Uzun süredir üzerinde çalıştığı Yozgat Sevdası isimli eserini çıkararak Yozgat kültür ve edebiyatına yeni bir eser kazandıran gazeteci, şair yazar -Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği Başkanı hemşerimiz Ahmet Sargın’la “ Yozgat Sevdası” nı konuştuk.

İLERİ: Hocam,, uzun bir çalışmanın ürünü olan Yozgat Sevdası isimli eserinizi çıkararak Yozgat kültürüne yeni bir eser kazandırmış oldunuz. Yozgat Sevdası nereden, nasıl doğdu?

A.SARGIN: Yozgat Gündemi, Yozgat Sevdası, Yozgat Kültür Elçisi gibi isimleri zaman zaman kullanıp köşemize taşıdığımızı biliyorsunuz. Uzun bir süre “Yozgat Sevdalıları” diye yazılar yazdık. Yozgat kültürüne, sanatına, ticaretine, ekonomisine, sporuna ve siyasetine emeği geçen insanları köşemizde yad ettik. Yozgat gerçekten de bizim sevdamız, tutkumuz ve tek derdimiz oldu. Memleketine, Türkiye coğrafyasına, Türk İslam Coğrafyasına aşık insanlardanız. Ülkemize, kültürümüze memleketimize karşı görevlerimiz var. Gök Kubbede hoş bir seda bırakabilmenin çabasındayız. Aldığımız kültür de, yaşadığımız hayat da bize bunu öğütlüyor.

            Yozgat Sevdası nasıl doğdu? Dernek olarak Yozgat’la ilgili şiir ve makale yarışmaları açtık. Gelen eserlerin çoğunun başlığında ve içeriğinde “ Yozgat Sevdası” işleniyordu. Dostumuz, kardeşimiz Şebinkarahisarlı şair- yazar Hikmet Okuyar’ın “ Yozgat Sevdası” isimli şiiri çok hoşumuza gitti. Dedik ki, mademki dostlarımız bu ismi çok kullanıyor, biz de seviyoruz. Kendimizi Yozgat’ın Kültür Elçisi olarak da tanıtıyoruz. Öyle ise eserimizin adı da “ Yozgat Sevdası” olsun dedik. Yozgat Sevdası ismi böyle şekillenmiş oldu.

İLERİ: Hocam, uzun yıllar öğretmenlik yaptınız. Çocuklarımıza hizmet ettiniz. Okullardaki okuma ve yazma konusunu degerlendirir misiniz? Çocuklarımız yeterince kitap okuyup yazıyorlar mı?

A. SARGIN: Çok önemli bir konuya değindiniz. Bu benim içimde bir yara. Bizler kitaba dost insanlar olarak yetiştik. Kütüphaneler bizim evimizdi.  Kütüphane çocukları olarak yetiştik. Evimizde soba yanmaz kütüphanelerin sobasında ısınırdık. Kısacası öğretmenlerimiz bizleri kitap dostu olarak yetiştirdiler. Hepsinden  Allah razı olsun, rahmetlik olanlar var onların da mekanı Cennet olsun.

            Şimdilerde maalesef, ama maalesef kitap okuyan çocuklarımızın sayısı az. Öğretmenlerimizin çoğu da okumuyor, okumayı teşvik  etmiyorlar. Bana üzülüyoruz. Bir internet belası çıktı. Televizyon, oyun ve internet alışkanlıkları çocuklarımızı kitaptan soğutuyor. Öğretmenlerimizin yapması gereken iki önemli konu var. Birincisi çocuklarımızı kitaba dost yapmak ve okumayı tutku haline getirebilmek. İkincisi de yazmak, yazılı anlatımı geliştirmek. Okuyan ve okuduklarını yazıya döken kişiler olmalarını sağlamak.

            Velilerimiz, öğretmenlerimiz, anne ve babalar bu konularda çaba sarf etmelidir. Kitap okumayan eğitimci olur mu? Kitap okumayan iyi bir anne ve baba olabilir mi? Kitap okumadan gelişme, kalkınma olur mu? Elbette hayır. Toplumumuzun en büyük hastalığı bu, boş vermişlik ve nemelazımcılıktır. “Eğitim Şart” diye eğitimi alaya alır hale gelmişiz yazık. Diyeceğimiz o ki, yavrularımıza kazandırabileceğimiz en iyi alışkanlıklardan biri okuma alışkanlığı, diğeri de “ Yazma “ alışkanlığıdır. Türkçe, edebiyat ve sınıf öğretmenleri,

            Anne ve  babalara her iki husus da çok görevler düşüyor. İşi ciddiye almalı ve yavrularını okuyan yazan bireyler olarak hayata hazırlamalıdırlar.

İLERİ: Peki hocam anladık. Okumanın ve yazmanın önemini. Yozgat Sevdası isimli eserinizi ne kadar bir sürede hazırladınız ve kitabın içeriği nedir?

A.SARGIN: Yozgat Sevdası uzun bir çalışmanın sonucunda ortaya çıktı, eser haline geldi. 2006 lı yıllarda başladı, tabii ki öncesi de var. 2011 li yılların başında  tamamlandı ama, ilavelerle yeni baskıyla devam edecek. Kitaba  sadece kendi yazılarımızı almadık, dostlarımızın yazılarını ve şiirlerini de aldık.

