ANADOLU kırsalında yaşayan, geçimini tarım ve hayvancılıkla temin eden ailelerin ‘can şenliği’ olarak adlandırdığı, en önemli yardımcıları Eşek, Katır ve At gibi tek tırnaklı hayvanlara olan taleple birlikte sayıları da azalmaya başladı. Tarımdaki daralma, köyden şehre göç, tarım alanlarına ulaşımın kolaylaşması gibi daha birçok nedene bağlı olarak tek tırnaklı hayvanlara olan talep de azaldı. Türkiye’nin önemli tarım bölgelerinden Yozgat’ta, kırsal alanlarda yaşayanların tarlaya giderken eşyalarını taşıdığı, çobanların, sürü sahiplerinin çoban köpekleri kadar değer verdiği eşek sayısında azalma oldu. Genellikle orman köylerinde odun taşımakta kullanılan katır ile binek hayvanı olarak tercih edilen At sayısında fazla bir değişim yaşanmadı. Yozgat’ta binek hayvanlarından At varlığı 2009 yılında 407 iken, 2013 yılında bu sayısı 217’ye geriledi. Bu yıl ise Yozgat’taki at varlığı 228 olarak kayıtlara geçti. At varlığının azalmasında, Yozgat merkez ile birlikte tüm ilçelerde atlı araba kullanımının yasaklanmasının etkin olduğu, bu nedenle de ani bir düşüşün yaşandığına dikkat çekildi.  Yozgat’ta 2009 yılında 44 olan Katır sayısı 2017 yılında 43’e bu yıl ise 10’a geriledi. Katırın genel olarak Ormanlık alanlarda gençleştirme çalışmalarında ve odun taşımada kullanıldığına dikkat çekilerek, son yıllarda ise bu alanlarda da Katır kullanımından vazgeçildiği, genel olarak traktörlerin tercih edildiği bildirildi.

EŞEK SAYISI DÜŞTÜ

Yozgat’ta 2009 yılından itibaren en fazla düşüş Eşek sayısında oldu. Yozgat il genelinde 2009 yılında 2 bin 198 olan eşek varlığı 2010 yılında 2 bin 289’a, 2012 yılında 2 bin 294’e çıktı. 2013 yılında ise Eşek varlığı 2 bin 524 olarak belirlendi. Bu yıl yüzde 50 oranında bir düşüş yaşandı. Eşek sayısı bin 400’e geriledi. CHP Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı ve İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak da, kırsal ve tarımsal alanda yaşanan gerilemeyi yıllar içerisinde sayısı azalan eşek üzerinden anlattı. 2002 yılında Türkiye’deki toplam eşek sayısının 414 bin olduğunu, geçen 18 yılın ardından bu sayının 120 bine gerilediğini belirten Toprak, ‘’Tarım ve hayvancılıktaki ağır çöküşün akıllarda en kalıcı ve somut göstergesi eşek sayısı varlığımızdaki somut gerileme’’ dedi. Toprak, tarım ve hayvancılıktaki ağır çöküşün akıllarda en kalıcı ve somut göstergesi eşek sayısı varlığındaki somut gerileme olduğuna vurgu yaptı. Toprak, ‘’Köyde, kırsal alanda, tarımsal üretimin önde olduğu kasabalarda çiftçinin, üreticinin en yakın yardımcısı ve yükünü paylaştığı eşek sayısı 2002 yılında 414 bin iken TÜİK’in açıkladığı Hayvansal Üretim İstatistiklerine göre 2019 yılı sonunda 126 bine, 2020 Haziran verileriyle de 6 bin daha azalarak 120 bin 348’e gerilemiş’’ diye konuştu. 

KAYIT YAPILACAK

Türkiye’de tık tırnaklı olarak adlandırılan At, Katır ve Eşek varlığı ile Kedi ve Köpeklerin kayıtlarının sağlıklı tutulamadığı belirtildi. Tarım ve Orman Bakanlığı, ülke genelinde tek tırnaklı hayvanlar ile Kedi ve Köpeklerin de kayıt altına alınmalarına yönelik hazırlıkları başlattığı öğrenildi. Önümüzdeki yıldan itibaren tek tırnaklı hayvanlar 2022 yılından itibaren de Kedi ve Köpekler kayıt altına alınmaya başlanılacağının altı çizildi.

GÖÇÜN ETKİSİ VAR

Tek tırnaklı hayvan varlığının gerilemesinde kırsaldan şehirlere olan göçün de önemli etkisi bulunuyor. Yozgat dışında ikamet edip, tarım sezonunda köyüne gelen Ali Osman Arslan, ‘’Çocukluk yıllarımda köyümüzde o kadar çok eşek vardı ki; bizler eşeklerle yarış yapardık. Eşekler, tarlaya giderken, üzerine takılan heybesine yiyecek, içecek doldurulur, götürülürdü. Başka türlü taşınmazdı. Katır genel olarak orman köylerinde bulunurdu. Şimdi köylerde 10-15 hane kaldı. Eşeğe, hayvancılık yapanlar dışında pek ihtiyacı olan yok. Ben Ankara’dan arabamla geliyorum, tarlama kadar ulaşıyorum. Tarlada ihtiyaç duyacağım suyumu, yemeğimi, neye ihtiyaç duyuyorsam arabamla götürüyorum’’ diye konuştu.
ÇOBANLARIN 
OLMAZSA OLMAZI

Dağlık bölgede koyunlarını otlatan 45 yaşındaki Mesut Selvi ise, çobanların, hayvan sahiplerinin olmazsa olmazlardan birisinin Çoban Köpeği, diğerinin de Eşek olduğunu söyledi. ‘’Bidonla suyum, ekmeğim, aşım, üşüdüğümde giyebileceğim kıyafetimi Eşeğimin heybesinde taşıyorum’’ diyen Mesut Selvi, ‘’Dağları tepeleri gezdirip, koyunlarımı otlatıyorum. Bazen üşüdüğümde oluyor. O yüzden her yerde odun bulmak zor. Eşeğimin semerine biraz da odun sıkıştırıyorum. Üzerine binmiyorum ama o olmasa koyunlarımı hiç bir yere götüremem’’ şeklinde konuştu. 

Editör: TE Bilişim