Murat İnce 2003-2005 eğitim öğretim yılında Ankara Aydınlıkevler Ticaret ve Anadolu İletişim Meslek Lisesinde Türkçe’yi etkin ve doğru kullanma, diksiyon, sunuculuk, radyo ve televizyon konulu dersler verdi.

Yüzlerce öğrenci yetiştirdi. Sanatçının ilk şiir ve müzik albümü “Ayrılık Sevdi Bizi” 2008 yılında, “Ben Senin En Çok Çocuk Yanlarını Sevdim” 2009 ve son olarak Gönül Mahkûmu 2011 yılında Ati Müzik etiketiyle sanatseverlerle buluşmuştur.

Murat İnce’nin albüm çalışmalarında, Naşide Göktürk, Ahmet Şafak, Ekrem Düzgünoğlu, Zeynep, Ömer Danış ve Volkan Sönmez sesleri ve besteleriyle yanında olmuşlardır. 

Murat İnce’ye sizler adına sorular yönelttik. Sorularımızı her zaman olduğu gibi yine tüm samimiyeti ile yanıt verdi İnce ruhlu duygu adamı. 
İşte o röportaj: 

İleri Gazetesi: "Bize kendinizden bahseder misiniz?"
M. İnce: Zaman içinde olgunlaşmaya çalışan, pişmeye gayret eden, Rabbimin yarattığı her hangi bir kulum. Niçin yaratıldığımı, en azından yaradılışımın manasını biliyorum. Ölümden korkmuyorum, ölümün daha güzel olduğunu duyumsuyorum, doğmak gibi. Yazıyor ve sesletiyorum ki yaradılışımın manalarından bir tanesi de bu. İnsanlara iyi davranıyor, kin ve nefret duygularından, lanetlemelerden uzak duruyorum. Nefes alıyor, yürüyor, okuyor, mümkün olduğunca layıkıyla yüce yaratıcımıza kulluk ediyor, manalı şeyler yapmaya devam ediyorum çünkü insanın hal şekli böyle olmalıdır diye biliyorum.

İleri Gazetesi: "Şair olmaya nasıl karar verdiniz?
M. İnce: Bir karar vermece kesinlikle yok. Ruhumun derinliklerinde ki seslerin, kalem ve kâğıtla birleştiği en güzel aşk halidir şairliğim ki şairim demek için çok daha erken.

İleri Gazetesi: "Şiir yazmaya ne zaman başladınız? İlk yazın anınızı paylaşır mısınız?"
M. İnce: Dönem itibariyle biz sevdalarımızı yüreklerinde daha çok yaşayan, söyleyemeyen ama en çok yazanlardandık. Böyle bir hal içindeyken lise ikinci sınıfa gidiyordum, kalbime düşen ilk cemre beni yaktığında yazmaya başlamıştım. (Esasen çok daha erken yaşlarda yazdıklarım var ama ilk kendimi bildiğim dönemdir lise yıllarım…) Hangi şiiri yazdım inanın hatırlayamıyorum.

İleri Gazetesi: Şiir sizce ne demek?
M. İnce: Tek bir tümce ile , “gönül kilidini açan anahtardır” şiir… Ve şunu da eklemek lazım, uzun uzun tümcelerin, darasının alınmış en yalın halidir şiir… Örneklersek eğer, Mevlana’nın altı ciltlik Mesnevisine, Yunus Emre’nin, “Ete kemiğe büründüm, Yunus oldum göründüm” veciz sözünü söyleyebiliriz.

İleri Gazetesi: Yozgatlısınız, Yozgat’ta size ve şiire ilgi nasıl?
M. İnce: Evet, Yozgat Sorgun’luyum. Halk seviyor fakat bürokratlar yani organizasyonları düzenleyen kurum ve kuruluşlardan bugüne kadar maalesef bir talep yok.

