Yozgatlı Meryem Uçar, kısa bir süre önce evinin bodrumunda istiridye mantarı üretmeye başladı. Kas hastası oğlunun internet üzerinden tanıştığı, Nevşehirli mantar üreticisinin ücretsiz olarak kurduğu küçük üretim tesisinde ilk mahsulleri almaya başlayan anne, Nuri’nin hayata tutunması için hayam mücadelesi veriyor.  
ÖNCE YÜRÜME YETENEKLERİNİ KAYBETTİ
2002 yılında ilk olarak yürüme yetenekleri kaybeden Nuri’nin daha sonra kollarını kullanamaz hale geldiğini belirten Meryem Uçar, daha sonra diğer kardeşinde baş gösteren bu belirtilere Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’de ‘Kas hastalığı’ teşhisi konulduğunu söyledi.
Uçar, hastalık teşhisinin ardından bir oğlunu kaybettiğini belirterek, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Nuri’nin bir kardeşi daha vardı o da aynı hastalığa tutuldu. 2002’de Hacettepe Üniversite Hastanesi’nde kas erimesi teşhisi konuldu. Zamanla yürümesi kısıtlandı ve tekerlekli sandalyeye mahkum oldu. Bir buçuk yıl sonra da diğer kardeşi bu hastalığa yakalandı. Kardeşini 2011 yılında kaybettik 15 yaşında. O da bu hastalıktandı. Bir zature gerçekleşti, kalp kasları zayıf olduğundan dolayı kaybettik. Aynı hastalık bunda da olduğundan dolayı, hayallerinin, düşlerinin yarım kalmasını istemiyorum.”  
OĞLUNUN HAYALLERİ İÇİN MÜCADELE EDİYOR
“Oğlum ne istiyorsa onu gerçekleştirmek için elimden ne geliyorsa anne olarak yapacağım, görevim. Nuri’nin hayallerini gerçekleştirmek, sağlığına kavuşturmak için Nuri, ben, dayısı ve teyzesi ile bir hayat mücadelesi veriyoruz” diyen Uçar, daha büyük bir alanda mantar üretip, oğlunun tedavisi ve hayalleri için daha çok gelire ihtiyaçlarının olduğunu belirterek, yetkililerden destek istedi.
Şuan alternatif tıp tedavisi uygulandığını söyleyen anne Uçar, tedavi sürecine ilişkin şunları söyledi:
“Nuri şuan alternatif tıp tedavisi görüyor tıbben bu hastalığın çaresinin olmamasından dolayı. Alternatif tıp da devlet tarafından ödenmediğinden bütçe olarak bizi aşıyor. Ama kardeşini kaybedince Nuri de öyle bir şey olması korkusundan o tedaviye başladık. O da masraflı bir tedavi. Ama çocuğum için bu tedaviyi elimden geldiğince yapmak istiyorum. Doktorlar fizyoterapistin şart olduğunu her gün fizyoterapistin hareket yaptırması gerektiğini kasların yorulmadan her gün yapılması gerektiğini söylüyor. Devlet fizyoterapiyi karşılıyor ama haftada iki gün karşılıyor, onu da üst üste karşılıyor. Kasların yorulması sağlığına zarar verdiğinden dolayı eğer mantar üretimini geliştirebilirsek çocuğu evde fizyoterapistle hareketlerini hızlandırarak sağlığına bir an önce kavuşması için elimizden geleni yapmış olacağız. Şuan için hastalık durdu ama fizyoterapist tedavisinin şart olduğunu söylüyorlar. Ben de gücüm yetmediğinden tek başıma hareketleri yapamadığımdan dolayı böyle bir işe kalkıştık.”  

OĞLU İÇİN MANTAR ÜRETMEYE BAŞLADI
Fizik tedavi giderlerinin ağır olduğunu kaydeden Uçar, bu giderleri karşılayacak maddi desteği bulmak için başkalarının kapısını çalmak yerine mantar üretip kazanmaya çalıştığını söyledi.
Yaşıtları okullarını bitirip, işe başladıkları için oğlunun psikolojik olarak diğer arkadaşlarından kendini yetersiz görmeye başladığını dile getiren Meryem Uçar; “Onu psikolojik olarak mutlu edebilmek için bu işe başladım. Bu işi oğlum internetten araştırmış, "Anne yapabilir miyiz" dedi. Ben de sırf onun hayallerini gerçekleştirebilmek için hem ona bakıp hem mantarlara bakıp düşlerini gerçekleştirmek için bu işe başladım. Maksadımız tedavi giderlerini karşılamak ve düşlerini gerçekleştirmek” diye konuştu. 
DAHA GENİŞ BİR ALANDA ÜRETİLMESİ GEREKİYOR
Uçar, mantarları ilk etapta çocuğunun bakımlarını da aksatmamak için evin bodrum katında üretmeye başladığını ifade etti.
İstiridye mantarının bir yıldan fazla kapalı ortamda üretilmediğini hatırlatan Uçar, üretim aşaması ile ilgili şunları aktardı:
“Belki tedavi giderlerine yeterli olmayacak şuan için yaptığım iş ama çocuğu psikolojik olarak rahatlatacak en azından. Onun için böyle bir işe başladık. Maksadım çocuğumun düşlerini gerçekleştirmek. Kendinin diğer arkadaşları arasında eksikliğini hissettirmemek.
