Kerkenes’in 2017 yılı çalışmalarının Mayıs ayında başladığını, Temmuz ortasına kadar devam ettiğini belirten Doç. Dr. Burak Asiliskender, kazıya bu yıl yeni bir açma ile devam ettiklerini ifade etti. Yeni açma alanı ile sarayın etrafının daha fazla genişletildiğini, daha fazla buluntuya ulaştıklarını kaydeden Asiliskender, özellikle kurt figürünün döneme dair yeni ipuçlarına ulaşılmasını sağladığını dile getirdi. Doç. Dr. Nilüfer Baturayoğlu Öney ise, Kurt figürünün Yakın Doğu ve Önasya’da rastlanan bir figür olmamasından dolayı önem taşıdığına işaret etti. Öney, “Hem Mezopotamya ve İran kültürleriyle hem de Orta ve Batı Anadolu ile ilişkisi olduğunu düşündüğümüz Kerkenes’de şimdiye kadar, Ankara’nın daha batısında Eskişehir’de bulunan Frig kültürüyle ilişkili buluntulara rastladık. Bu, bize bölgedeki kültürel ve ticari ilişkiler konusunda fikir veriyor. Ancak bu yılki kazılarda farklı fikirler veren değişik buluntulara da ulaştık. Bu buluntuların arasında en öne çıkan da kurt figürü. Aslında betimlenen, Yakın Doğu’da ve Önasya’da rastlanan bir kurt değil. Bize de o nedenle ilginç geldi. Bunun dışında geyikler, yaban keçileri gibi figürlere de rastladık. Ayrıca oyuncak, maket ya da bir bezeme dizisinin parçaları olduğunu düşündüğümüz çeşitli mimari detayları betimleyen parçalara da ulaştık” dedi.
Yozgat ile Sorgun arasında kalan Kerkenes Vadisi’nde, 1993 yılında Chicago Üniversitesi, ODTÜ ile başlattığı kazılarda, Erozyon ve yangın nedeniyle üçüncü boyuta dair çok fazla bilgiye ulaşılamadı. Kerkenes kazı alanının Demir Çağından kalma antik kent olduğu vurgulanarak, eldeki buluntulara göre, burada bir saray ve çevresinde yerleşim alanları olduğu bilgisine ulaşıldı.
 

Editör: TE Bilişim