“Adaletsizliğin, hukuksuzluğun ve insanlar arasındaki ayrımcılığın her geçen gün artarak devam ettiği ülkemizde, HSYK seçimleri öncesi yargıçlara rüşvet olarak dillendirilen, Hakim ve Savcılara yapılacak olan zam, adalete olan güveni daha da azaltacaktır” dedi. 
Yargıçlara yönelik ayrımcı bir uygulamanın adalete yapılacak en büyük kötülük olduğunu ileri süren Başkal;
“Bu ayrımcılık anlayışı nedeniyle, Hakim ve Savcılarımız itibar kaybına uğrayacaklardır.
Hükümet daha önce değişik tarihlerde yaptığı iki ayrı düzenleme ile, hakim ve savcıların ekonomik ve sosyal haklarında ciddi anlamda iyileştirmeler yapmıştır. Söz konusu düzenlemeler yapılırken de bugün olduğu gibi,  50 bini aşkın adalet çalışanı göz ardı edilmiştir.
Bilindiği gibi, adalet hizmeti verenler sadece yargıçlar değildir. Yazı işleri müdüründen, mübaşirine, zabıt katibinden, teknik elemanına kadar 50 bini aşkın adalet çalışanı mesai mefhumu olmaksızın hizmet sunmaktadır. Adalet hizmeti sunanlar arasında yapılan ayrımcılık, adalet hizmetlerinin verimini düşürdüğü gibi, çalışma barışını da sekteye uğratacaktır” diye konuştu. 
“Adalet hizmetlerinin olmazsa olmazları Adliye çalışanlarını yok farz ederek, sadece yargıçlara yapılacak bir zam, adı "Adalet Bakanlığı" olan bir kuruma yakışmamaktadır” diyen Başkal, şunları kaydetti: 
“Ülke insanlarına Adalet hizmeti sunmak için oluşturulan bir kurumun, kendi çalışanları arasında ayrımcılık yapması adalet anlayışına yapılmış olan en büyük darbedir. Bu sebeple, adında "Adalet" olan bir partinin, yine adı "Adalet" olan bir Bakanlığın, bu ayrımcı anlayışıyla gerçek manada adalet dağıtması imkansızdır.
Adalet çalışanları arasında 3. defa yapılacak ayrım, çalışma barışını bozacak ve adalet hizmetlerinin sekteye uğramasına sebep olacaktır. Adalet Bakanlığı bu yanlıştan vazgeçmeli, TBMM Adalet Komisyonu ise bu fütursuzluğa alet olmamalıdır. Hakim ve Savcılara yapılacak zam diğer adalet çalışanlarına ve tüm kamu çalışanlarına da yansıtılmalıdır.
Biz, kamu görevlilerine yapılacak her iyileştirmeye destek veririz. Ancak, ayrımcılığı ve adaletsizliği kabul etmemiz mümkün değildir. Kamu hizmeti veren hizmet sınıfları içerisinde, üst düzey yöneticilerle birlikte yargıçlarımızda Türkiye şartlarında yeterli ücret almaktadır.
Adalet Bakanlığı'nda stajer bir yargıç, 4.000 TL aylık ücretle işe başlamaktadır. Birinci sınıf hakimlerin aylık ücretleri ise 8.000 TL'nin üzerindedir. Ortalama yargıç ücretleri ise, 6.000 TL'yi aşmaktadır. Bugün işe başlayan en alt düzeydeki bir devlet memuru ise; 1.650 TL ortalaması ise, 1.800 TL civarındadır.
AKP 13 yıllık iktidarı boyunca çıkardığı Kanun Hükmünde Kararnamelerle bir kısım kamu çalışanının fazla mesai ücretlerine, havuz paralarına, ek ödemelerine ve ikramiyelerine el koyarak, memurlarımızı mağdur etmiştir. Aynı süreçte ise, üst düzey yöneticilerle ilgili bazı özel düzenlemeler yaparak, ücret ve tazminat göstergelerini yükseltmiş, ücretlerinde önemli derecede artış sağlamıştır.
Türk Büro-Sen olarak, memurlarımızın haklı taleplerini her platformda kararlılıkla savunmayı sürdüreceğiz ve yargıçlara yapılması düşünülen zammın tüm kamu çalışanlarına verilmesi için eylemlik sürecimizi devam ettireceğiz ayrıca üretimden gelen gücümüzü kullanmaktan da geri durmayacağımızı kamuoyuna saygı ile duyururuz”

Editör: TE Bilişim