Burada ürettiğimiz mantarları satıyorsunuz sonra tekrar elinize geçen para az oluyor. En azından bir fizyoterasipt bulup çocuğumun hareketlerini düzenli olarak yaptırmak istiyorum. Ona da maddi olarak buradan kar elde edilen para yetmiyor. Bir de sağlık açısından bir yıldan fazla böyle kapalı bir yerde yapmak akciğer enfeksiyonu yaptığından dolayı evde uzun bir vadede yapılmıyor, yapsan da çocuk için en fazla bir yıl yapabileceğim bu işi. Bu işi uzun süre yapabilmem için Sayın Cumhurbaşkanımızdan ve yetkililerden destek bekliyoruz.
Çadır sisteminin kurulması gerekiyor. Ful otomasyon sistemi ile takibi daha kolay oluyor. Temizliği, sterilizasyonu daha kolay oluyor. Hem hastalık alma olasılığı çok az. Burayı oğlum internetten araştırınca Nevşehir’den Hakan Köse diye bir arkadaşın bu işi yaptığını öğreniyor. Kendisiyle internetten iletişime geçiyor. Hakan Bey bizzat buraya gelerek çocuğun durumunu görüyor, hayallerinden bahsedince yardımcı olabilmek için bize bu sistemi ücretsiz olarak kurdu.”
“ÜNİVERSİTE OKUMAK İSTERDİM”
Doktorların ‘yaşamaz’ dediği, ancak 23 yaşına kadar verdiği yaşam mücadelesi ile hayata tutunmaya çalışan Nuri Uçar’ın hayallerinin başında 8’inci sınıfta kadar sürdürdüğü eğitim hayatına üniversiteyi de katmak.
Uçar, lise eğitimini okulun merdivenlerinden dolmayı tamamlayamadı. Okuldaki ilk gününde merdivenlerden annesi ve dayısının yardımı ile indiğini söyleyen Uçar, yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Liseye de gidecektim raporumu verdiğim halde salon merdivenliydi bir daha da gidemedim. Okula gittiğimizde asansörlü olmadığı için merdivenden aşağıya inmemiz gerektiği söylendi. Onun için inerken merdiven olduğu için Eyüp dayım, annem yardım ettiler sandalyeyle indim üç dört kişi. Okula bu şekilde gidemem diye ondan dolayı açık liseyi dahi okuyamadım. Üniversiteye kadar okumak isterdim. Araba sürmeyi çok istiyorum. Üniversiteyi okuyup bilgisayar mühendisi olmak isterdim.”
Mantar üretme fikrinin internette gezinirken tanıştığı Nevşehirli Hakan isimli mantar üreticisi ile yaptığı sohbet sonunda doğduğunu ifade eden Nuri Uçar; “Hayallerimden bahsettim. Amacımı söyledim. Kendisi de buraya, evime geldi. Benimle tanıştı ve sistemi ücretsiz olarak kurdu. Hayallerime destek çıktı Allah razı olsun” dedi.
OY KULLANMAYA DAHİ GİDEMEDİM
“Annemin yardımı olmadan yemek dahi yiyemiyorum” diyen Uçar, yaşadığı engelleri ve hayalleri hakkında şunları söyledi:
“Tedavim için Fizyoterapist gerekiyor. Yürümek istiyorum. Bedensel olarak zor. Elimi, ayağımı zor oynatıyorum. Tedavinin faydası oluyor. Hastalığım durdu ilerlemiyor en azından. Fizyoterapist gerekiyor onu da biz kendimiz yapamıyoruz. Devlet de iki gününü karşılıyor. İmkanlarım olsa daha iyi olacak. Elimi, ayağımı daha iyi hareket ettirebileceğim. Yakın zamanda yapılan seçimde oy kullanmaya dahi gidemedim. Merdiven olduğu için sandığı aşağıya indiremediler, yukarı çıkartalım dediler. Ben de öyle olunca çıkamadım. Oyumu kullanamadım. Cumhurbaşkanımızı çok seviyorum, ziyaretine gitmek istiyorum ama gidemiyorum. Ankara ’ya gidip bizzat kendisini ziyaret etmek istiyorum. Fakat imkanlarım kısıtlı zor çıkıyorum dışarı. Anemin desteği olmasa yemeği bile zor yiyorum. Dışarı çıkarken bile annemin desteği olması lazım. Gündüzleri Kur’an okuyorum, bilgisayar oynuyorum. Dışarı yardım olursa teyzem çıkarıyor, bazen annem, Eyüp dayım çıkarıyor.”
DAYISI DESTEK OLUYOR
Nuri’nin dayısı Eyüp Uçar, yeğinine destek olmak için mantar üretim aşamasında destek oluyor.
İlk etapta küçük bir alanda başladıkları üretimden elde edilecek gelirin Nuri’nin tedavisi için yeterli olmadığını söyleyen Uçar; “Bu üretim yeterli değil. Nuri’nin daha güzel sağlık açısından söylüyorum onun için daha büyük bir yere ihtiyacımız var. Devlet büyüklerinden yardım bekliyoruz. Çadır sistemi olursa daha sağlıklı oluyor” diye konuştu.

Editör: TE Bilişim