Bir zamanlar elek-kalbur-gözer yapmakla yetiştiremediklerini belirten Yaylacı, yaptığı el emeği göz nuru eserlerine daha çok nostaljik takılmak isteyenler ile turistlerin rağbet gösterdiğini söyledi. Yaklaşık 30 yıldır bu meleği yaptığını kaydeden Yaylacı, ‘’Sadece a il dışından temin ediyorum. Köylerden aldığım hayvan derilerini ıslayıp tabaklıyorum. Sırım haline getirince kasnağa tutuşturup el yordamıyla tek tek örüyorum. Küçük bir çekiç, testere bıçak yetiyor, Sadece köyden köye taşınırken aracım yok, onu da vatandaşlardan kiralayıp taşıtıyorum” dedi. 
Yaylacı, yaptığım işin orijinal, yani deriden elde yapıldığını, telden yapılan kalbur ve gözer çıkınca kendilerinin pabucunun dama atıldığını ifade etti. Yaylacı, ‘’Kalbur, gözer ve çilingir yapıyorum. Bazen da un eleği. Seyrek kalbur, sık kalbur diye iki ayrı kısmı da var kalburun. Kalburun iri gözlüsü gözer. Çilingir ise aslında çineder olarak geçer ama bizim yörede çilingir olarak bilinir. Beni arayan Ürkütlü, Kadıgüllü, Erbek, Kemallı köyleri civarında bulur. Yaz aylarında çadırımda yatar, mesleğimi yaparım” diye konuştu.
 

Editör: TE Bilişim