Beytullah Yeşilay, Ankara'da inşaat işçiliği yapıyor, üniversite öğrencisi kardeşi Şakir de tatil dönemlerinde ona yardım ediyordu. Yozgatlı Yeşilay kardeşler, 15 Temmuz gecesi yorgun argın geldikleri evlerinde hainlerin oyununu bozmak için sokağa çıkıp, kahramanca mücadele etti.
EŞİNİ VE ÜÇ AYLIK KIZINI GERİDE BIRAKTI
Henüz bir yıllık evli olan Beytullah Yeşilay, üç aylık kızını ve eşini o karanlık gecede bir an olsun düşünmeden hainlere karşı yürüdü. Genel Kurmay Başkanlığının bahçesinde darbeci hainlere karşı verdiği mücadele sırasında Beytullah şehit, kardeşi Şakir de gazi oldu.
Hem şehit hem de gazi anne-babası ola Hacı Bekir Yeşilay ve Türkan Yeşilay, her günü şehit oğullarının hatıraları ile geçiriyor. Acılı baba, üç oğlu ve kendisinin vatan için şehit olmaya hazır olduğunu söylerken, idamın getirilmesini istedi. Eşi Asya Yeşilay ise o gecenin anıları ile yaşıyor her günü. 
NEREYE ELİMİ DEĞDİRDEM HATIRASI ÇIKIYOR
Baba Hacı Bekir Yeşilay; "Acısıyla yıkıl düş gidiyoruz bakalım şimdilik. Ateş düştüğü yeri yakıyor, nereye elini değdirirsen oradan onun hatırası çıkıyor. Başkasını da bir şey olduğu yok, yakarsa da bizi yakıyor.  Oğlum işçiydi, asker değildi, uzman da değildi, polis de değildi sivildi. İstekli olarak gitmiş genel kurmayda şehit olmuş, biri de gazi olmuş. Sabah duyunca dünyam yıkıldı dünyam. Allah kimseye vermesin dünyam yıkıldı. Üç aylık çocuğu kaldı, bir senelik evliydi. Şimdi torunum bir yaşına değdi. Onun tesellisi ile duruyoruz. Gazi olan da vücudunda altı parça ile yaşıyor, bu sene de Allah izin verirse din kültürü öğretmen olacak" dedi. 
ŞEHİT BABASIYIM ÇOK GURURLUYUM
Bir şehit babası olarak aradan geçen bir yılda hiçbir zaman gururundan ödün verdiğini söyleyen Hacı Bekir Yeşilay, vatan için her şeyini feda etmeye hazır olduğunu dile getirdi. 
"Üç beş çapulcuya bırakacak vatanımız yok bizim" diyen Yeşilaş; "Vatan için her şeyim feda olsun. Benim üç tane daha oğlum var. Vatan için hepsini feda etmekten geri durmam. Biz bu vatanı üç beş çapulcuya bırakacak değiliz" diye konuştu. 
BÜYÜKLER HER ZAMAN SAHİP ÇIKIYOR AMA...
Bu güne kadar her zaman devlet desteğini hissettiklerini söyleyen Yeşilay, fakat kamu hizmetlerinde kimi memurların işlerini aksattığını, zora soktuğunu ileri sürdü.
Yeşilay, yaşadığı sorunları şu şekilde ifade etti: "Büyüklerden bize zarar gelmiyor, ama küçük memurlar var ya memurlar, memurların içinde böyle çapulcular çok. Bizi ezmeye çalışıyor ama Allah’ın izni ile ezemiyorlar, ağzının payını veriyoruz. Şehit babasıyım deyince bunlara ne oluyorsa oluyor. Zorluk gösteriliyor. Tamam yaparız deniliyor ama bizim işler sözde kalıyor, ileri gitmiyor bizim işler. Ben FETÖ’cüyüm demiyor ama iş yaparken de belli ediyor."
İDAM EDİLSİNLER, ACI MI TATLI MI ONLAR DA GÖRSÜN
FETÖ'cü hainler için idam isteyen Yeşilay; "Bu FETÖ’cüler idam olsun onlar da bir çeksin bakalım acımı tatlı mı bir görsün bakalım. Bizim ki toprakta yatıyor onun ki burada yaşıyor. Bir de o toprağa girsin bakalım acı mı tatlı mı? Bir de o acıyı yaşasın bakalım, ben yaşıyorum evet ateş düştüğü yeri yakıyor başka hiç kimseyi yakmıyor. Onlar şöyle oldu böyle oldu diyor, öyle oldu da orada işin neydi, benim çocuğu neden vursun sen. Benim çocuğumla derdin neydi. Mahkemelerde bilmiyoruz dediler, bilmiyordunuz da benim çocuğu neden vurdunuz. Her tarafı patladı, koptu, bombaladın benim çocuğumu. Benim silahımla, benim verdiğim vergiyle alınan silahla beni vurdun, kimsin sen. Hangi akla hizmet ediyorsan orada neden yaşamıyorsun sen. Oraya gidip neden yaşamıyorsun, akıl veren adamların yanına neden gitmiyorsun. Oraya git yaşa. Bu devlete çelme atma çalışıyorsun, ayağının altına sabun koyuyorsun, devletin ekmeğini yiyorsun. Utanmıyorsun da yani, boğazınıza da durmuyor. Hem bu suçu işliyorlar hem de konuşuyorlar" diye konuştu. 
