YOZGAT, tarım kenti olmaktan memnun değil ama bu durumdan kurtabilmek için attığı bir adım da yok. Bu yıl tarım alanlarında yetiştirilen domates ve biber, kurulan kazanlarda salça yapıldı. Her ne kadar ulusal düzeyde yayın yapan basın kuruluşları domatesin tarlada kaldığını haber yapmış olsa da Yozgat'ta şu ana kadar böyle bir durum söz konusu olmadı/olmasın.

Pazarda önceki yıllarda olduğu gibi 'yerli üzüm' diye satılan üzümleri gördük. Karanlıdere, Topaç, Şahmuratlı ve daha bir çok alanda bulunan bağlarda yetişen üzümleri pek göremedik. 'Yerli' diye satılan, Kırıkkale'nin, Kırşehir'in, Çorum'un, Nevşehir'in üzümü. Anlaşılan o ki 'Yerli' anlayışımızda değişmiş durumda. Benim anladığı düzeyde yerli üzüm, yani Yozgat topraklarındaki bağlarda yetiştirilen üzüm bu yıl pekmez yapıldı. Sosyal medya hesaplarından takip edebildiğim kadarıyla, biraz da covit-19 salgınına bağlı olarak üretici ürününü pazara getirip, satmak yerine tarlada pekmez, salça yapıp satmayı uygun buldu.

Yozgat'ta daha bir çok tarımsal ürün ile birlikte doğal olarak yetişen ürünlerimiz mevcut. Kısmi olarak bunlar toplanıp, pazara hazır hale getirilerek, ev ekonomisine katkı sağlanmaya çalışılıyor. Bir iki ilçemiz hariç, tüm ilçelerde kadınlar tarafından kurulan birlikler var. Bu birlikler aracılığı ile hazırlanan ürünler pazara bir şekilde sunulmaya çalışılıyor.

''Yozgat'ın bu alanda bir markası var mı?'' sorusunun yanıtı yok. Meşhur bir anlatımdır, üniversite öğrencisinin kendisine yöneltilen ''Yozgat'ın neyi meşhur?'' sorusuna verdiği ''Bingöl Kadayıfı!'' yanıtı. Yozgat tarım sektöründen bir marka yaratabilir. Ama önce istemek gerek.