Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı iken, üniversite bünyesinde yolsuzluk yapıldığı iddiası ile Cumhuriyet Savcılığı’na yaptığı suç duyurusu sonrası profesörlük unvanı alınan ve işten atılan Doç. Dr. Hasan Zafer Acar’a, Yozgat’ta Sivil Toplum Kuruluşu temsilcileri destek verdi. Acar,  üniversite rektörünün kendisine muhalefet eden herkese iş yerinde psikolojik baskı uygulayıp, soruşturma açarak, psikolojik taciz yani Mobbing uyguladığını ileri sürdü.

                İşyerinde psikolojik taciz anlamına gelen Mobbing davası Yozgat Bozok Üniversitesi’nde bazı öğretim görevleri ve rektörlük arasında yaşanıyor. Üniversite rektörünün kendisine muhalefet eden öğretim görevlilerine Mobbing uyguladığını ileri süren Tıp Fakültesi eski Dekanı Doç. Dr. Hasan Zafer Acar, çalışan personellere dahi baskı uygulanarak işten atıldığını ve hakkında soruşturma açıldığını söyledi.

                Yozgat Tabipler Odası’ndan Dr. Ahmet Tuğrul Eruyar, Dr. İsmail Şimşek, Türk Eğitim-Sen Başkanı Seyfi Bayrak, Eğitim-Sen Şube Başkanı Özgür Altınok, İşadamı Sinan Biçer, düzenledikleri basın toplantısı ile profesörlük unvanı elinden alınarak, tüm sosyal güvenceleri ve maaşını kaybeden Doç. Dr. Hasan Acar’a destek verdiler.

‘İMPARATORLUK ZİHNİYETİYLE ÜNİVERSİTE YÖNETİLİYOR’

                Tıp Fakültesi eski dekanı Doç. Dr. Hasan Zafer Acar, rektörlük tarafından imparator zihniyetli bir yönetim anlayışının hakim olduğunu belirterek, çeşitli iddialarda bulundu. 

                                               Acar ; Hukuka ve ortak akıla saygı duyulmamıştır. Üniversite bir imparator zihniyeti ile yönetilmiştir. Ben bilirim, ben yaparım, ben getirdim, ben aldım. Yasal koşullar içerisinde üniversitenin bulunduğu il olan Yozgat iline pozitif ayrımcılık yapılmamıştır. Bu bir zorunluluktur. Küçük illerde üniversitenin kurulmasının sebebi, sosyal ve ekonomik yapının güçlendirilmesidir. Bunun diğer illerde bir çok örneği vardır. Maalesef Yozgat’ımızda pozitif ayrımcılık yapılmamıştır” dedi.

MOBBİNG MAĞDURLARI OLDUK

                Mevcut bütçeyi rantabl kullanmayan üniversite yönetiminin kendisine muhalefet eden herkese soruşturma açtığını ileri süren Acar, bunun en önemli örneğinin kendisi olduğunu söyledi.

                “Bunlardan birisi benim, birisi Ziya Avşar Hocam, diğeri Hayrettin Rayman hocam” diyen Acar; “İş o kadar ileriye götürülmüştür ki Hayrettin Rayman hocam üniversiteden atılmıştır, üzerine tüy dikilmiştir Mobbing’in. Ben soruşturma dahi açılmadan üniversiteden uzaklaştırıldım” diye konuştu.

TUZ VE ŞEKERİ YASAKLAYARAK BASKI UYGULAMIŞIM

                Üniversite bünyesinde son derece yoğun bir şekilde psikolojik taciz olayları yaşandığını ve bu konuda mahkemeye kadar giden sürecin başladığını vurgulayan Doç. Dr. Hasan Zafer Acar, Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı yolsuzluk ve rüşvet iddialarının ardından kendisine cehennem hayatı yaşatıldığını söyledi.

                Sekreterinin rektörlük makamına çağrılarak kendisiyle ilgili özel bilgi ve belgeleri vermesi için baskı uygulandığını, sonuç alınamayınca da işten atıldığını kaydeden Acar, şunları anlattı: “Benimle ilgili olarak şikayetçi olduğum öğrenildikten sonra inanılmaz bir cehennem hayatı yaşatıldı. Sekreterim ve fakülte sekreterim çağrıldı makama. Rektör hanıma özel kalem müdürü aynı zamanda eniştesi, onunla beraber aleyhime belge, bilgi istendi. Sekterim bunu vermedi, kızcağız orada sinir krizleri geçirdi, aynı gün işten atıldı. Ve sekreterim bu konuyla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulundu.

                Fakülte sekterimin elinden şöyle bir dilekçe almışlar; dekanlık makamında tuz ve şekeri yasaklayarak inanılmaz bir baskı uyguladığım şeklinde yazılı bir şekilde YÖK makamına dilekçe gitmiş. Orada gülerek karşılanmış bu dilekçe.

                Onun dışında da şuana kadar çok arayıp, taranmasına rağmen benim işlediğim bir suç yok, buna ne kadar üzülseler de.

                Bunun dışında kepek ekmeğin, balığın faydaları yazıları hakkında neden ismim var diye soruşturmalar açıldı. Şeyma Bebek isimli 6 çeşit hastalığı olan bebekle neden ilgilendiğimiz, neden köye kadar gidip kontrol ettiğimizle ilgili en asli görevimizle ilgili hakkımızda soruşturma açıldı.

                Ben ve sekterim Tıp Dekanlığı olarak sürgüne olarak gönderildik. Virane bir oda, kapıları kameralar izleniyor. Orada izole edildik.

                Hastalandığımız zaman aldığım heyet raporları hem kuruma soruldu hem rapor verenlere soruşturma açıldı. Bunun dışında tüm idari kararlarda Tıp Dekanlığı bypas edildi.

                En son 8-10 tane soruşturma açıldı, bunun tamamına yakını YÖK’ten ve mahkemeden döndü, baktı ki olacak gibi değil soruşturma bile açılmadan üniversite ile ilişiğimi kesti. Bu Türk hukuk tarihinde medeni dünyada ilk kez yaşanan bir olaydır. Hiçbir kamu çalışanı soruşturma dahi açılmadan görevinden alınmaz.

                Bir ilk yaşandı yine rektör hanım yaşandı Yozgat’ta, tam bir idari katliam yaşandı. Şuanda ben çocuklarım maaşımız yok, sosyal güvencemiz yok.”

                Toplantıya katılan STK temsilcileri de açıklamaları ile Acar’a destek vererek, Mobbing’e karşı tüm çalışanları birlik ve destek olmaya davet ettiler.

Editör: TE Bilişim