merkez yani Kızılay yüzde 90 oranında, büro-işyeridir. Avrupa da, Monaco’da daire ve büro fiyatları, metrekare birim fiyatı olarak, 140 bin avrodan başlamaktadır. Onun için Monaco değerleme dışında tutulmalı. Avrupa başkentlerine yabancı ilgisi yoğun şekilde devam ederken, Ankara’ya talep yok derecededir" dedi.

EN GÖZDE

BULVARINDAKİ İŞ YERLERİ...

            "Avrupa kenti" ilan edilen Ankara’nın gayrımenkul skalası Avrupa’ya göre adeta yerlerde sürünürken, en büyük bulvarlarındaki işyerlerinin profili de kentteki hayat kalitesinin ipuçlarını veriyor. Ankara’da birçok kuşağın anılarında yer eden Piknik, Sanat Kurumu, Beethoven Gece Kulübü, Kızılay Parkı gibi mekanların yerinde yeller esiyor. Caddeler belediyelerin büfeleri ve prefabrik dükkanlarla yaya trafiğine kapatılmış durumda. Ankara’nın en değerli gayrımenkullerinin bulunması gereken Atatürk Bulvarı’nın Kızılay’daki merkezinde, pahalı avukatlık, danışmanlık büroları, kitapçılar, büyük mağazaların orta sınıfa hitap eden şubeleri, modaevleri, orta sınıfın kesesine uygun cafe, pastane, bistro, butik ya da restoranlar yerine iş hacmi düşük işyerlerinin çokluğu dikkati çekiyor. Kızılay’ın merkezindeki parka 1990’ların kasaba otellerinde çok sık rastlanan mimariyle inşa edilen, atıl duran "Kızılay binası" ise Atatürk Bulvarı’nın işyeri zincirine noktayı koyuyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından binaların cephelerinin makyajlanmasının gerçek değerleri nasıl değiştireceği işyeri sahipleri tarafından tartışılırken, gayrımenkullerdeki benzer değersizleşme Atatürk Bulvarı’na paralel cadde ve sokaklara da yansıyor.

Editör: TE Bilişim