Yozgat Milli Eğitim Müdürlüğü Rehberlik ve Araştırma Merkezi Psikolojik Danışmanlarından Mustafa Toplu, toplumu oluşturan ve ayakta tutan en küçük yapı taşı olan ailenin, Avrupa ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de boşanmalarla parçalanmaya başladığını söyledi. 

AİLE TOPLUMUN TEMEL TAŞIDIR

Boşanma vakalarının çocuklar üzerindeki etkilerine dikkat çeken Toplu, öncesinde ailenin toplum yapısındaki yeri hakkında bilgi verdi. 
Toplu şöyle konuştu: “Aile, bireyin ve toplumun var olmasında, devam etmesinde ve fonksiyonlarını yerine getirmesinde aile en temel unsurdur. Bireyin yeme-içme, giyinme, barınma gibi fizyolojik ihtiyaçlarının ve sevgi, eğitim, psikolojik gelişim duygusal gelişim, sağlıklı zeka gelişimini sürdürme, dini, ahlaki ve kültürel değerleri kazanma gibi hayati önem taşıyan temel ihtiyaçlarını karşıladığı birincil yer ve çevredir. Aile kurumunun ayakta tutulması hayati önem taşımaktadır. Çünkü aile kurumunun çökmesi toplumun felaketidir.”

BOŞANMA TEHDİDİNDE

Aile kurumunu tehdit eden önemli olgunun boşanma olduğunu ve son yıllarda artış gözlendiğini kaydeden Toplu, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de boşanma oranlarında çok hızlı bir artış gözlendiğine dikkat çekti. 
Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) verilerine göre Türkiye de 1990’lı yıllardan başlayarak boşanma oranları giderek arttığını kaydeden Toplu, şöyle konuştu: 
“2011 yılında boşanan çiftlerin sayısı bir önceki yıla göre %1,3 artarak 120.117’ye yükselmiştir. Kaba boşanma hızı 2011 yılında binde 1,62 olarak gerçekleşmiştir.(1) Türkiye de ki boşanma oranları şimdilik batı toplumlarının çok gerisinde olduğu görülmektedir. Ancak son yıllarda, boşanma oranlarındaki hızlı artış göz ardı edilmemelidir. Boşanmaların nedenlerinin, birey ve toplum üzerinde meydana getirdiği olumsuz sonuçlarının incelenmesi oldukça önemlidir. 
Yapılan araştırmalar boşanmaların, psikolojik, sosyal ve ekonomik açılardan çok ciddi sorunlara neden olduğunu göstermektedir. Benim değineceğim konu: “Boşanmaların çocuklar üzerindeki etkileridir”

ÇOCUKLARI VURUYOR!

Psikolojik Danışman Mustafa Toplu, boşanmanın sadece anne-baba arasında yaşanılan tatsız bir süreç olmadığı gerçeğine işaret etti. 
“Yapılan araştırmalar ve çalışmalar, parçalanmış aile çocuklarının anne-babası birlikte olan çocuklara göre, istenmedik davranış alışkanlıklarına ve suç işlemeye daha meyilli olduklarını ve daha fazla risk altında olduklarını göstermektedir. Anne-babası boşanan çocukların kısa ve uzun vadede sosyolojik ve psikolojik olarak çok ciddi olumsuz sonuçlara maruz kaldıkları belirlenmiştir” diyen Toplu, boşanmaların çocuklar üzerinde kısa vadeli etkileri hakkında şu açıklamalarda bulundu: 
“Boşanma, anne-baba için olduğu kadar çocuklar için de çok sıkıntılı, zorlu ve stresli bir süreçtir. Boşanma sonrasındaki ilk iki yılın kritik olduğu görülmektedir. Boşanma sonrası ilk yıllarda çocuklarda sinirlilik, asabilik ve içe kapanma görülebilir. Çocuğun velayeti konusunda anne-baba arasındaki çatışmalar çocukların boşanmaya kendilerinin neden olduğunu düşünmelerine ve suçluluk psikolojisi geliştirmelerine neden olabilir. 
Boşanmanın hemen ardından çocuklarda mutsuzluk, anne-babaya karşı kızgınlık ve öfke artabilir. Boşanmanın sonucunda çocuğun okulu, arkadaşları, yaşadığı ev, mahallesi değişebilmektedir. Bu durum çocuğun hem boşanmaya uyumunu hem yeni hayatına uyumunu güçleştirebilir ve çocuk için akademik, sosyal ve psikolojik açılardan birçok olumsuz sonuçları beraberinde getirebilir.”

Editör: TE Bilişim