Tuygun, öğretmenlerin sorunlarının çözümlenmeden, eğitimdeki sorunlarının çözümlenmesinin de mümkün olmadığının altını çizdi. Tuygun, ‘’Neredeyse her geçen gün yurdun bir köşesinde öğretmene şiddet vakası baş gösterirken, MEB bu konuya dair hekime şiddet konusunda uyguladığı gibi polisiye bir yöntem üzerinde yoğunlaşmaktadır. Hekime şiddet olaylarını tek başına engelleyemeyen bu yöntemin, öğretmene şiddet olgusunu nasıl ortadan kaldıracağı ise meçhuldür. Bakanlık, öğretmene şiddet utancına son vermek için önce bu sorunun azmettiricisinin bizzat kendisi olduğunu görmelidir. Öğretmeni itibarsızlaştıran; toplumdaki yerini/ okuldaki işlevini her fırsatta küçültmeye çalışan politikalar, öğretmene şiddet vakalarının temelidir. Bugüne dek öğretmene şiddet olaylarının faillerinin ceza almaması da dolaylı teşvik niteliğinde olmuştur’’ dedi.
Tuygun, öğretmenin maruz kaldığı fiziki şiddet, yaşadığı sıkıntının sadece görünen yüzü olduğunu, sefaletin kucağına itilen, yanlış politikalar sonucu toplumdaki statüsü düşürülen, hak etmedikleri koltuklarda keyfi zorbalık yapan, okul yöneticilerinin zorbalığına terk edilen öğretmenlerin sorunları çözülmedikçe, doğru işleyen bir eğitim sisteminin de ancak hayal olacağına vurgu yaptı. 

Editör: TE Bilişim