Türkiye genelinde sayıları yaklaşık 7 bini bulan Fahri Kur’an Kursu öğreticileri verdikleri hak mücadelesini karşılık bulamasalar da en uygun platformlarda  sürdürmeye devam ediyor. 
Platformun gönüllü sözcüsü Kerim Düz, Fahri Kur’an Kursu öğreticilerinin zor şartlar altında görev yaptığına dikkat çekti. 
Düz; “Kar-kış, köy-kasaba, uzak-yakın demeden en ücra yerlere giderek Kur’an-ı Kerimi öğretmeyi kendine vazife bilmiş insanlardır. Kutlu vazifelerinin ecrini Allah’tan bekleyen fahri Kur’an Kursu öğreticileri asgari ücretin bile çok altında 600 lira gibi cüz’i bir ücret almaktadırlar. Aldıkları 600 liranın da yarısını yol parası olarak vermektedirler. Her sene sonunda istifa ettirilip, sene başında müftülükler tarafından defalarca mülakattan geçirilerek tekrar göreve başlatılan Fahri Kur’an Kursu öğreticileri sağlıktan yaralanmak için tam 3 ay beklemek zorunda olan çileli insanlardır. Çünkü her ay tam gün çalışmalarına rağmen sigortaları 15 gün olarak yatırılmaktadır. Ve eşleri çalışıyorsa eşlerinin maaşlarından aile yardımı kesilmektedir. Fahri Kur’an Kursu Öğreticilerinin nerdeyse tamamı 28 şubat darbesinin sillesini yemiş mağdur ve mazlum insanlardır. Diyanet işleri başkanlığı tarafından liyakatsizler ithamına maruz kalan Fahri Kur’an Kursu Öğreticilerinin tamamı ya ön lisans ilahiyat mezunu, ya lisans ilahiyat mezunu veya hafızdır. Fahri Kur’an Kursu öğreticileri, diyanet işleri başkanlığı tarafından yapılan bütün yeterlilik sınavlarını, DHPT sınavını, KPSS ve her sene müftülüklerce yapılan mülakatları hakkıyla geçerek vazifelerini yapan donanımlı insanlardır. Diyanet işleri başkanlığı tarafından yapılan yeterlilik sınavını aylarca çalışıp geçtikten sonra; daha süresi dolamadan diyanet işleri başkanlığı tarafından yeterlilik belgeleri iptal edilmiş mağdur insanlardır. Her defasında yetersiz ve liyakatsiz oldukları ithamına maruz kalmalarına rağmen, Kur’an Kurslarının nerdeyse % 80 in de asgari ücretin bile çok çok altında çalıştırılan insanlardır. Yapılan onca sınavları ve mülakatları geçerek vazifelerini yapan Fahri Kur’an Kursu öğreticileri kendilerini yetersiz ve liyakatsız olmakla suçlayanlara şu soruyu soran insanlardır. “Eğer liyakatlı değilsek Kur’an Kurslarını niçin bize emanet ediyorsunuz? Madem Kur’an Kurslarını bize emanet ediyorsunuz; niçin bizim hakkımızı vermiyorsunuz?” Fahri Kur’an Kursu öğreticileri, her an işlerine son verilecek olmanın korkusu ve üzüntüsünü her sabah yaşayarak kurslarına giden sahipsiz insanlardır. Fahri Kur’an Kursu öğreticileri kendi kurumlarında aşağılanan, hor görülen, ötekileştirilen ve sahip çıkılmayan diyanetin yetimleri fahri Kur’an Kursu Öğreticileri kadrolularla aynı sorumlukları taşıyan ve sorumlu tutulan hüzünlü insanlardır” diye konuştu. 
Türkiye genelindeki fahri Kur’an Kursu Öğreticileri bir araya gelerek  seslerini kamuoyuna  ve yetkililere duyurmak amacıyla Fahri Kur'an Kursu öğreticileri platformu adı altında yaklaşık 7 bin üyesi olan bir platform oluşturduğunu anımsatan Düz, şöyle devam etti: “3 yıl önce kurulan Fahri kur’an kursu öğreticileri PLATFORMU ilk kurulduğu andan itibaren haklı seslerini duyurmak için hiç durmadan, yılmadan ve usanmadan  çalışmalar yaptılar. Ulusal yayın organları ile seslerini duyurmaya çalıştılar. Defalarca  faks kampanyaları yaparak ve binlerce faks göndererek Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bakanlara taleplerini duyurmaya çalıştılar.  Türkiye'nin dört bir yanında Fahri Kur’an Kursu öğretileri AK Parti il başkanlarına giderek mağduriyetlerini anlattılar ve sayın başbakana iletilmek üzere mektup takdim ettiler. Fahri Kur’an Kursu öğreticileri, Türkiye'nin dört bir yanından Cumhurbaşkanı ve Başbakana taleplerini anlatan iadeli taahhütlü mektup gönderdiler. Defalarca Türkiye'nin değişik vilayetlerinden gelen Fahri Kur’an Kursu öğreticileri DİB Sayın Mehmet Görmezle ve sendikalarla defalarca görüşerek mağduriyetlerini anlatmaya çalıştılar. Türkiye genelindeki  Fahri Kur’an Kursu öğreticileri bir araya gelerek sosyal paylaşım siteleri üzerinden Cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanlara seslerini duyurmaya çalıştılar.”
Tüm girişimlerine rağmen hüzün yaşadıklarını dile getiren Kerim Düz, şunları söyledi: 
“Hüzün, sitem ve hayal kırıklığı. Çünkü öğretmeninden, sağlık memuruna, taşeron işçisinden özel güvenlikçilere kadar herkese kadro müjdesi verilirken; Fahri Kur’an Kursu öğreticileri bekledikleri müjdeyi bir türlü alamamışlardı. Kur’an aşkıyla ve Kur’an’a hizmetle atan gönüller kırılmış, üzülmüş ve hüzünlenmişti. Yeni Şafak gazetesi yazarı Sayın Yusuf KAPLAN’IN  “Fahri Kur’an Kursu öğreticileri sahipsiz mi?” sorusuna “evet sahipsiziz” diyemiyorlardı. Bunca olumsuzluklara rağmen sabır ve inançla vazifelerini en güzel şekilde yerine getiren fahri Kur’an Kursu öğreticileri Sayın Cumhurbaşkanına ve hükümete seslerini duyurabilmek için yılmadan ve bıkmadan çalışmalarına devam etmektedirler. Ümit ve inançla Sayın Cumhurbaşkanına ve hükümete şöyle sesleniyorlar: “Biz sizi gönülden sevdik, size inandık ve güvendik. Biz hakkımız olmayanı asla talep etmiyoruz. Bir çoğumuz 28 Şubat mağduru, kat sayı mağduru ve başörtüsü mağduruyuz. Bizi bizden daha iyi bilen, bizi bizden daha iyi anlayan siz başbakanımızdan ve hükümetimizden talep etmedik ki kimden talep edeceğiz. Kime sığınacağız, kimden isteyeceğiz. Sizler bize sahip çıkmazsanız kim sahip çıkacak. Kur’an hizmetkarlarının sorununu çözeceğinize olan inancımız ve güvenimiz tamdır. Sayın Cumhurbaşkanımızdan ve hükümetimizden sözleşmeli ya da kadrolu olarak alınmasını talep ediyoruz.”

Editör: TE Bilişim