Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, Ornitoloji Laboratuvarı, yaptığı çalışmalarla Türkiye'de kuş türlerinin genetik çeşitliliğini kayıt altına alma çalışması başlattı. Kuş türlerin genetik çeşitlerinin yaşadığı bölgelere dair verileri toplayan laboratuvar çeşitlerin bunların korunmasını ve çeşitliliğin devamının sağlanmasını amaçlıyor. 
Ornitoloji laboratuvarının Türkiye'de ilk özelliği taşıdığını belirten Biyoloji Bölümü Başkanı Doç. Dr. Tamer Albayrak, yaptıkları çalışmaları daha ileriye götürmek ve geliştirmek amacıyla Uluslararası Kuş Ekolojisi ve Moleküler Ornitoloji Çalıştayı düzenlediklerini söyledi. Uluslararası nitelikte olan çalıştaya Almanya Heidelberg Üniversitesi'nin Biyoloji Başkanı Prof. Dr. Michael Wink ve İspanya'dan konuyla ilgili bilim insanları bilgi ve tecrübelerini paylaşmak için katıldı. Albayrak, bu çalıştayla ornitoloji laboratuvarının ortak çalışmalarının gelişmesine ve Avrupa'daki laboratuvarlar ile akredite olması açısından büyük öneme sahip olduğunu belirtti. 2 gün süren çalıştayın ilk gününde bilimsel sunumlar yapıldı. İkinci günde ise gözlem amaçlı Burdur Gölü, Karataş Gölü ve Kibyra Antik Kenti geziler düzenlendi. 
Türkiye'nin doğal göç yolları üzerinde olması nedeniyle çok sayıda kuş türüne ev sahipliği yaptığını ifade eden Albayrak, bu kuş türlerinin de kendi içinde farklı genetik çeşitlilikler taşıyabildiğini söyledi. Yaptıkları çalışmalarda Anadolu'ya özgü olan sıvacı kuşunun 10 çeşidini tespit ettikleri bilgisini paylaştı. Bu kuş türünün güney ve kuzeydeki genetik özelliklerinin farklılık gösterdiğini anlattı. Genetik çeşitlilik konusunda araştırılan diğer bir kuş ise serçe oldu. Serçenin de farklı genetik çeşitleri tespit edildi. Albayrak, serçenin genel popülâsyonuyla ilgili yabancı ülkelerdeki bilim adamlarıyla birlikte çalıştıklarını anlattı. Farklı genetik çeşitlerini tespit ettikleri diğer bir kuşun ise kızıl kuyruk olduğunu ifade etti. 
Çalışmalar sırasında kuşların ölçüleri, kan ve genetik bilgileri alınarak doğaya salındığı bilgisini veren Albayrak, Beydağları, Aladağlar, Kaz Dağları, Sipil, Küre Dağları ile Yozgat Milli Parkı'nda tür çeşitlerinin tespiti için çalışıldığını dile getirdi. Yaptıkları çalışmaları uluslar arası alanda da aktif bir şekilde sürdürdüklerini açıklayan Albayrak, bunun ulusal gen kaynaklarının korunması açısından büyük önem taşıdığını vurguladı.
YOZGAT ÇAMLIĞI DA PROGRAMA ALINDI
Anadolu'da habitat zenginliğinin son derece fazla olduğuna değinen Albayrak, ancak habitat kayıplarının da çok fazla olduğunun altını çizdi. Habitatın kaybedilmesiyle ile henüz varlığı bile bilinmeyen canlıların yok olabildiğine dikkat çekti. Bu durumda farklı genetik özelikler taşıyan canlıların yok olmasına neden olduğunu söyledi. Bu tehlikenin önüne geçilmesi için ulusal bir planlamaya ihtiyaç duyulduğunu belirten Albayrak, "Enerjiye de madene de oduna da ihtiyacımız var. Bunlar kaçınılmaz tabi hepimiz kullanıyoruz bunları. Ama bunları çok daha planlı ve habitatı minimum düzeyde etkileyecek tarzda tabi yol izlememiz lazım." dedi. 
Anadolu'da doğal alanların çok fazla olduğunu söyleyen Albayrak, bu alanların muhafazasıyla gen çeşitliliğinin daha iyi korunabileceğini kaydetti. Albayrak, ülkedeki kuşlarının korunması ve genetik kaynaklarının tespiti yönünde Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile protokolü yapıldığını aktardı. TÜBİTAK ile ortaklaşa birçok çalışmanın yürütüldüğünü dile getirdi.

Editör: TE Bilişim