Suriye ve Irak gibi ülkelerin yakın komşumuz olmasından ziyade, Türkiye Cumhuriyeti’nin bahçesi konumunda olduğunu hatırlatan Çıtak,

“Irak benim bahçemdir, Suriye benim bahçemdir, Türkmendağı benim öz yurdumdur, Türkmen benim hem din kardeşim hem de soy kardeşimdir. Dün masa üzerinde haritaları çizenler bugün yeni haritalar peşindeler. Bahçemde beni tehdit ediyor ve demek istiyor ki, yarın evine, odana gireceğim” diye konuştu.

Mustafa Çıtak, devleti yönetenlerin askeri ve siviliyle birlikte bu süreci vaktinde iyi  okuyamadığını ve okuması gerektiğini  belirterek,

“Benim devletimi yönetenler siviliyle-askeriyle bu süreci okumalıydı. Bilmeliydiler, uluslararası toplantılarda şirin görüntüler verenlerin aslında birer cani olduklarını. Müslümanın, Müslüman Türk’ün kanını dökmekten zerre kadar rahatsız olmadıklarını, olmayacaklarını anlamak için idareci olmaya gerek yok. İdarecilerin bunun ötesinde bir ferasete sahip olmaları gerekir ve vaktinde, önce Allah(cc)a tevekkül edip sonra her türlü tedbiri almaları lazımdır. İnsanların nefsini okşayan, tumturaklı  ama içi boş sözlerle milletin hukukunun korunamayacağını bizi idare edenler ne zaman idrak edecekler” dedi.

Alperen Ocakları Başkanı Mustafa Çıtak, Alperen Ocakları’nın dün olduğu gibi bugünde masum ve mazlumların yanında olduğunu ve bunu da hiçbir zaman bir siyasi malzeme olarak kullanmadığını dile getirerek, Türkmendağı’na  cihat yapmaya giden Alperen Ocakları mensuplarına ve orada çarpışan diğer mücahitlere Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının destek olması gerektiğini  ifade etti.

Mustafa  Çıtak, konuyla alakalı düşüncelerini ve açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Bir insan düşünün ki uzuvlarından birisi kesiliyor ama hiç kılı kıpırdamıyor. Bir millet düşünün ki mensuplarından birine tecavüz ediliyor, sesi hiç çıkmıyor. Böyle bir ruhsuzluğu tarihimizin hiçbir döneminde görmek mümkün değildir. Biz nasıl bir millet olmuşuz ki, düşman bizim evimize girme cüretini gösteriyor. Nasıl bir gaflete dalmışız ki, bizi sevk ve idare edenlerin sözünün hiçbir kıymeti harbiyesi kalmamış.. 

Silkinip kendimize dönmeli, önce Allah(cc)’la olan ahdimizi güncellemeli, hiçbir mazerete sığınmaksızın Hakikat yolculuğumuza bıraktığımız yerden devam etmeliyiz. Biz etmeliyiz ki, önümüze çıkardıklarımızın sözünün tesiri olsun. Dün nerede bir mazlum varsa onun hamisi olan bu milletin evlatları, bugün kutsal mekânları küfür ehlinin postalları ile kirletilip, kanları dökülürken sükût edemez, etmemeli.. 

Dünyada kanın, adaletsizliğin, barbarlığın, menfaatperestliğin, sömürünün temsilcilerinden merhamet bekleyemeyiz. Merhamet medeniyetinin varisleri olarak senliği-benliği bir tarafa bırakıp Allah(cc)’ın, tarihin, vatanın, kardeşlik hukukunun bize yüklediği mesuliyeti bir an önce yüklenmeli ve icaplarını yapmalıyız. 
Alperen Ocakları olarak yaptığımız bu çağrıya milletimizin duyarsız kalmayacağını, yetkililerin ise her ne pahasına olursa olsun gereğini yapmalarını sabırsızlıkla bekliyoruz”


Editör: TE Bilişim