Ankara Altındağ'da annesi Fadime Gürsoy ile birlikte yaşayan Yıldız Gürsoy, bir grup FETÖ Terör Örgütü mensubu askerin darbe girişimini haberi alır almaz annesi ile helalleşerek sokaklara çıktı. Genel Kurmay Başkanlığının bahçesinde darbeci askerlere karşı mücadele eden Yıldız, burada başından aldığı şaramplen parçası ile ağır yaralandı. Ankara Numune Hastanesinde beyin ameliyatı olan yıldız, perşembe akşamı şehit oldu.

Yıldız'ı son yolculuğuna üç kardeşi ve birlikte yaşadığı annesi uğurladı. İlki Sarıkaya Merkez Çarşı Camiinde, ikincisi ise Yıldız Gürsoy'un doğum yeri olan Tepedoğan köyünde cenaze namazları kılındı.

Cenaze namazına Yozgat Valisi Kemal Yurtnaç, İl Jandarma Alay Komutanı Albay Selçuk Yıldırım, Emniyet Müdürü Saim Akpınar, Ak Parti İl Başkanı Harun Lekesiz ile köylüler katıldı.

Demokrasi şehidi Yıldız Gürsoy'un Türk bayrağına sarılı tabutu omuzlarda köy mezarlığına taşınarak burada dualar ve göz yaşları arasında defnedildi.

NENE HATUN RUHU YAŞIYOR

Cenaze sonrası Vali Kemal Yurtnaç, Şehit Yıldız Gürsoy'ın erkek kardeşleri Oktay, Ecevit Ve Şahin Gürsoy'a baş sağlığı dileyerek Türk bayrağını teslim etti.
Yurtnaç, Yıldız Gürsoy'un canı pahasına verdiği mücadele ile yiğit bir Nene Hatun ruhuna sahip olduğunu gösterdiğini söyledi.

SOKAĞA ÇIKAN İLK İL YOZGAT

15 Temmuz akşamı ilk sokağa çıkan ilin Yozgat olduğunu söyleyen Yurtnaç; "Bu nedenle ben Yozgatlı kardeşlerimle beraber olmaktan, onların yöneticisi olmaktan durulandım, onurlandım. Güney Doğu'daki şehitlerimiz olacak diyorduk, bunun sonuna geldik diyorduk ama Türk tarihi böyle hiç bir ihanet görmedi. Milletin parası ile alınmış uçaklarla, helikopterlerle, bu insanları şehit etmek bu millete yakışan bir şey değildi ama milletimiz de kendine yakışanı yaptı, topyekün ayaklandı. Biz Jandarma Komutanımızla, emniyet müdürümüzle, sivil toplum kuruluşu temsilcilerimizle, vatandaşımızla iç içeyiz artık. Vatan müdafaasını hep birlikte yapacağız. Şehitler o nurlanmış, Rabbimiz tarafından onurlandırılmış kişilerdir. Ağlayan, sızlayan, ahıvah enden insanlar yok. Dedikleri güzel bir laf var 'Allah devlete, millete zeval vermesin. Bu bizim milletimizin büyüklüğünü gösteriyor. Bu Fetullahçı Terör Örgütü'de bilsin ki kimin kuyruğunda iseler, kimin kucağına oturdularsa bu millet artık onları affetmeyecek. Onların artık bu ülkeye dönüşü bu ülkenin içerisinde yer almaları imkansız. Zira biz ona asla geçit vermeyeceğiz" dedi.

ABLAMLA GURUR DUYUYORUM

Demokrasi şehidi Yıldız Gürsoy'un üç kardeşinden en küçüğü olan Şahin Gürsoy, ablasıyla her zaman gururu duyacağını söyledi.

