AK Parti AR-GE Başkan Yardımcısı Dr. Osman Coşkun, Kırıkkale’de ‘Siyaset Akademisi’ programında konuştu. Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gonca Bayraktar Durgun’un da ‘Hukuk Devleti ve Demokratik Yöntem’ konusu ile katıldığı programda Dr. Osman Coşkun, ‘Deniyim paylaşımları’nı aktardı. 
KURULUŞUNDA GÖREV ALDI!
Dünyada ilk defa Türkiye’de AK Parti tarafından başlatılan ‘Siyaset Akademesi’nin kuruluşunda görev almaktan mutluluk duyduğunu belirten Coşkun; “Şuanda 17’nci dönemini yaptığımız Siyaset Akademisinin kuruluşunda başkan yardımcısı olarak sorumlu olmak kısmet oldu. Şuanda yaklaşık 60 binin üzerinde kişi bu eğitimleri aldı Türkiye genelinde. Bu eğitimi alanların içerisinde milletvekillerimiz, bakanlarımız var, müsteşarlarımız var, belediye başkanlarımız var, il teşkilatlarımız var. Dolayısıyla bu kapsamından bakıldığında dünyada tek olan bir akademi siyaset akademisi. Ve inşallah bundan sonra da 18’inci sezonun hazırlıkları yapılıyor ve bu şekilde de inşallah devam edecek. Şuanda 32 noktada bu eğitim tamamlandı. 8 hafta oldu. Yaklaşık 7 bin kişi 17’inci dönemde bu eğitimi aldı” dedi. 
ALLAH BU MİLLETE BİR ŞANS DAHA VERDİ
Konuşmasının büyük bölümünü ülkenin içinde bulunduğu sürece ayıran Coşkun, ‘Bizi Allah’u Teala bir şans verdi’ diyerek, millet olarak daha çok çalışmak, uyanık olmak zorunda olduğumuz gerçeğini vurguladı. 
Coşkun, 15 Temmuz’da bir milletin yeniden uyanış hareketi başlattığını ifade ederek, şöyle devam etti: 
“Ne yapıyoruz, niçin yapıyoruz onun adını çok iyi koymamız lazım. Herkese nasip olmuyor şehitlik ve gazilik. Bakın hepsine hepsi güzel, farklı insanlar. Allah insanı dünyaya gönderdiğinde o bebekken nasıl masum, nasıl tertemiz, nasıl pırıl pırıl. Bakıyorsunuz hepsi aynı özelliklerde. Bütün şehitlerin özelliği o gün hepsi koşa koşa gidiyor. Adeta mıknatıs gibi bir şey çekti, ışığa koşar gibi hepsi koşuyor.” 
ŞEHİT YAKUP SÜRÜCÜ’NÜN 
AĞLATAN HİKAYESİ
Coşkun, kısa bir süre önce açılışı Başbakan Binali Yıldırım tarafından yapılan AK Parti Genel Merkezi’ndeki ’15 Temmuz Şehitler Köşesi’ni ziyaret etmek için gelen şehit annesi Çiğdem Sürücü’nün bıraktığı duygu yüklü mektubu katılımcılarla paylaştı. 
Özel Harekat Polisi Şehit Yakup Sürücü’nün 15 Temmuz gecesi izinli olmasına rağmen Gölbaşı Özel Harekat Dairesi Başkanlığı’na arkadaşlarına yardım için gittiğini hatırlatan Coşkun, annesinin kaleme aldığı mektupla ilgili şunları anlattı: 
“Özel Harekat Polisi Yakup Sürücü, Erzurum Pasinler’den. Annesi AK Parti genel merkezinde düzenlediğimiz ’15 Temmuz Şehitler Köşesi’ni görmek için geldi saatlerce ağladı. Bir mektup bırakmış, diyor ki; ‘1985 yılında evlendim. Yakup’un annesi olduğumda 15 yaşındaydım. O ağlamasın diye geceleri uyumazdım. Bir gün 5 yaşındaydı babası tarlaya giderken ben de gideceğim dedi. Babası onu kıramadı, ağlamasına dayanamadı götürdü. Tarladan gelince dedi ki, Yakup bu gün bana büyük bir adam gibi destek oldu. Hayatla ilk mücadelesi o zaman başladı. Kalemleri küçük kalıncaya kadar yazardı, defteri siler tekrar yazardı ki babamın parası yok diye. Aydın Polis Meslek Yüksek Okulu’nu kazandı. Şark hizmetini Sivas’ta yaptı, daha sonra Ankara Gölbaşı’na görevi çıktı. Ankara’ya geldi diye sevindik ancak Hakkari, Siirt, Mardin’e görevlendirmeye gittiğinde dönünceye kadar uyuyamıyordum. Ankara’ya gelince rahatlıyorduk ama bilmiyorduk ki asıl en büyük felaket Ankara’daymış. O gece aslında izinliydi, daha 29 yaşındaydı. İlk patlamayı duyunca koşa koşa Gölbaşı’ndaki özel harekat bölgesine gitti. Vatan dedi, bayrak dedi, namus dedi, canını bu millet için, bu vatan için gözünü kırpmadan feda etti. Daha torunlarım olacaktı, onların mutlu günlerini görecektim. Torunlarımı sevecektim. Sen ne yiğitmişsin, vatanın için canını gözünü kırpmadan feda ettin. Şöyle de bir dörtlük söylüyor; Koyun kuzulayanda/Yaram sızılayanda/Yakup’um seni nerede bulayım/Gönlüm arzulayanda.” 
