Bayraktar, Birlik Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, tarımda 2016 yılını değerlendirdi, 2017 yılından beklentilere yer verdi. Bilindiği gibi stratejik sektörlerin en başında gelen tarımın, tarih boyunca insanoğlu için her zaman hayatiyetini koruduğunu belirten Bayraktar, insanın en temel ihtiyacı olan besine ulaşmanın son yıllarda gittikçe daha pahalı ve zor hale gelmeye başladığını bildirdi. 
İşte bu ortamda, Türk tarımının da gerçekleştirdiği üretim, sağladığı istihdam, ihracatla ülke ekonomisindeki önemini koruduğuna dikkati çeken Bayraktar, şunları söyledi:
“2016 Eylül ayı sonu itibarıyla son bir yılda tarımın gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) içindeki payı, 2015’deki gibi yüzde 7,5 düzeyinde gerçekleşti. 2015’te yüzde 9,1 büyüyen tarım sektörü, bu yılın Ocak-Eylül döneminde yüzde 6,2 reel küçülme yaşadı.
Burada dikkat çekici olan küçülmenin kaynağıdır. Tarımdaki küçülmenin temel nedeni, ihracatta yaşanan tıkanmalar ve çoğunlukla ihracattan kaynaklı iç piyasada görülen arz-talep dengesizliğinin üretici ürün fiyatlarını düşürmesi olarak görünüyor.
Üretici fiyatları düşünce, toplam tarımsal hasıla da reel olarak azaldı. Küçülme, tarımdaki üretim düşüşünden kaynaklanmadı. Tahıl hariç, hem bitkisel üretim de hem hayvansal üretimdeki artış devam etti. Yaş çay dahil 113,7 milyon ton olan toplam bitkisel üretim miktarı, 2016 yılında yüzde 1,8 artarak 115,8 milyon tona çıktı. Üretim, 2016 yılında, tahılda yüzde 8,7 azalırken, meyvelerde yüzde 6,8, sebzelerde yüzde 2,4, tahıl hariç diğer bitkisel ürünlerde yüzde 13,1 arttı.
2016 yılında, 2015 yılına göre, tahıl ve diğer bitkisel ürünlerin üretim miktarı 65,1 milyon tondan 65,2 milyon tona yükseldi. Bu grup içinde yer alan tahıl üretimi ise 38,6 milyon tondan 35,3 milyon tona geriledi. Tahıl, meyve, sebze dışındaki diğer bitkisel ürünlerde üretim, 26,4 milyon tondan 29,9 milyon tona çıktı.
Meyve üretimi 17,8 milyon tondan 19 milyon tona, sebze üretimi 29,6 milyon tondan 30,3 milyon tona yükseldi. Sebze üretimi ilk kez 30 milyon tonu geçti; hem sebzede hem de meyve üretiminde rekor kırıldı.
TÜİK’in verilerine göre, ülkemizde, büyükbaş ve küçükbaş hayvan sayısı 2016 yılında, 2015 yılına göre artmıştır. 2015’de 14 milyon 128 bin olan büyükbaş hayvan sayısı, 2016’da ise 14 milyon 324 bin başa çıkmıştır. Yine 2015 yılında 41 milyon 924 bin olan küçükbaş hayvan sayısı 2016’da 44 milyon 34 bin başa yükselmiştir. Hayvancılıkta da üretim artışı özellikle süt, kırmızı et ve yumurtada sürdü. Sanayiye aktarılan süt miktarı 2016 yılı Ocak-Ekim döneminde 7,5 milyon tondan 7,8 milyon tona çıktı.