TÜRK BAYRAĞI HİÇ İNMEYECEK
Evinde asılı duran Türk bayrağının hiçbir zaman yerinden inmeyeceğini dile getiren Yeşilay; "Ben ölünceye kadar o bayrak orada dalgalanacak" ifadelerine yer verdi.  
 BİZİMKİLERİN NE SUÇU VARDI!
15 Temmuz gecesi bir oğlunu şehit veren, bir oğlu da gazi olan anne Türkan Yeşilay da, yaşadığı üzüntüyü dile getirirken FETÖ'cü hainlere idam istedi.
Aradan geçen bir yılda her günün hüzün dolu geçtiğini kaydeden anne Yeşilay; "Çıkıyorlar televizyona, mahkelere suçum yok diyorlar. Neden suçu yok, bizimkilerin ne suçu vardı. Suçu yokmuş  da yatıyormuş da şeker hastasıymış, bizim çocuklarımızın ne suçu var. Neden öldü benim çocuğum. Neden benim çocuğumu vurdun. Benim çocuğum yerin altında yatıyor. Onlara da idam gelsin, acısını görsünler. Ben mezara gidemiyorum, gittiğimde tansiyonum 200-300’e çıkıyor. Bir göreyim bakalım kolay mıymış? Mezardan geçerken şuralarıma bir şey duruyor. Neden. Kocattı bizi. Gelinimin saçları ağardı."
HESABI SORULSUN
"Oğlumun biri şehit biri gazi. Hesabı sorulsun, sorulmasını istiyoruz, tabi ki sorulacak" diyenTürkan Yeşilay; "Diyorlar ki şeker hastası olmuş.  İğnesini vurmamışlar, ilacını vermemişler ölmüş. Ölsün. Daha beter olsunlar, biz de istiyoruz asım emrini. Asım emri gelsin, başbakanımız asım emrini versin. İdam istiyoruz. Benim çektiğim acıyı kimse bilmez. Gece yatamıyoruz, gündüz kalkamıyoruz. Gecemiz gündüzümüze karıştı. Nereyi kaldırsan hatırası çıkıyor.Biz dayanamıyoruz yeter artık. Asım emri verilsin biz de ferahlayalım. Hiç bir şey istemiyoruz, tek istediğimiz bu. Ben onlardan aş, ekmek, para istemiyorum, idam istiyorum" diye konuştu.  
TORUNUM VE GELİNİMİ OĞLUMUN YERİNE KOYDUM
Oğlundan geriye kalan 1 yaşındaki toruhu Miray ve gelininin tek tesellisi olduğunu söyleyen şehit annesi; "Torunum var Miray. Beytullah’ım o benim. Beytullah’ın yerine koydum hem gelinimi hem torunumu. İkisi de Beytullah benim için, teselli oluyorlar bana. Varımız, yoğumuz Beytullah’ımız o" dedi. 
BİR YILLIK EVLİYDİK HAYALLERİMİZ VARDI
Şehit Beytullah Yeşilay'ın darbe gecesi geride bıraktığı gözü yaşlı eşi Asya Yeşilay, o geceye dair yaşadıklarını paylaştı.
Asla Yeşilay, o gece eşiyle yaptığı son telefon konuşmasını şöyle anlattı: 'Sen ne yapıyorsun' dedim, 'Dışarıdayız' dedi. 'Ne dışarısı hayırdır' dedim. 'Ben sana demedim ki işte savaş çıkıyor ülke evden gidecek.' 'Ne diyorsun öyle şey olur mu çabuk dön eve dedim. Ondan sonra 'Ülke elden gidiyor ne dönmesi, vatan olmazsa biz de olmayız yarına çıkacağımız meçhul değil. Yarın bir şey olsa sen çıkma ben çıkmayım kim çıkacak dedi. Bir iki tankı imha ettik, ortalık biraz da sakinleşti, merak etme ' dedi. Çünkü ben telefonda çok ağladım. 'Ne olur geri dön' dedim. Ben sana haber veririm dedi telefonu kapattı. Saat iki buçukta ben tekrar aradım. Ne yapıyorsun dedim, iyi dedi, ortalık sakin zaten birazdan döneceğiz dedi eve. Tamam dedim kapattım dönünce haber ver dedim. Mesaj attım, o kadar mesaj attım, arıyorum cevap yok. Saat üçü geçe gazi olan kardeşi Şakir'i aradım gazi olanı o cevap vermiyor. Bu sefer Merve'yi aradım nişanlısı o cevap vermiyor. Onun kız kardeşi cevap verdi. Abla dedi Şakir'lerin oraya bomba atılmış ama durumları iyiymiş, Beytullah abime ulaşılmıyormuş dedi. O kadar korktum ki. Aradım bir tane erkek sesi gelince 'Hayatım orada mısın, iyi misin' dedim. 'Abla dedi siz neyi oluyorsunuz, ben eşiyim dedim, durumu çok ağır eşinizin acil Numune Hastanesine gelin' dedi.  Ben Erzurum'dayım gelemem durumu nasıl ne olur söyleyin dedim, ağır yaralı dedi. Ama ben anladım zaten, o ara telefon elimden düşmüş, bayılmak üzereydim. Bilincimi kaybetmedim ama çok kötü oldum. Ailem geldi, sakinleştirmeye çalıştı. Bizimkilerin hepsi duymuş, kayınvalidemleri aradılar sizin haberiniz var mı diye onlar da uyuyormuş." 
