ÇEKEREK ilçesine bağlı Karahacılı köyünde yaklaşık bir asır önce dönmeye başlayıp, teknolojiye meydan okuyan su değirmeni ile birlikte değirmen binası içerisinde tesis edilen tandır ocağında hazırlanan ‘külbastı’ adı verilen çörek ve simit ilgi çekiyor. Karahacılı köyünde yaklaşık 100 yıl önce kurulan su değirmeni, gelişen teknolojiye inat dönmeye devam ediyor.  Değirmene bir kilometre uzaklıktan gelen su, kanal vasıtasıyla değirmeninin çarkını döndürüyor. Bölgenin tek su değirmenini 71yaşındaki Abdullah Uzun işletiliyor. Tarihi değirmenin çarkını yarım asırdan fazla döndüren Abdullah Uzun, yaklaşık 100 yıl önce kurulan su değirmeninin hiç teklemeden buğday öğütmeyi sürdürdüğünü söyledi. Uzun, değirmenin kendisine babasından kaldığını anlatarak, "Her sabah erkenden gelip değirmeni açıyorum. Yılın 10 ayı sürekli değirmenim çalışıyor. Civar köylerden gelen buğdayları her gün burada öğütüyorum. Köylüler burada öğütülen unla evlerinde ekmek yapıyor. Bende geçimimi bu değirmen sayesinde sağlıyorum. Su olduğu takdirde bu değirmen çalışır. Baba yadigârı tarihi su değirmenini ömrüm yettiği sürece çalıştırmaya devam edeceğim. Tek korkum benden sonra bu değirmenin de taşını döndürecek kimsenin olmaması’’ ifadelerini kullandı.
KÜLDE ÇÖREK KEYFİ
Değirmene un öğüttürmeye gelen kişilerin doğal undan yapılan çöreğe de yoğun ilgi gösterdiğini belirten Uzun, ''Çevre köylerden gelenler değirmende öğüttükleri unla burada bulunan tandırda çörek pişirmeden de gitmiyor. Su ve yel değirmeni ile öğütülen buğdayın daha sağlıklı olduğunu doktorlar söylüyor. Televizyonlardan yapılan uyarılar da bizim işimizin artırılmasını sağlıyor. Buraya turistik amaçlı gelenler de oluyor. Onlara değirmen içerisinde kurduğumuz tandır ocakta öğüttüğümüz undan yaptığımız çörek ve simit ile, çay ikramında bulunuyoruz’’ ifadesini kullandı. Yöreye özgü ‘Külbastı’ adı verilen çöreğin özellikle şeker hastaları için sağlıklı bir yiyecek olduğunu kaydeden Uzun, ‘’Değirmende öğüttüğümüz unu burada teknede yoğurup, hamur haline getiriyoruz. Daha sonra da simit veya çörek haline getirip, yanmakta olan tandır içerisindeki külün altına gömüyoruz. Bakıldığında şehirdeki ekmeklerde olduğu gibi sarımtırak bir renk yerine hamur renginde bir yiyecek olmasına karşın, tadı çok leziz. Tadına bakan herkes çok beğeniyor’’ şeklinde konuştu. 

Editör: TE Bilişim