Aynı dönemde yumurta üretimi 13,9 milyar adetten 14,9 milyar adede yükseldi. Yine 2016 Ocak-Ekim döneminde, tavuk eti üretimi 1 milyon 598 bin tondan 1 milyon 567 bin tona indi. 2016 Ocak-Eylül döneminde kırmızı et üretimi ise 853 bin tondan 902 bin tona yükseldi. Görüldüğü gibi miktar olarak üretimde bir gerileme olmadı. Buna karşın, üretici fiyatlarındaki düşüş nedeniyle tarımın milli gelire katkısında azalma ve tarımda bir küçülme yaşandı. Nitekim genel tüketici enflasyonunun 2016 Kasım ayı itibarıyla yıllık yüzde 7, Aralık ayı itibarıyla yıllık yüzde 8,53 olduğu bir ortamda tarımda üretici enflasyonu sıfırın altına indi. Tarımda üretici fiyatları, 2016 Kasım ayında yüzde 1,85, Kasım ayı itibarıyla yıllık bazda yüzde 0,82 geriledi. Bu durum doğrudan tarımdaki hasılaya da yansıdı.”
2016 yılı Aralık ayı sonunda, 2015 yılı Aralık ayı sonuna göre üreticide 34 ürünün 16’sında fiyat artışı, 18’inde ise fiyat düşüşü, marketlerde 38 ürünün 24’ünde fiyatlarda artma, 14’ünde azalma olduğunu vurgulayan Bayraktar, şöyle devam etti:
“Çiftçimizin ürettiği ürünlerin yarıdan fazlasının fiyatı son bir yılda azaldı. Üreticimizin bin bir emekle ürettiği ürünlerin, genel tüketici enflasyonundan az artması, hatta bir önceki seneye göre gerilemesi, çiftçimizi olağanüstü zor durumda bırakmaktadır. Ayrıca üretici ile tüketici arasındaki fiyat farkı bir türlü kapatılamamaktadır. Aradaki zincir bir türlü kırılamamıştır.
En son 2016 yılı Aralık ayında, üretici ve market arasındaki fiyat farkı, kuru kayısıda yüzde 398, portakalda yüzde 357, elmada yüzde 304, kuru soğanda yüzde 262, sütte yüzde 243, marulda yüzde 242, kuru üzümde yüzde 240, kuru incirde yüzde 219, mandalinada yüzde 212 ve maydanozda yüzde 209 oldu.
Aralık ayında kuru kayısı 5 kat, portakal 4,6 kat, elma 4 kat, kuru soğan 3,6 kat, süt, marul ve kuru üzüm 3,4 kat, kuru incir 3,2 kat, mandalina ve maydanoz ise 3,1 kat fazlaya tüketiciye satıldı.
Bugün üreticide 6 lira olan kuru kayısı markette 29 lira 90 kuruş, 52 kuruş olan portakal 2 lira 35 kuruş, 67 kuruş olan elma 2 lira 70 kuruş, 33 kuruş olan kuru soğan 1 lira 18 kuruş, 1 lira 4 kuruş olan süt 3 lira 57 kuruş, 76 kuruş olan marul 2 lira 60 kuruş, 3 lira 70 kuruş olan kuru üzüm 12 lira 58 kuruş, 6 lira 50 kuruş olan kuru incir 20 lira 72 kuruş, 72 kuruş olan mandalina 2 lira 23 kuruş, 33 kuruş olan maydanoz 1 lira 2 kuruştur.
Bunun uzun süre devam etmesi halinde çiftçimizin üretimden kopmasına neden olacağı açıktır. Çiftçi de istikrarlı bir gelir elde etmeli, tüketici de makul fiyatlarla ürün tüketebilmelidir. Görünen o ki 2016 yılında da tüketicimiz, üretici fiyatlarının çok üzerinde bir bedelle ürün alabilmiş, istediği miktarda ürün tüketememiştir. Mevcut durumdan hem çiftçimiz hem de tüketicimiz mağdur olmuş, aracılar kazanmıştır. Bu düzen değişmelidir.
Bu çerçevede Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi’nin yapacağı çalışmaları önemsiyoruz. Bu komite etkin olarak çalışırsa, tarladan markete olan zincir kırılır, hem üreticinin hem de tüketicinin mağduriyeti önlenir.”
