ADINA türküler yazılsa da ne gözlerin mavisi, ne zeytin karası rengi, güzel bir burun, uzun kirpik, dolgun kaş; eğer gülümseme eksikse hiçbir anlam ifade etmez hiçbirisi. Yavandır yüz, gülümseme yoksa. Gülümseme yoksa, çok eksiktir insan.
Gülümsemenin, insan simasının en güzel aksesuarı olduğunu düşünüyorum. Sürülen en göz alıcı ruj, marka allık, pahalı küpe bir gülümsemeden daha güzel, daha değerli değildir.
Mercedes marka otomobil, markalı gömlek, pahalı telefon, ‘saçlarım şekil, yanımdan çekil’ saç modeli bir gülümseme kadar güzelleştiremez hiç kimseyi. Belki çok çalışarak, belki şansın gücü, belki birilerinin desteği ile elde edilen başarı, Oxford Üniversitesi diploma gülümsemek gibi huzurlu yapmaz hiçbir yüreği.
Asık suratlı bir satıcıdan ürün almak istemeyiz. Gülümsemeyen bir doktorun bizi tedavi edeceğine inancımız azdır. Gülümsemeyen öğretmenin çocuğumuzu sevmeyeceğini düşünürüz. Gülümsemeyen arkadaşımız bazen sıkıcı gelebilir. Gülümsediğinde mutlu oluruz, “Gülümsemene gurban!” deriz.
Velhasıl bu gülümseme duygusunda çok iş var.
Gülümsemek insana çok yakışıyor ama samimiyse.
Yoldan geçen bir tanıdığımıza balkonumuzdan gülümsemek, işe giderken sokakta karşılaştığımız komşumuza, ekmek almak için girdiğimiz mini dükkanın kralı bakkal amcaya, otobüse binerken bizi yılların ustalığı ile süzen yaşlı bir teyzeye tatlı tatlı gülümsemek oldukça insanidir.
Ufacık tefecik bulduğumuz sevimli mimik hareketimiz kendimizin ve insanların gününün iyi geçmesini sağlayabilir.
Bir gülümseme, bir insanla aramıza ördüğümüz buz duvarların yıllar sonra erimesini sağlayabilir. Bizden hoşlanmayan birinin kalbini, bir gülümsememiz fethedebilir. Girdiğimiz her ortamı, gülümseyerek yaydığımız ışınlar aydınlatabilir. En gergin insan rahatlayabilir, en kasvetli yer bizimle ve gülüşümüzle yıldızlanabilir.
Hayatımızda yüzümüze kapanan bütün kapılar, bir gülümsemeyle açılabilir. Bitmekte olan ilişkimiz, bir gülümsemeyle tekrar can bulabilir. “Yıkıldım; asla kalkamam.” dediğimiz bir anda, bir gülücüğümüz hayatın vicdanını yumuşatabilir, elimizden tutup kalkmamızı sağlayabilir.
Gülümsemenin hem gülümseyen, hem gülümsenen insana faydaları yazmakla bitmez. Yüzünüzde kocaman bir gülümsemeye neden olması umuduyla birkaçını yazalım.
•Gülmek, kalp hastalıkları riskini azaltır.
•Gülmek, insanı daha çekici yapar.
•Gülmek, insanların olaylarla baş etme yeteneğini geliştirir.
•Gülmek, insanı genç gösterir.
•Gülmek, ömrü uzatır…

Yeni doğan bir bebek, duyguları gelişmediği için sadece refleks olarak ilk iki ay gülümsüyor ve hepimiz bize gülümsemediğini bildiğimiz halde mutlu oluyoruz.
İnsan gülmek refleksi ile dünyaya gelmişse eğer, gülümsemeyi devam ettirmeli her şeye rağmen.
Hala gülümsemediniz mi?
O halde, okuduğum bir temenniyle bitiriyorum yazımı,
Ne haliniz varsa gülün!”