Küçük ve büyükbaş hayvan sahiplerinin evlerden, un, yağ, yumurta, ekmek, bulgur gibi yiyecekleri maniler eşliğinde toplaması, sonra da bunları pişirip hep birlikte yemesi şeklinde gerçekleştirilen Saya Gezmesi geleneğinin ilkini geçen yıl gerçekleştiren dernek, bu yıl ikincisini yaparak, dikkatleri üzerine topladı. İnceçayır Köyü Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Osman Karaca, Orta Asya'dan Anadolu'ya taşınan Türk geleneklerden biri olan Saya Gezmesinin, özellikle hayvancılıkla uğraşan toplumlarda görüldüğüne dikkat çekerek, saya geleneğinin yörelere göre çeşitlilik gösterdiğini söyledi. Karaca, Ocak ayının 3 veya 4'üncü haftaları içinde kutlanan saya gezmesi etkinliğini köyde iki yıldır aynı dönem içerisinde gerçekleştirerek, geleneği gelecek kuşaklara aktarmaya çalıştıklarının altını çizdi. Karaca, hemşerimiz Prof. Dr. Öcal Oğuz’un ise Saya geleneğini, kışın tam ortasına gelindiğine inanılarak evdeki yiyecek ve yakacaklar ile hayvanların yeminin sayılmasına yönelik bir gelenek olarak değerlendirdiğini kaydetti. Karaca, ‘’Bu sayımda insanların kendilerine ayırdıkları yiyeceklerin ve yakacakların yarısı, hayvanların yeminin üçte biri hala duruyorsa iyi bir kış geçirileceğine inanılır. Eğer bundan daha azı kalmışsa ona göre tedbirler alınır ve tedarikli olunur. Saya Gezmesi genellikle habersiz başlar, yeni yılın çobanları yanlarına aldıkları gençlerle bir saya gurubu oluşturur. Gençler koyun, dede gibi kıyafetlere bürünerek kapı kapı dolaşmaya başlar. Maniler söyleyerek evlerden bahşiş toplarlar. Bu bahşiş para, un, yağ, bulgur, yufka ekmek, yumurta, şeklinde olur. Bu şekilde evden toplanan malzemelerle yemek yapılır ve ardından köy odalarında saya yemeği düzenlenir’’ dedi.

Editör: TE Bilişim