İleri Gazetesi: Şairlerin toplumda ki görevleri nelerdir?
M. İnce: Aslında ilk sorudaki cevapta birçok görevi anlattım yine de şunları söylemekte fayda var diye düşünüyorum. Rabbimin yarattığı her canlının bir görevi var yaradılışına dair. Biz insanların ve elbette sanatsal alanlarda faaliyet gösterenlerin yükü daha ağır. Geldik gidiyoruz noktasında muhakkak suretle kalıcı eserler bırakmalıyız. İnsan her şeyi tecrübe ederek öğreniyor fakat ömür her şeyi tecrübe etmeye yeterli değil. O halde biz sanatkârların kendilerimizden sonrakilere, yaşça ve yolca küçüklere doğru şeyler bırakması, anlatması gerekiyor. Yine şair bir toplumun tarihçisidir, yüzyıllar sonra okunan bir eserde o döneme ait bazı işaretleri bulabilmeli insanoğlu. İyi bir ahlak ile topluma ışık tutmalı şair ve vicdanlı olmalı ki merhametin ne büyük bir erdem olduğunu anlayabilsin yeni nesiller. Ne kadar hırçın yazsa da sonunda barışçıl olmalı zira savaşların insanlığı geriye götürmekten başka bir işe yaramadığını bilmeli ve elbette aşkları da yok etmekten başka bir şeye yaramadığını idrak edip, ettirmeli… Şair çok fazla insan olmalı…

İleri Gazetesi: Hangi tür şiirler yazıyorsunuz?
M. İnce: Hece vezniyle yazmak ne demek bilirim, örneklerimde vardır fakat serbest nazım biçiminde şiirlerimi yazıyorum.

İleri Gazetesi: Hangi ortamlarda şiir yazıyorsunuz?
M. İnce: Hiç belli olmaz ama büyük bir çoğunluğunu sessiz, kendimle kaldığım, gün doğumlarına yakın anlarda ve bir enstrümantal müzik eşliğinde odamda yazıyorum.

İleri Gazetesi: Siz şiirlerinizde hangi temaları işliyorsunuz?
M. İnce: Genelde aşkı işliyorum. (insana ve yaratıcıya…)

İleri Gazetesi: Örnek aldığınız şairler var mı?  Hangi şairleri örnek alıyorsunuz?
M. İnce: Ümit Yaşar Oğuzcan’ı severim. Aşkı çok güzel anlatan bir yürek. Zaman zamanda şiirlerini seslendirmekten büyük onur duyarım.

İleri Gazetesi: Şiir denince aklınıza gelen ilk isim kim? hem şair olarak hemde yorumcu olarak?
M. İnce: Şiir denince Ümit Yaşar Oğuzcan. Yorumcu olarak Müşfik Kenter, Kenan Işık, Haluk Kurtoğlu, Cihan Ünal diyebiliriz. Yorum çok mühim özellikle diksiyonel sesletebilmek, çünkü Türkçe yazıldığı gibi sesletilen bir dil değildir.

İleri Gazetesi: Biraz kitaplarınızdan bahsedelim… Bize kitaplarınızın içeriğini anlatırmısınız?
M. İnce: Bugüne kadar yayımlanan şiir kitaplarımı yazarsak, Adı Yalnızlık, Elveda, Reisin Gönlü, Bir Sevda ki, Ankara, Firari Duygular ve Söylediklerim. Hayata geçen yedi eserimde de içerik olarak üç aşağı beş yukarı, aşk, anne, baba, vatan ve millet sevgisi diyebiliriz. Zamanlı Zamansız Duygu Esnemeleri, Al Beni Yalan Olmayan Yüreğine Götür ve Cansuyum’da ise sevgiliye gönderilemeyen mektuplar yani yine yeniden aşk. Bir farklı eserimde resmi olarak basılmadı, öğrencilerim takip etsinler diye dört bülten halinde diksiyon kitabıdır ki işte orada Türkçe’nin yazıldığı gibi neden sesletilmediğini anlatıyorum.

