YOZGAT merkezli yürütülen, Yozgat Bozok Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Böyükata’nın moderatörlüğünü yaptığı program kapsamında, yükseköğretim kurumlarında görev yapan akademisyenler tarafından seri halinde verilen 22 ve üniversitelerin dışından da 3 olmak üzere, şu ana kadar toplam 25 seminer gerçekleştirildi. Toplumun farklı kesimlerinden katılımlar olduğu programa bir müddet ara verileceği ve ilerde yeniden devam ettirilebileceği de belirtildi.

DEPREME HAZIRLIK

İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu tarafından ‘Birey ve Aile Olarak Depreme Hazırlık’ başlıklı seminer verildi. Seminerde deprem anında konumlanma, panik durumunu kontrol etmenin ve temel ihtiyaçları vakitlice temin etmenin ne kadar önemli olduğunun altı çizildi, bu konuda bilgiler verildi. Depremde binanın yıkılmadan ayakta durmasının çok önemli bir faktör olduğu vurgulandı. İnsanı öldürenin deprem değil bina, bina değil, onu yapan, o da değil cehaletimiz olduğu metaforik bir dille ifade edildi.

SANAT VE EDEBİYAT

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. İbrahim Tüzer’in konuk olduğu söyleşi programında, ‘Modern Dünyada Bir Sığınak Olarak Sanat ve Edebiyat’ başlığı altında bilgiler paylaşıldı. Seminerde modernite ve postmodernite ile yaşanan değişimlere atıf yapılarak, aklın ön plana çıktığı ve buna bağlı etkilerin neler doğurduğuna değinildi. Akla dayalı aydınlanma dönemi ve pozitivizmin doğuşu, bunun din gibi algılanışı, reform kavramı etrafında yenilenmelerin neler olduğu değerlendirildi. Modernitenin akıl ile zenginleşme ve gelişim odaklı oluşu, tasnif edici ve seçenek sunup, insanı tercih etmeye ittiği ifade edildi.

RUSYA'NIN KAFKASYA POLİTİKASI

Azerbayca Hazar Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Bakü Türk İslam Araştırmaları Merkezi Başkanı Doç. Dr. Telman Nusretoğlu, ‘Rusya'nın Kafkasya Politikası ve Ermeni Meselesi’ başlığı altında verdiği seminerde, Ermeni meselesi, Karabağ sorunu ve bu bölgelerde Rusya’nın tutumu üzerinde duruldu. Rusya’nın geniş ve güçlü bir ülke olduğu, ancak federasyon yapısına sahip ve çok farklı milletlerden oluştuğunun altı çizilerek, önemli miktarda Müslüman Türk nüfusun bulunduğu vurgulandı. Kafkasya’nın Güney ve Kuzey olarak ikiye ayrıldığı ifade edilerek; Kuzey Kafkasya’da Müslüman halkların Rusya yönetiminde olduğu ve özerk toplumların varlığı belirtildi.

ARA VERİLECEK

Etkinliğe ilginin yüksek olduğunu ve devam ettirilmesi yönünde bir beklentinin de oluştuğunu belirten Prof. Dr. Mustafa Böyükata yaptığı değerlendirmede, “Gerçekleştirdiğimiz söyleşiler ilgiyle izlendi. Her seminerde alanında söz sahibi, yetkin ve ele alınan konular bakımından derinliği olan seçkin konukları dinleme imkanı oldu. Karşılıklı fikir alış verişi bakımından da iyi bir platform oluştu. Eleştiri ve önerilerle katılımcıların ortaya koyduğu farklı bakış açıları çok değerliydi. Benim açımdan yorucu ve zamanımı alan bir programı yürüttüğümüzün farkındayım. Fakat ilgi ve aktif katılımı görmek, yorgunluğumuzu unutturan en önemli faktör oldu. Covid-19 salgını sebebiyle hareket alanı kısıtlanan toplumun farklı kesimlerinde pek çok kişinin bir araya geldiği bu buluşmaların önemli bir boşluğun doldurulmasına mütevazi düzeyde de olsa atkısı olduğuna inanıyorum” dedi.

Söyleşilere ara vereceklerini, en azından yaz aylarında bir müddet ara vereceklerini ifade eden Prof. Dr. Mustafa Böyükata, program fikrinin gelişiminden ve devamında da sürekli iştirak ederek katkı veren akademisyen, sivil toplum kuruluşlarından, bürokratik, diplomatik ve farklı meslek kollarından değerli kişilerin olduğunu söyledi. 

Editör: TE Bilişim