Tarım sektörü, toplam istihdam içindeki önemini koruduğunu, tarımsal istihdamın, 2015 yılında yüzde 20,6 ve 2016 yılının Eylül ayında yüzde 20,5 olarak gerçekleştiğini belirten Bayraktar, “yine de 2016 yılının Eylül ayında her şeye rağmen tarım, 5 milyon 657 bin kişiye istihdam sağlamıştır. Tarım, işsizliği 2,4 puan düşürerek yüzde 13,7’den yüzde 11,3’e çekmiştir. Unutulmamalıdır ki istihdamdaki ağırlığını hala koruyan tarım sektörü, mevsim şartlarına göre, 4,5-6 milyon arasında değişen çalışanla, Ocak, Şubat, Mart ayları hariç her ay imalat sektöründen daha fazla istihdama ulaşmaktadır” dedi.
2014 yılında 18, 2015 yılında 16,8 milyar dolarlık bir gıda tarım ihracatına imkan tanıyan, yılda ortalama 5,5 milyar dolar dış ticaret fazlası veren tarım sektörünün, Rusya ambargosundan ve komşu ülkeler Irak ve Suriye’deki iç karışıklıklardan çok etkilendiğini bildiren Bayraktar, şöyle konuştu:
“Ocak-Kasım döneminde, yaş sebze meyve ihracatında en önemli pazar olan Rusya’ya ihracat yüzde 66,5 azalarak 737,8 milyon dolardan 247 milyon dolara indi.  Yaş sebze ve meyvede kayıp 490,8 milyon dolar olmuştur.
Her ne kadar Rusya’nın mandalina, portakal, kayısı, şeftali ve erikte ambargoyu kaldırması bizleri memnun etse de üzüm, domates, elma, lahana, brokoli, salatalık, armut, çilek, soğan, karanfil, tavuk ve hindi etinde yasak devam etmektedir.
Kanatlı sektöründe en önemli pazar olan Irak’ta yaşananlar da bu alandaki ihracatı sıkıntıya soktu.
Sonuçta, 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde, ihracat yüzde 3,6 gerilemeyle 15 milyar 156 milyon dolardan 14 milyar 607 milyon dolara, ithalat ise yüzde 1,5 azalmayla 10 milyar 160 milyon dolardan 10 milyar 3 milyon dolara indi.
Görüldüğü gibi tarım ve gıda geçen yılın Ocak-Kasım dönemine göre 392 milyon dolar azalsa da 4 milyar 604 milyon dolarlık dış ticaret fazlası vermeye, ekonomiye katkı yapmaya devam etti.”
MAZOT, GÜBRE, TOHUM, İLAÇ, ELEKTRİK
Mazot, gübre, tohum, ilaç, elektrik gibi girdilerin tarımın önemli maliyet unsurları olduğuna dikkati çeken Bayraktar, şöyle devam etti:
“Üretim maliyetlerinin azaltılması, girdi fiyatlarının makul düzeylere çekilmesi gerekmektedir. Yem ve gübrede 2016 yılında KDV’nin sıfırlanması çiftçimiz açısından memnuniyet verici bir gelişme olmuştur.
Henüz rakamlar kesinleşmese de 2015 yılında 9 milyar 971 milyon lira olan tarımsal destek bütçesi, 2016 yılında yüzde 16,8 artarak, 11 milyar 644 milyon liraya çıktı. Bu rakam, 2017 bütçesinde tarıma ayrılan kaynak, yüzde 10,25 artarak 12 milyar 838 milyon liraya yükseldi. Girdi destekleri içinde en önemli payı mazot, gübre destekleri alıyor. Gübre desteği ise 2015’de 819 milyon, 2016’da ise 885 milyon lira, mazot desteği 2015’de 683 milyon, 2016’da 694 milyon lira oldu.
