TARİH öncesinden günümüze kadar birden fazla medeniyete ev sahipliği yapan Yozgat’ta bulunan tarihi alanlar, bilinçsiz bir şekilde kullanılıp, bazılarının tahrip edilmesi, bazılarının da korumak veya yenilemek adına aslından uzaklaştırılması yürek sızlatıyor. Konuya ilişkin çeşitli çalışmalarda bulunan Neyzen Halil İbrahim Güneşer, tarihe sahip çıkılması gerektiğine dikkat çekerek, hazırladığı envanterde yaşanılan bazı çarpıklıkları gözler önüne serdi. ‘’Güzel şehrimizin tarihi eserleri her gün daha fazla tahrif ediliyor ve bu tahrif edilen eserler, torunu olmakla övünç duyduğumuz, geri gelmesini can-u gönülden temenni ettiğimiz dedelerimiz Osmanlıların eserleridir’’ diyen Güneşer, bu gidişata artık dur denilmesi gerektiğini kaydetti. Güneşer, hazırladığı envanterde çarpıklıkları fotoğraflarla destekledi.

BİDONLAR: Bu fotoğraf bir işyeri ardiyesine ait değil. Bu fotoğraf bir bidonluk ya da hurdacı dükkanına da ait değil. Fotoğraf Çapanoğlu Büyük Camii haziresine ait... Evet evet! Günde beş vakit namazımızı kıldığımız, şehrimizin ulu mabedinin haziresi burası! Aslında diğer fotoğraflara baktığımız zaman hazire çok da kötü vaziyette değil. Yani bidonları kaldırırız ve bu çirkinlik ortadan kalkabilir. Fakat diğer fotoğraflardaki çirkinlik bu kadar kolay kalkacak cinsten değil!

VAAZ KÜRSÜSÜ: Bakınız, düzeltilebilir bir çirkinlik daha. Çapanoğlu Büyük Camii’nin muhtemelen yaşıtı olan tarihi vaaz kürsüsü restore edildi ve sergilenmek üzere camide müsait bir yerde tutulmakta. Fakat güzelim kürsü sanki görülmesin diye plastik rahlelerle kapatılmış. “Yahu kardeşim! Amma söylendin. Ne var bunlarda?“ diyebilirsiniz. Fakat emin olun her şey bu basit ihmallere göz yummakla başlıyor. Göreceğiniz diğer fotoğraflar resmen cinayet!

TAHRİP EDİLEN TABLO: Çapanoğlu Camii’nde kadınların namaz kılabilmesi için caminin bir kısmına perde geriyorlar. İşte bu perdeyi tutturabilmek için çelik bir halattan yardım alıyorlar. Peki… Bu çelik halatı nereye tutturmuşlar dersiniz? Bu da soru mu? Elbette 1779 tarihinde yapılmış olan, Türk-İslam mimarisinin en nadide eserlerinden biri olan, tarihi Çapanoğlu Cami-i Kebir’in duvarına tutturdular! “Yahu adamlar ne yapsın? Kadınlar nerede namaz kılacak?’’ Kadınlar namaz kılmasın demiyoruz abi. Elbette kılsınlar. Fakat o halatı tarihi Çapanoğlu Cami-i Kebir’in duvarına vidalamak zorunda mısınız?

ABDEST MUSLUKLARI: Bakınız bu fotoğrafta görmüş olduğunuz yer henüz restorasyonu devam eden, Çatak Mahallesi’nde bulunan Muhyiddin Efendi Tekkesi. Tekkeye yapılmış olan abdest musluklarına dikkatli bakınız. Böyle bir mekana 5. Sınıf mutfak bataryası takmışlar! Neyse. Çapanoğlu Camii ile devam edelim biraz daha. Efendim şu fotoğrafa iyi bakınız. Zira bu fotoğrafta cinayet nedir? Nasıl işlenir? Gibi soruların tümüne cevap bulacaksınız.

DUVAR YAZILARI: Duvarlara yazılan yazılarda can sıkıyor. Duvarlara yazılan yazıları silmeye çalışan belediye ekipleri, tarihi binaların duvarların yazılan yazıların silinmesinde zorlandıklarını belirterek, ‘Bari tarihe saygınız olsun!’ uyarısında bulundular. Yozgat Belediyesi, şehir merkezinde bulunan bazı tarihi konakların restorasyon çalışmalarını tamamladı. Restore çalışmaları tamamlanan konaklar hizmete sunuldu. Duvarlarının yazılan yazılarla kirletilmesi tepkilere neden oluyor. Belediye ekipleri, diğer binaların duvarlarına yazılan yazıları kendi imkanları ile silerek, yok etmeye çalışıyor. Ancak, tarihi binaların duvarlarına yazılan yazıların yok edilmesi kolay olmuyor. 

MEZAR TAŞI: Geçtiğimiz kış Çapanoğlu Cami-i Kebir haziresinde bulunan bir mezar taşı zamanın yorgunluğuna dayanamayıp devrilmişti. Yazmadığım sosyal medya uygulaması, ricacı olmadığım yönetici kalmadı. Neyleyelim ki büyüklerimizin Yozgat’ın devrilen bir tarihi mezar taşını kaldıracak vakitleri yoktu. Fakat öğrendim ki valimiz sayın Ziya Polat Bey bu meselelere hayli önem veriyormuş. Twitter vasıtasıyla devrilmiş bu taştan kendisine bahsettim. Lütfettiler. Kısa sürede dönüş yaptılar. Devrilen mezar taşı kaldırılmış yani kurtardık taşı. Kendisine tüm Yozgatlılar adına şükranlarımı sunuyorum. Neyse, biz yine de bunlara fazla takılmayalım. Osmanlı ancak, tarih dizilerine reyting rekorları kırdırılarak geri gelecektir. Boyanmış bir çeşmeyi, devrilmiş bir mezar taşını kurtarsak ne oluuur kurtarmasak ne olur?

SAYGISIZLIK: Şimdi biraz daha dozu arttıracağım ve hatta siz de kızacaksınız. Bakınız bu görünmeyen şey bir çeşme. Top Mahallesi’nde bir evin duvarında bulunan bu tarihi mermer çeşme sprey boyalarla bu şekilde boyanmış! Aaa, çeşme demişken aklıma geldi. Bakınız bir çeşme daha var. O da boyanmış. Ama bu şekilde gelişi güzel çirkin bir boya ile değil. Cami görevlileri almışlar ellerine yeşil yağlı boyayı ve fırçaları; MÖ. 3000’den kalma tarihi bir lahitten yapılmış olan, Cevheri Ali Efendi Camii’nde bulunan çeşmeyi çatır çatır boyamışlar. Yanlış hesaplamadınız. Bu çeşme tamı tamına 5000 yaşında!  İşte o çeşme: Sen şu dünyada 5000 yıl ayakta kalmayı başar. İki tane cahil gelsin seni yeşile boyasın… “Yahu kardeşim! Sen hiç güzel bir şeylerden bahsetmez misin? “ diyorsunuz sanki. Ne kadar sinir bozucu öyle değil mi? Bakınız bu fotoğrafta görmüş olduğunuz mezar taşı yaklaşık olarak 7 ay kadar bu vaziyette kaldı. 

Editör: TE Bilişim