Onların yanlış ve kirli bilgilerle zihinlerinin karışmasını engellemeli, endişelere rağmen güvende olduklarını onlara hissettirmeliyiz” dedi. Karabulut, korona virüsün çocuklara nasıl anlatılacağına ilişkin Dünya Sağlık Örgütü’nün, Türk Psikologlar Derneği’nin, Tabip Odalarının birçok faydalı dokümanlarının bulunduğuna dikkat çekerek, bu dokümanlardan faydalanılarak çocuğa virüsün adı, nereden geldiği, kimlere nasıl bulaştığı, bulaştığı insanlarda ne gibi etkiler bıraktığı ve nasıl tedavi olunduğu ile ilgili bilgilerin anlatılabileceğini kaydetti. Uzman Psikolog Selin Karabulut, “Çocuğa korona virus adını duyup duymadığı, onun hakkında ne bildiği sorulabilir. Sonrasında bunun dünyada yaygın olan bir virüs olduğu, bu virüsün insanları hasta ettiği, sağlık kuruluşu ve çalışanlarının bu hastaları iyileştirdiği, endişe etmemesi gerektiği ve kendilerini her zaman koruyup kollayacak aile bireylerinin, büyüklerinin ve sağlık çalışanlarının olduğu çocuklara hissettirilmeli ve anlatılmalı’’ açıklamasında bulundu.Uzman Psikolog Selin Karabulut, evde büyük bir panik ortamının olması halinde, herkesin çok endişeli, çok kaygılı, ne yapacağını bilmez bir vaziyette salınıyorlarsa, çocukların da aynı tepkiyi vereceğini bildirdi. Karabulut, ‘’Çocuklara hayatımızda model oluyoruz. Burada da doğru model olmalıyız. Onların yanlış ve kirli bilgilerle zihinlerinin karışmasını engellemeli, endişelere rağmen güvende olduklarını onlara hissettirmeliyiz” şeklinde konuştu. Bu süreçte çocuğun psikolojisinin iyi analiz edilmesi gerektiğini hatırlatan Karabulut, “Çocuğun psikolojisinin nasıl olduğunu sorduğu sorulardan, sık sık endişeli cümleleri tekrar etmesinden, ‘Anne ben hasta mıyım, sen hasta olacak mısın, babam hastalanmayacak değil mi?’ gibi cümleleri tekrarlamasından anlayabilirsiniz” dedi. Çocukların psikolojilerini korunmak için özel bir çaba gerekmediğini, ebeveynler ne yaşıyorsa onların da onu yaşayacağını vurgulayan Uzman Psikolog Selin Karabulut, “Ancak krizi iyi yönetmek gerekiyor. Endişelenmekte haklı olduklarını onlara hissettirmeli, onların endişelerini hafifletmeye ve onları sakinleştirmeye çalışmalıyız. Onlarla daha fazla vakit geçirip oynayarak, belki bu endişeyi oyunlara taşıyarak, örneğin çocuğunuzun elindeki oyuncak bebeğe korona virüsle ilgili bir şeyler söylediğini fark ediyorsak, o oyuncak bebeği sakinleştirmeye ve bebeğin endişesini almaya çalışarak bir yol izleyebiliriz” ifadelerini kullandı. Çocukların en az 3-4 hafta okuldan uzak kalacaklarını ve onları derslerle ilgili çok boğup sıkmadan gündelik rutinlerini tekrar oluşturmak gerektiğini hatırlatan Selin Karabulut, “Sosyal mesafe döneminde, çocuklarla birlikte evdeyken uyku ve yemek saatlerine dikkat etmek, bunu çok bozmamaya çalışmak, biraz ders yapıp biraz kitap okuyarak ya da birtakım masa ve zeka oyunlarından faydalanılarak çocuklarla keyifli vakit geçirilebilir. Bazı çocuklar plan yapmaktan hoşlanabilir, birlikte haftalık bir plan oluşturulabilir. Gündelik hayattan çok fazla kopmadan hastalıktan, ölüm haberlerinden, savaştan, bilgi kirliliğinden ve birtakım diğer faaliyetlerden mümkün olduğunca uzak kalmaya çalışarak gündelik rutine devam edilmeli” önerisinde bulundu.
 

Editör: TE Bilişim