200 BİN DOLARI BİR ÇOBAN BULDU
Dr. Osman Coşkun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Doları boz, oyunu boz’ çağrısına millet olarak topyekün destek vermemiz gerektiğini belirterek, buna rağmen doların düşüşü ve artışı ile ilgilenenlerin olduğuna dikkat çekti. 
15 Temmuz sonrası Ankara’nın Kazan İlçesi’nde bir çobanın, hainlerin kaçarken attığı içerisinde 200 bin dolar olan bir çanta bularak devlete teslim ettiğini hatırlatan Coşkun; 
“Sayın Cumhurbaşkanımız diyor ki; doları, eurosu olan gitsin bozdursun. Çünkü hain bir saldırı ile karşı karşıyayız. Ama yükselir mi çıkar mı hesabında olanlar var. Ankara’nın Kazan İlçesi’nde 200 bin doları bir çoban buldu. O hainler çaldıkları parayı kuyrukları sıkışınca tarlaya bırakıp kaçmak zorunda kaldı. O namuslu insan da aldı götürdü yerine teslim etti. 
Bir bağımsızlık mücadelesi veriyoruz bunu hepimizin görmesi lazım” dedi. 
MAZLUMLARIN UMUDU 
BİR MİLLETİZ
Konuşmasında “Bir organizma gibi bütün hücreler birlikte çalışırsa biz sağlıklı oluruz. Ama bir kısım çalışır bir kısımda yatarsa felç olur” ifadelerine yer veren Coşkun, Türkiye’nin Rusya’da, Kafkaslar’da, Arap ülkelerinde, Ortadoğu’da, Afrika’da ve tüm dünyadaki Müslümanların umudu olduğunu hatırlattı. 
Millet olarak üstümüzde bütün dünya Müslümanlarının sorumluluğunu taşıdığımızı kaydeden Coşkun, şunları söyledi: 
“Bütün ümmeti Muhammed’in sorumluluğu var. Bizim lüksümüz yok çalışmak zorundayız, öğrenmek zorundayız, başarmak zorundayız. Kurtuluş savaşından bu güne kadar Güneydoğu’da, Irak’ta, Suriye’de, 15 Temmuz’da hayatını bizler için feda eden tüm şehitlerimizi duayla anıyorum.”
SİYASAL REJİMLERİN EN ÖNEMLİ KISMINI OLUŞTURUR
Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gonca Bayraktar Durgun da ‘‘Hukuk Devleti ve Demokratik Yöntem’ konul konuşmasında, tutum ve davranışların siyasal rejimin en önemli kısmını oluştuğunu söyledi. 
Tutum ve değerlerin demokratik ve laik yönetme sistemini desteklememesi halinde hükümet sisteminin ne olduğunun çok fazla bir önem taşımadığını ifade eden Durgun; 
“Her ikisi de etkilenir parlamenter sistem de etkilenir bundan başkanlık sistemi de etkilenir. 
60 darbesine baktığımızda uzun süre etkili olan iki anayasada darbeler sonrası yapılan anayasalar ve bürokratik vesayeti kurumsallaştıran anayasalar var. 61 anayasasındaki bürokratik vesayet kurumları 1958’de Cumhuriyet Halk Partisi’nin lideri olan İnönü’nün açıklaması var Demokrat Parti’ye karşı. 58’de bir takım talepler var mesela. Cumhuriyet senatosunun kurulması talebi var. 61 anayasasında karşımıza çıkar. İki meclis var orda. Bir ihtiyaç yoktu ikinci meclise aslıda. İkinci meclisin varlığı aslında bir bürokratik vesayet mekanizmasıdır. Meclisin parçası olması onu bürokratik vesayetin parçası olduğu gerçeğini değiştirmez. 61 anayasası ile ilgili şöyle bir klişe var, ‘Çok özgürlükçe anayasaydı ama biz bunun kıymetini bilemedik.’ 61 anayasası çok özgürlükçü bir anayasa değildir. Birey hakları konusunda tanımladıklarını bürokratik vesayetle öyle bir sarar ki aslında önemli olan yükümlülükten çıkarır. Halk yazıldığı şekliyle değil kullanıldığı şekliyle halk olur. Mesela anayasada herkes eşittir, eğitim hakkına sahiptir demekle herkes eşit olmaz herkes eğitim hakkına sahip olmaz” diye konuştu.  
Dersin sonunda AK Parti Kırıkkale İl Başkanı Mürsel Akçay, katılımlarından ötürü AK Parti AR-GE Başkan Yardımcısı Dr. Osman Coşkun ve Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gonca Bayraktar Durgun’a teşekkür plaketi takdim etti. 

Editör: TE Bilişim