            Herhangi bir vesileyle Yozgat’a gelen ya da yarışmamıza şiir- yazı , gezi notu gönderen dostlarımızdan  seçerek aldık. Ayrıca derneğimizin çalışmalarından örnekler de aldık. Yozgat’la  ilgili yazılmış şiirleri seçtik, en güzel yazıları  aldık, Yozgat Sürmelisinden örnekler aldık. Fotoğraflarla bunları zenginleştirdik.

            Kitabı eline alan Yozgat’la ilgili  bilgi edinebilmeli dedik. Merkez ilçede dahil tüm ilçeleri işledik. Yozgat Sevdasının iliklerimize işlemesini, beyinlere yazılmasını, gönüllerde temsil edilmesini arzu ettik. Bu sevdayı gönüllere nakşettiğimizi düşünüyoruz. Bu eserle Yozgat sevdası bitecek mi, elbette hayır, yeni ilaveli baskılarla, hatta renkli baskılarla devam edecektir.

İLERİ: Hocam Yozgat Sevdası çıkalı sanırım sekiz on gün oldu. Yozgat kamuoyuna yeterince duyurabilmiş değilsiniz ama, esere olan ilgi nasıl? Yöneticilerimiz, Yozgat halkı eserinizi nasıl karşıladı?

A.SARGIN: Evet eseri henüz takdim etmeye, duyurmaya başladık. Acemiliğimize geldi, baskısından pek memnun kalmadık ama, eseri yöneticilerimize, Yozgat kamuoyuna ulaştırmaya çalışıyoruz.. Vali beyle görüştük, belediye başkanımızla görüştük, desteklerini talep ettik. Yardımcı olma sözü verdiler. Basın yoluyla Yozgat kamuoyuna duyurmaya çalışıyoruz. Yerel  basındaki  arkadaşlarımıza özellikle teşekkür ediyorum. Yozgat basını bu konularda son derece duyarlı davranıyorlar.

            Tabii ki siyasetçilerimizden oda başkanlarından, kurumlardan ilgi ve destek talep ediyoruz. Özellikle Belediye Başkanlarımızın desteğini isteyeceğiz. Bizler emekli, ekonomik geliri sınırlı insanlarız. Böyle bir eseri yöneticilerimiz ve halkın desteği olmadan maalesef çıkarmak çok zor. Bunlar çok ciddi talepler değil ama, kültür ve sanata, sanatçılara, yazarlara, araştırmacılara destek olma zorundayız. Bizler kültür elçileriyiz.. Kültürüne  sahip çıkan insanlarız. Böyle bir talebi dile getirmek de bizim hakkımız olmalı.

İLERİ: Hocam eserinizin Yozgat kamuoyuna ulaşmasında bize düşen görevler  var mı? Bizler bu konularda size yardımcı olmak isteriz.

A.SARGIN: Bakın ifade ettim, Yozgat basını çok duyarlı. Sizler mesai arkadaşlarımsınız, dostlarımsınız, siz elinizden geleni yapıyorsunuz. Biz daha çok bu desteği yöneticilerimizden, belediyelerimizden , oda başkanlarından, kurum temsilcilerinden bekliyoruz. 50- şer 100 ‘er adet alıp kurumlarına ücretsiz dağıtmalılar.

            Sürmeli Festivali yaklaşıyor, 300- 5000 adet alıp  festivalde dağıtılmalı, okullara kurumlara ulaştırılmalı. Artık “Yozgat Sevdası” eseri bizim olmaktan çıktı, Yozgatlı sahiplenmeli. Eleştiri gelmeli, ikinci baskısında şunlar da olmalı denilmeli.

            Biz domates, biber satmıyoruz, kültüre Yozgat Kültürüne hizmet ediyoruz. Zamanımızı, emeğimizi gayretimizi bu yönde kullanıyoruz. Kim olursa olsun sanatçı,( sanatkar da dahil) itibar görmediği yerden itibar göreceği yere göç eder. Bizler asla yaşadığımız şehri terk etmeyi düşünmüyoruz. Sitemimiz de yok, kırgınlığımız da yok, beklediğimiz şey ilg,i alaka, maddi ve manevi destektir. Bu desteği duyarlı yöneticilerden, duyarlı hemşerilerimizden bekliyoruz. Böylesine bir desteği  alacağımıza da inanıyoruz.

            Kurumlar, şirketler, belediyeler, yöneticiler olarak bizim “ Hediyemizdir” damgasını vurup üyelerine damıtmalarını öneriyoruz. Bu vesileyle tüm hemşerimize saygı ve selamlarımızı sunuyorum.. Yozgat basınına da Teşekkürlerimizi ifade ediyorum. Özellikle sizlere mesai arkadaşlarıma bana verdiğiniz desteğe  teşekkür ediyorum. Sağ olunuz, var olunuz. Her zaman arakamızda, yanımızda sizleri görmek bizi mutlu ediyor.

İLERİ: Hocam biz de sizlere başarılar  diliyoruz. Yeni eserler vermeniz temennisi ile  Yozgat Sevdası” nın artarak devam etmesini diliyoruz. İnşallah en kısa sürede ikinci baskısını da yaptırırsınız.

Röportaj: Tarık YILMAZ

Editör: TE Bilişim