Sosyal Günvenlik Kurumu (SGK) Başkanı Mehmet Emin Zararsız, prim affının olmadığını, sadece faiz ve gecikme zammına yönelik yapılandırma yapılacağını söyledi.
    Bir dizi gezi ve incelemelerde bulunmak için Yozgat'a gelen SGK Başkanı Mehmet Emin Zararsız, SGK Yozgat İl Müdürlüğü'nü ziyaret etti. Burada bir açıklama yapan Zararsız, son günlerde çok fazlasıyla kamuoyunda tartışılan konunun prim affı diye yanlış isimlendirildiğini belirterek, "Yapılan çalışma prim affı değil, birikmiş bütün borçların yeniden yapılandırılmasına dair bir çalışmadır. Dolayısıyla bu zamana kadar birikmiş prim borçların asıllarına dair herhangi bir af söz konusu olmayacak.
    Vatandaşlarımız her ne kadar borçları varsa prim aslı olarak hepsini ödemek zorundalar. Yapılan çalışma sadece gecikme cezası ve zammı gibi bölümlere dair bir çalışma olacak. Dolayısıyla buna prim affı demek doğru değil, yeniden yapılandırma çalışmasıdır" dedi.
    Yeniden yapılandırmayla alakalı yapılan çalışmalarda sona yaklaştıklarını ifade eden Zararsız, "Ekonomik koordinasyon kurulunda bu işlerin genel çerçevesi konuşuldu, talimat oluşturuldu, bu talimat çerçevesinde, Maliye Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu, Gümrük Müsteşarlığı ve Gelir İdaresi Başkanlığı teknik elemanları çalışıyor, meclis açıldığında parlamentoya sunulmak üzere kanun tasarısı taslağı hazırlanmak üzere. Birkaç alternatif üzerinde çalışılıyor, bu alternatifler ekonomik koordinasyon kuruluna
    sunulacak, orada verilen karardan sonra bakanlar kuruluna ve parlamentoya sunulacak. Genel ilkelerde bir prim affı, ana paralara herhangi bir indirim ve vazgeçme söz konusu olmayacak. İkincisi peşin ödemeyi cazip hale getireceğiz. Üçüncüsü farklı vadelerde taksitli ödemelere seçenek sunulacak. Dördüncüsü, bunlar belli bir tarihten öncesine yönelik olarak hazırlıklar sürülüyor" diye konuştu.
    Kayıt dışı istihdam konusuna da değinen Zararsız, "Türkiye'nin sosyal güvenlik dengesini ileriye doğru 25-30-50 yıllık vadeleri bakımından en önemli problemlerin başında kayıt dışı geliyor. Türkiye İstatistik Kurumu'nun anketlerine göre yüzde 40'larda bir kayıt dışı istihdam söz konusudur. Kayıt dışı istihdamın tamamı kayıt içerisine girmiş olsaydı SGK'ın herhangi bir açığı söz konusu olmayacaktı. SGK'nın gelirleri ile giderleri birbirini karışlar hale gelecekti. Kayıt dışı istihdam için hükümet çok özellikli bir eylem planı oluşturdu. Bu eylem planındaki eylemler yerine getiriliyor.
    Yeni bir eylem planı hazırlıyoruz. Son iki yıl içerisinde 500 bin den fazla kişi kayıt dışından kayıt içerisine alındı. 2009 yılında büyük bir kriz yaşadık ve şimdi çıkıyoruz. Son 5-6 aylık verilerimize baktığımız zaman aktif sigortalı sayımız 15 milyon 800 bini aştı.
    Kayıt dışı işçi çalıştırmak bir ahlak problemidir. İnsanın emeğini sömürmüş oluyorsunuz. İnsanlarımız 15-20 yıl çalıştıktan sonra kapı önüne konup hiçbir hak iddia edemiyorlar, o insanın geleceğini çalmış oluyoruz. Dolayısıyla iş verenlerden beklentimiz kayıt dışına tevessül etmemeleri ve primlerini de gecikmeden ödemeleridir" dedi.
    Zararsız, "Parlamento kapanmadan önce 5510 sayılı kanunda bazı değişikler yaptık ve yeşil kartın süresini 1 Ocak 2012 tarihine kadar erteledik. Fakat değişiklikler esnasında geçiş dönemini düzenleyen geçici 12 maddede değişiklik yapılması gerekiyorken unutuldu. Şimdi buna dair de hazırlıklarımız tamam, parlamento açıldığında gecici 12 maddede bir değişiklik yapılarak o da 1 Ocak 2012 tarihine ertelenecek. Yeşil kartın kalktığı tarihe kadar genel sağlık sigortalısı olmak, kişilerin kendilerine bırakılacak, zorunlu olmayacak. 1 Ocak 2012 tarihi itibariyle hem yeşil kartlıların tamamı hem de belirli gelir testleri sonucu GSS'lısı primi kendileri veya devlet tarafından karşılanacak kişiler kurumumuzun olarak tescil edilmiş olacak. Buradaki amacın bir tanesi, Türkiye sınırlarında yaşayan hatta yabancıların bile sağlık güvencisini sağlamaktır. Şu an itibariyle yaklaşık 59 milyon kişinin sağlık ve sosyal sigorta ihtiyacını biz karşılıyoruz. 9 milyon 300 bin civarında vatandaşımızın sağlık gideri yeşil kart üzerinden sağlanıyor. Geriye 3 milyon civarında kişi açıkta kalıyor. Bu konuda bu 3 milyon kişiyi ilgilendiriyor.
    Ama 1 Ekim'den itibaren bildirim yükümlülüğü doğuyor. Kanun yürürlükte biz idari olarak yürüklükteki kanunu uygulamak durumundayız. Mevcut yasa gereği sosyal güvencesi olmayan vatandaşların gelip biz müracaat etmeleri gerekiyor. Fakat yasa değişikliği yapıldıktan sonra bu gereklilik ortadan kalkacak" ifadelerini kullandı.
Editör: TE Bilişim