İşte bizim için bu kadar kıymetli olan ayakkabılarımızı bu ustaların sihirli parmaklarına teslim ederdik, kimilerimiz sökülen dikişlerini diktirir, kimimiz, açılan yapışkanlarını tamir ettirir, kimimiz kırılan ökçelerini taktırır, kimimiz çantalarımızın kopan askılarını diktirirdi yani hepimizin yolu bu ustalara mutlaka düşerdi. 
Eski bayramları anlatırken kızıma eskiden yeni alınan ayakkabılarımızı başucumuza koyup yatardık dediğimde şaşırdı ayakkabıların başucuna konması garip geldi, ancak o ayakkabıların ne kadar kıymetli olduğunu o dönemi yaşayanlar anlayabilir. 
Günümüze geldiğimizde ise ayakkabısı eskidiği için yeni ayakkabı alan neredeyse hiç yok denecek kadar azalmıştır. Her birimizin ayakkabı dolabında onlarca ayakkabı bulunmaktadır.  Bir kimsenin ayakkabısı eskidiği için yeni ayakkabı aldığını veya söküldüğü için tamirciye götürdüğünü görmek neredeyse imkânsız hale gelmiştir.  
Yaşar KAYMAZ abimizde dededen babaya, babadan oğula geçen çok eski ve kıymetli mesleğini yapmaktadır. Yaşar abimiz 1983 yılında topuklara çivi çakarak yerine vida takan ilk usta olduğu tescillenmiş,  bu sayede birçok müşterisinin takdir ve beğenisini toplamıştır. Kendisi işlerinin fena olmadığını ve halen ayakkabısının değerini bilen onların bakımını tamirini yaptıran insanların bulunduğunu söylemektedir. 
Atalarımız bile “ayağını sıcak tut” diyerek ayakkabının önemini vurgulamışlardır. Yaşar abiye ve onun gibi bu mesleği yapan yıllar boyunca bizlerin ayaklarını soğuk, yağmur ve çamur dan koruyan bu sanatkarlara sonsuz şükranlarımı sunarım. 

Editör: TE Bilişim