YOZGAT’ta 1978 yılında başladığı bisiklet tamirciliği ile geçimini sağlayan 60 yaşındaki İsmail Kuraner, el emeği ile 20 yıldır üretimini yaptığı tongurdakları, yurdun tüm bölgelerine kargo ile gönderip, talepleri karşılamaya çalışıyor. Günde en fazla iki tongurdak yapabilen Kuraner, taleplere yetişemediğini, 20 yıl önce, yöresel olarak tongurdak veya tıngıdak da denilen zil üretimine başladığını hatırlattı. İsmail Kuraner, son zamanlarda sosyal medyanın yaygın olarak kullanılmasıyla birlikte Türkiye’nin her tarafından sipariş almaya başladığını, talepleri karşılayabilmek için çalışıp, çekiçle döverek, el emeği göz nuru dökerek yılda ancak 300 tongurdak üretebildiğini, 20 yıl önce sattığı tongurdakların tamiratlarını da yine kendisi yaptığını bildirdi. Kuraner, “Demir sac malzemesini, demir makasında kestikten sonra, yumurta gibi içine büküyorum. Isıtma işleminin ardından demir örste döverek imalatı tamamlıyorum. Bu meslek el becerisi gerektiren bir meslektir. Elimden geldiğince talepleri karşılayabilmek için el emeği göz nuru ile üretimi gerçekleştiriyorum. Severek yapıyorum. Bunların fiyatları 100 ila 500 lira arasında değişiyor” dedi. Kuraner, yaylalarda otlayan sürülerin hareketlerini tongurdak sesine göre bilen çoban ve sürü sahiplerinin sürülerinin hareketlerini de sese göre takip ettiklerini belirtti. Kuraner, “Benim yaptığım tongurdak, zil ve çanların sesi 10 kilometreden duyulur. İnce eleyip, sık dokuyorum. Hayvan kaybolduğunda hareket ettiği zaman boynundaki tongurdak ses çıkartır. Çoban sürüden gelen sese göre sürünün hareketini takip eder. Otlayan hayvanın otlama sesi farklıdır, yatma sesi farklı otlamayı bırakıp yürüme sesi farklıdır. Tongurdaklar adeta çobanla konuşur. Tongurdaklardan gelen ses çobana zevk verir ve dinlendirir. Bizler 20 kişinin arasında otururken sıkılırız usanırız ama çobanlar bu melodi içerisinde yalnız başlarına sürüsüyle usanmadan vakit geçirirler. Sürüde tongurdak olmazsa, çobanda işini tam yapmaz, sürü beslenemez” diye konuştu.
ÇIRAK YETİŞMİYOR
Yozgat genelinde sadece kendisinin tongurdak üretimi yaptığını ifade eden Kuraner, birçok meslekte olduğu gibi kendisinin de çırak yetiştirme sansının olmadığını, kendi çocuklarının dahi el sanatlarını seçmediğini söyledi. Kuraner, “Bizler çıraklığımızda, sanat öğrenmek için yavan ekmek yedik, peynir ekmek yedik, para düşünmeden çalıştık ve sanatımız oldu. Şimdi ise çırak size ilk olarak mesleğin incelikleri yerine kaç lira alacağını soruyor” şeklinde konuştu. 

Editör: TE Bilişim