İleri Gazetesi: Kitaplarınıza ilgi nasıl oldu. Beklenen ilgiyi bulabildiniz mi?
M. İnce: İyi bir dağıtım ağında olmuş olsalar çok daha büyük bir kitleye ulaşabilirim diye düşünüyorum. Örneği de var, 2003 yılında Ankara ve Bir Sevda ki adlı şiir kitaplarım, Cumhuriyet tarihinde bir ilk olarak her biri ilk baskıda yirmi beşer bin adet olarak basıldı ve Merkez Dağıtım Aracılığı ile bütün Türkiye’de on bin kaliteli satış noktasında okuyucuya sunuldu. Büyük eksiklikler olmasına ve benim o vakitlerde isimsiz bir sanatkâr olmama rağmen yaklaşık resmi olarak ilk bir yıl on yedi bin adetti ücreti mukabilinde alınmıştı. Sonrasında kendi imkânlarımızla satışlarını ve dağıtımlarını gerçekleştirdik. İşin aslı kitaplarımıza ilgi var fakat mevcut düzen içinde iyi bir yayın evi ile çalışma şansını yakalayamadığımız için elbette hedefe ulaşamıyoruz şu an.

İleri Gazetesi: Okuyucularınız kitaplarınızı nereden bulabilirler?
M. İnce: Kitaplarımın adlarını internette arama motorlarına yazmaları yeterli. D&R Mağazaları başta olmak üzere birçok noktada bulabilirler.

İleri Gazetesi: Türkiye de kitap yayınlatmak zor mudur?
M. İnce: Çok kolay aslında. Biraz paranız varsa hemen kendi imkânlarınızla da bastırabilirsiniz. Yayın evlerinin penceresinden bakınca imkânsız gibi. Çünkü onlara göre kitap satmıyor…

İleri Gazetesi: İmza günleri ve etkinlikler düzenliyor musunuz?
M. İnce: Zaman zaman etkinliklerimiz oluyor. www.facebook.com/muratince.net Üzerinden arkadaşlar takip ederlerse güncel bilgilerimiz orada anlık oluyor.

İleri Gazetesi: Bundan sonra ki hedefleriniz neler?
M. İnce: Radyo ve televizyon sanatçısı olarak Aziz Milletimin huzurlarında olmaya son nefesime kadar gayret edeceğim. Sinema ve dizi sektöründe de çok canımı sıkmazlarsa eğer yer almak istiyorum. Beşinci şiir müzik albümümün stüdyo çalışmaları devam ediyor.

İleri Gazetesi: Aileniz, sizin şair olma yolculuğunuzda yer aldı mı? onların bu konuda size yansıyan fikirlerini öğrenebilir miyiz?
M. İnce: Annem, babam ve kız kardeşim sürekli olarak desteklediler. Biliyorum benimle onlar hep gurur duydular, duymaya da devam ediyorlar. Elbette aile faktörü her alanda olduğu gibi burada da çok önemli. Annem ve kız kardeşimle her program sonrası konuşuruz ki fikirleri benim için çok önemlidir.

İleri Gazetesi: Yeni çalışmalarınız var mı? varsa çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
M. İnce: Hazırda bekleyen bitmiş üç kitabım var. İnşallah yakın zamanda hayata geçecekler. Şiir müzik albümüm söylediğim gibi stüdyo aşamasında. TV programlarım devam etmekte. Hayırlısı diyelim.

İleri Gazetesi: Aynı zaman da tv ve radyo programcılığı yapıyorsunuz, bu konu hakkın da neler söylemek istersiniz?
M. İnce: Kesinlikle eğitim almalarını tavsiye ediyorum bu mesleğe gönül veren arkadaşlarımın. Şunu söylemeden geçemeyeceğim, sektör her geçen gün kan kaybediyor, herkes radyocu ve TV programcısı olmak istiyor, hatta sinema,  dizi yıldızı. Lakin çok çetin bir yol ve emeğin karşılığı iktisatta ücrettir, burada emeğinizin karşılığını tam anlamıyla alamıyorsunuz.

İleri Gazetesi: Ülkemiz de ki tv ve radyo şiir programlarını yeterli buluyor musunuz?
M. İnce: Evet, yeteri kadar var. Kalite noktasını soruyorsanız bunu uzun süre tartışmamız gerekir.

