Bozok Üniversitesi Tarih ve Düşünce Topluluğu tarafından organize edilen konferansta   “Osmanlı’da Adab-ı Muaşeret”  anlatıldı. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen programa çok sayıda öğrenci katıldı. 
Konferansa konuşmacı olarak katılan Yıldız Teknik Üniversitesi öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Şeker, “Adap, edebin çoğuludur. Edep, bir kulun kulluk sanatını icra etmekte kullandığı alet ve edevat gibidir. Onlarsız sağlam ve takvaya uygun bir kalbî hayat düşünülemez. Adabın bir kısmı dış hayatımızı şekillendirirken, asıl önemli olan manevî kısmı da kalbimizi Allah’ın razı olacağı ahlâk ve sahih niyetle süslememizi sağlar. Bu incelikli adabın dışında bir de uygulanması gereken günlük adap vardır. Yemek adabı, yolculuk adabı, komşuluk adabı, temizlik adabı, tanışma adabı, selamlaşma adabı, konuşma adabı, alış veriş adabı, oturma adabı gibi çeşitlendirirsek hepsine birden “Adab-ı Muaşeret” dendiğini hatırlarız.  Osmanlı İmparatorluğu döneminde elçilere ve Avrupalı krallara bile padişahın huzurunda nasıl davranmaları gerektiği, Adab-ı Muaşeret olarak verilirdi ve bu eğitim tam bir hafta sürerdi” dedi. 
Doç. Dr. Şeker Osmanlı’nın cihana edebi öğrettiğine vurgu yaparak; “Osmanlı dünyaya edebi öğreten imparatorluktur. Osmanlı sevgi, saygı ve kâmil insanların olduğu, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’den ve sahâbeden sonra edebin yaşandığı ülkedir. Osmanlı, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in sünnetine harfiyen uymaya çalıştı. En güzel ahlâk örneklerini asırlarca dünyaya örnek gösterdi. Biz, insanımızı anlatırken: “Osmanlı terbiyesi görmüş, Osmanlı Beyefendisi ya da tam bir Osmanlı Kadını” diye onun terbiyesini överiz. Çünkü Osmanlı toplumunda tanıdığımız birçok kabiliyetli ve büyük insanın kendini anlatırken, nefsin afetlerinden uzak sözler kullandıklarını görürüz” diye konuştu.

Editör: TE Bilişim