GÜBRE
Gübre kullanımı fiyata göre değişiklik göstermektedir. 2015 yılında 5,5 milyon ton olan gübre tüketiminin 2016’de gübre fiyatlarının azalması sebebiyle bunun üzerinde olacağı tahmin edilmektedir. Önemli bir tarımsal girdi olan gübrede, 2016 yılında fiyatlar, 2015 yılına göre yüzde 17,5 ile yüzde 23,9 arasında geriledi. Gübre fiyatlarında en fazla azalış yüzde 23,9 ile üre gübresinde gerçekleşti. Uluslararası gübre fiyatları, 2013 yılından itibaren gerilemeye başlamış, fiyat düşüşü 2016’ya kadar sürmüştür. Ülkemizde de dünyada yaşanan bu gelişmeler ve yüzde 18 olan KDV’nin sıfırlanması gübre fiyatlarının düşmesine neden olmuştur. Bu üreticimiz açısından son derece olumlu bir karardır. Yalnız 2016’nın son aylarında fiyatlar, döviz kurlarının artışının yanı sıra dünya fiyatlarının da artması nedeniyle yükselme trendine girmiştir.
MAZOT
Diğer önemli girdi mazottur. Döviz kurlarındaki artış, mazot fiyatlarını yükseltmiştir. Mazot fiyatları, 2016 yılında yüzde 31,6 artarak 3 lira 51 kuruştan 4 lira 62 kuruşa çıkmıştır. Bilindiği üzere mazot bedelinin yaklaşık yüzde 42’sini özel tüketim vergisi (ÖTV) oluşturmaktadır. Buna ilaveten mazotta yüzde 18 katma değer vergisi (KDV) yükü vardır. 2017 yılında mazot fiyatlarının yarısının devlet tarafından karşılanacak olması çiftçimiz lehine fevkalade önemli bir gelişmedir. Karar, çiftçimiz için oldukça memnuniyet vericidir. Hükümetimizin, bu kararıyla son derece isabetli bir uygulamayı başlatacak olması sevindirici bir gelişmedir. Bu durum, üretime olumlu yansıyacaktır.
ELEKTRİK
Sulama, seracılık ve hayvancılığın gelişmesiyle tarımda elektrik kullanımı artmıştır. 2015 yılında tarımsal sulama abone grubundan elektrik alan üretici bir kilovatsaat (kWh) elektrik enerjisi için yüzde 1 Enerji Fonu, yüzde 2 TRT payı ve yüzde 18 KDV dahil 33,15 kuruş ödüyordu. Üreticinin 2016 yılında birim fiyat için ödediği tutar, bir önceki yıla göre yüzde 7,5 artışla 2016 yılında 35,63 kuruş olmuştur.
2015 yılı sonunda Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından alınan kararla birlikte seralar tarımsal sulama abone grubuna dahil edilmiştir. Ancak, hayvancılık işletmelerine tarımsal üretim faaliyetlerinin yapıldığı yerler olmasına karşın en yüksek tarife olan ticarethane abone grubundan elektrik verilmektedir. Hayvansal üretimde elektrik fiyatı kilovatsaatte (kWh) 40,51 kuruştur. Üreticilerimizi yakından ilgilendiren bir diğer husus da elektrik borcu bulunan üreticilerimizin desteklerine konan blokelerdir. Elektrik şirketlerinin alacağı üreticiye ödenecek olan desteklerden kesilmektedir.
Ülkemizde son 10 yılda sertifikalı tohum üretimimiz yüzde 142 oranında artarak 2015 yılında 896 bin tona ulaşmıştır. Bu durum ülkemizde kaliteli ve verimi yüksek sertifikalı tohumlukların kullanımının her geçen gün ülkemizde yaygınlaştığını göstermektedir. TÜİK verilerine göre, 2015 yılında 26 bin ton olan tohum ihracatı, 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 51 bin tona çıkmıştır. Tohum ithalatı ise 2015 yılında 56 bin ton iken 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde 45 bin ton olmuştur.
Ülkemiz tohum ithalatına 2015 yılında yaklaşık 196 milyon dolar, 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde ise 178,8 milyon dolar ödenmiştir. İhracat, 2015 yılında, 102 milyon dolar, 2016 yılın Ocak-Kasım döneminde 132,5 milyon dolar olmuştur.”

Editör: TE Bilişim