İleri Gazetesi: Zamanı geçmişe alma imkânınız olsa tekrardan şair olmak ister miydiniz? Neden?
M. İnce: Evet, isterdim zira en iyi kendimi ifadelendirme şeklidir.

İleri Gazetesi: Edebiyat dünyasında bir şeyleri değiştirme şansınız olsa neleri değiştirirdiniz?
M. İnce: Her kitabı basmazdım mesela J İyi bir etik kurul kurulmasını sağlardım. Önüne gelen kitap basmamalı. Ve bir yazarın üç kitabı bu etik kuruldan geçmişse, o yazarımızı ömrünün sonuna kadar sosyal anlamda iyileştirici ne varsa yapardım.

İleri Gazetesi: Günümüzde sizce insanların şiire ilgisi ne durumda? 
M. İnce: Özellikle gençlerin. Gençler seviyor şiirleri zira aşkın en eski çocuğudur şiir.

İleri Gazetesi: Hepimiz güçlü yorum kimliğinizi biliyoruz. peki, iyi bir yorumcu olmak şartları nelerdir? Deneyimlerinizi bizimle paylaşır mısınız?
M. İnce: Her şeyden önce diksiyon eğitimi şart. Diksiyonun içerisinde, doğru soluk almak vermek, diyaframı kullanmak var. Ses eğitilebilir bir şey. İnsan çok çalışarak kendini dinletir hale getirebilir. Tabi Allah vergisi bazı yeteneklerinizin de olması gerekiyor ve yeteneklerinizin farkında olarak üzerine gidip her gün bir atlet gibi çalışmanız da lazım. (Atletten kastım J iki yüz sayfa günlük sesli kitap okumak, ayda dört dergi, günlük beş gazete ve en azından ayda bir roman bitirmek diyelim.) 

İleri Gazetesi: Yazar/şair olmak isteyenlere tavsiyeleriniz nelerdir?
M. İnce: Zor bir yolu seçtikleri için seçilmiş insanlar olduklarının farkında olmaları gerekiyor zira herkes yazamaz, sesletemez. İnternet ortamında görüyoruz, “ herkesi ağlatan şiir, yorum vs.” başlığı ile bir ses kaydı, ilginçtir milyonlar izlemiş fakat gerçek mi? Hayır. Tamam, sayı gerçek ama o teveccühü gördü mü gerçekten? Asla! Sadece başlıktan dolayı. Bu yolun emektarları sahiden iyi bir eğitimden geçmeliler ve muntazam olarak sürekli çalışmalıdırlar.Son olarak sanata ve sanatçıya verdiğiniz değerden dolayı size ve bütün çalışan arkadaşlarınıza çok teşekkür ederim.Saygılarımla,Murat İnceBizde bize verdiğiniz bu altın bilgilerden ötürü size çok teşekkür eder, gelecek çalışmalarınızda başarılar diliyoruz…Saygı ve Hürmetlerle…

MURAT İNCE…
01 Haziran 1969’da Yozgat'ın Sorgun ilçesinde doğdu. İlk, orta, lise ve yüksek okulu Ankara’da bitirmiştir. Lise yıllarından itibaren şiirlerini kaleme alan sanatçı ilk kitabı “Adı Yalnızlık’ı” 1999 yılında kendi imkânlarıyla çıkardıktan sonra geçen yıllar içerisinde çeşitli yayın kuruluşlarından toplam on kitaba imza atmıştır. Kitapların yedisi şiir, ikisi deneme ve bir tanesi Türkçe’yi doğru etkin kullanma sanatı (diksiyon) içeriklidir. Murat İnce 2000 yılından itibaren yazdıklarını radyo programlarında söylemeye başlamıştır. Öyle ki hazırlayıp sunduğu bütün programlar büyük beğeniyle takip edilmiş ve birçok yaralı yüreğe iyi gelmiştir. Halen Türkiye’nin en güzide kuruluşlarında radyo yayın hayatına devam etmektedir. (TRT TSR Türkiye’nin Sesi Radyosu, Türkiye Polis Radyosu ve Aşk FM.)  

Editör: TE Bilişim