AİLEM İÇİN SAVAŞARIM DERDİ
Eşinin vatanını seven bir yapıya sahip olduğunu kaydeden Asya Yeşilay; " Eşim derdi bir savaş çıksa ben de giderim durmam şehit olurum. Ne işim var başka ülkelerde. İşte diyordu başka ülkelerde savaş çıkıyor buraya geliyorlar. Gencecik insanlarsınız savaşın şehit olun, bundan güzel mertebe var mı diyordu. Ben seni bırakmazdım ki diyordum. Konuşuyorduk sürekli. Ben durmam ki ülkem için, senin için, ailem için savaşırım diyordu. Öyle sürekli konuşurduk, çok vatan millet sevgisi doluydu. Ben de o atmosferi yaşasaydım ben de çıkar mıydım bilmiyorum ama şu durumda ben orada olsaydım bırakmazdım diyorum. Şehitlik çok güzel bir mertebe ama ben biraz bencillik yapıyorum galiba, keşke yanımda olsaydı, dizimin dibinde olsaydı da şehit olmasaydı ya da beraber şehit olsaydık" dedi. 
HAYALLERİMİZ VARDI
Bir yıllık evli olduklarını ve zaman zaman oturup hayaller kurduklarını belirten Yeşilay, geleceğe dair umutlarını ve hayallerini şu sözlerle aktardı: 
 "Yeni evliydik bir buçuk yıllık. Yeni evliyiz, hayallerimiz vardı. Ben bekarken çalışıyordum evlenince işi bırakmıştım. Eşime diyordum ben de çalışayım sana destek olayım. Tamam demişti, kabul etmişti. İlk başta çok karşı çıkıyordu çalışma diye. Bizim gibi insanların ne hayali olabilir ki, bir ev, bir araba, bir çocuk. Öyle bir hayalimiz vardı, başka bir hayalimiz yoktu. Bunları çok konuşurduk, bazen ablama anlatıyorum siz evde neler konuşuyormuşuz, biz hiç böyle şeyler konuşmayız diyor. 
Gazi olan kaynım diyor ki, 'Yenge sende olsaydın sende çıkardın' diyor. Çocuğu almış diyor kadın arkamızda kimse kalmasın beraber savaşalım, beraber ölelim diye çocuklarını bile getirenler vardı, sen de çıkardın diyor kesin. Ama o atmosferi yaşamadım bilmiyorum, yaşasaydım bende çıkardım diyorum ama yaşasaydı, keşke kalsaydı yanımda, ya da beraber gitseydik. Çünkü çok zor. Ne o bana doydu ne ben ona doydum, ne o çocuğuna doydu. Benim çocuğum hiçbir zaman baba diyemeyecek."
KIZINA ÇOK DÜŞKÜNDÜ
Asya Yeşilay, eşinin kızına çok düştün olduğunu, akşamları geldiğinde ilk önce kızını sorduğunu, uyusa da onu sevip, kokladığını söyledi. 
Yeşilay; "İsmi Miray. O kadar düşkün ki babası kızına. Akşam gelirdi kızım nerede. Uyusa uyandır derdi. Yeni uyudu derdim, yok derdi, öpeyim, seveyim derdi. O kadar düşkündü. Bazen diyorum bu kadar düşkünlükle nasıl gitti. Bize çok düşkündü. Bir erkek bazen dışarı çıkar arkadaşları gezer, o hiç çıkmazdı. Gelirdi 'Hadi hatun çıkalım gezelim biraz' derdi. Hep bizle gezerdi, bizle dışarı çıkar, boş gününde bizi gezdirirdi. Bazen diyorum bu kadar düşkünken nasıl çıktı. Sonra diyorum vatan her şeyin üzerinde. Zaten o da olsaydı kesin derdi ki senin için çıktım, senin huzurlu olman için, yavrumun geleceği için çıktım derdi. Kesin öyle derdi eşim" diye konuştu.

 

Editör: TE Bilişim