Olayın olduğu gün saat 01.00'de ablasının arayarak dikkatli olmasını ve sokağa çıkmamasını istediğini söyleyen Gürsoy, sonrasında yaşananları şöyle anlattı:

"Benden dışarı çıkmamamı istedi ablacım dışarı çıkmam ne işim var dışarıda dedim. Telefonu kapattıktan sonra kendisi dışarı çıkıyor olaylara karışıyor. Genel Kurmay Başkanlığının önünde ön saflarda darbeci askerlerle mücadele ediyor. O sırada bir bomba patlıyor. Kafasına şarampnel  parçası geliyor. Annemle yaşıyordu ablam. Anne çıkarken diyor ki 'Hakkını helal et belki gelirim belki gelmem' diyor. Aslında hiç gitmez öyle dışarı. Kızılay'ı, Genel Kurmay Başkanlığını bilmez. Olayları duyunca evin içerisinde heyecanlanıyor, bir bıçağa sarılıyor, tornavidaya sarılıyor. Kapıdan çıkarken de anne hakkını helal eti belki gelirim belki gelmem deyip çıkıp gidiyor. Bizim hiç haberimiz yok. Sabahleyin annemi arıyorum ablam evdemi diyorum yok diyor, gece gitti bir daha hiç gelmedi diyor. Sabah duyduk ki olaylar da yaralanmış. Öğlene kadar Ankara'da gezmediğim hastane kalmadı. İsimsiz, kimliği yok yanında. Saat 13.00 Ankara Numune Hastanesi Beyin Cerrahisinde ameliyat olmuş olarak buluyorum. Teşhis için girdim baktım ablamı tanıyamadım. Tam bir hafta hastanede yattı. Cumartesi günü sabah 05.00 gibi ameliyat olmuş, bir hafta boyunca yoğun bakımdaydı. Allah'tan umut kesilmez dedik, bekledik bir hafta boyunca. Gece haberini aldık ki vefat etmiş" dedi.

"Ablamla her zaman gurur duyuyorum. Beni ablam büyüttü. Beni evladı gibi sevdi. 20 senedir beraberdik" diyen Gürsy, "Bir göz odada yaşıyorduk, çalışarak kendi evimizin sahibi olduk. Sonra kendimizi toparladık. Ablam çok çalışkan insandı sürekli beni sıkılardı, oğlum derdi parana puluna sahip çık derdi. Benim elim boldu kızardı o yüzden. Ablamla gurur duydum. Askerde iken ben de şehit olmak istedim ama olamadan çıktım geldim" diye konuştu.

ANNE GÜRSOY: "DEVLETİMİZİN TIRNAĞINA TAŞ DEĞMESİN"

Kızıyla helalleştikten sonra bir daha görüşemeyen ve hastanede ağır yaralı olduğu haberini alan anne Fadime Gürsoy da kızıyla gurur duyduğunu söyledi.

15 Temmuz akşamı yaşananları kızının televizyondan gördüğünü belirten Gürsoy, şunları anlattı:

" Ben halsizdim o akşam yattım uyumuştum, televizyona bakıyordum. Televizyondakileri gördü ben gidiyorum şunlara bak bir birini öldürüyor dedi. Ben de oraya gidiyorum hakkını helal eyle, ya dönerim ya dönemem dedi. Aman öyle deme kızım sen gelinceye kadar ben beklerim dedim. Yarım saat bir saat sonra telefon çaldı, anne benim dedi. Ben gidiyorum. kapıyı pencereyi kilitle yat dedi. Böylece gitti. Sabah oldu gelecek, akşam oldu gelecek, yok. Ben kızımla gurur duyuyorum Allah devletimizin tırnağına taş değdirmesin."

"BİR YILDIZ DEĞİL BİN YILDIZ FEDA OLSUN"

Şehit Gürsoy'un en büyük kardeşi Oktay Yıldırım da ablasını kaybetmenin acısını yüreğine gömerek 'Vatan sağolsun' dedi.

15 Temmuz akşamı kendisinin de sokaklar da olduğunu ifade eden Gürsoy, şöyle konuştu:

" Guruluyum, mutluyum, kardeşim şehit oldu. Vatan için her şeyi yaparız, gerekirse biz de şehit oluruz. Bir yıldız değil bin yıldız feda olsun vatan için. Biz üç beş çapulcuya bu vatanı bırakacak değiliz Allah'ın izni ile. Hepimiz oradaydık, yüreğimizden koparak gittik oralara. Çok şükür Allah bize bu gururu nasip etti. Vatan sağolsun."

Editör: TE Bilişim