Biz öyle güzel bir milletiz ki Türklüğümüzün örf adetleri ile dinimizin güzelliklerini birleştirmeyi başarmış hem kültürünü geliştirmiş ve hem de değerlerine yüzyıllar boyunca sahip çıkabilmiş bir milletiz.
Dış güçler bizleri en büyük silahımız olan bu değerlerimizi parçalayarak yıkmak yok etmek çabasıyla hareket etmekte ve özellikle gençlerimizi bu bayramların tatil günleri, küçük kaçamaklar, gezme eğlenme günleri olduğu fikirlerini aşılayarak içten içe çürütmektedirler.
Hepimizin anneleri, babaları büyükleri var ve hepsi de her bayram olduğu gibi bu bayramda da kapı yolu gözlemekte sevdikleri ile zaman geçirmek istemektedirler.



Bir varmış bir yokmuş’ diye başlayan hikâyeler gibiydi eski bayramlar.
Bir hafta öncesinden anne-babaya, eş, dost, arkadaşa gönderilecek bayram kartları özenle seçilir; duygu, düşünce, temenniler mümkünse dolma kalemle yazılır ve postaya verilirdi. Bayram gelmeden önce alınan ayakkabı ve elbiseler yatağın başucuna konur Bayram sabahı giyilirdi. Arife günü yapılan sac arası çörekler mezarlık ziyareti yapan kişilere ve çocuklara dağıtılır, Bayram namazından sonra köyün ileri gelenlerinin oluşturduğu cami cemaatine sabah kahvaltısı niyetine ikram edilirdi.



Tatil planları yapılmazdı. Ailenin en yaşlısının evinde amcalar, dayılar, teyzeler, halalar bir araya gelir kaynaşırdı. Bayram sabahı komşular ziyaret edilir, eller öpülür, harçlıklar, şekerler ve mendiller toplanırdı.  Bayramlar bayram idi yani…
Gelin bu bayramda da tıpkı eski günlerde olduğu gibi bir bayram yaşayalım ve büyüklerimize yaşatalım unutmayalım ki bazı şeylerin telafisi yoktur, yarın keşke dememek için bu günümüzü yaşayalım ve yaşatalım.
Hepinize iyi bayramlar dileğiyle………

Editör: TE Bilişim