SOSYAL medyanın getirdiği bilgi kirliliği ve karmaşayı çözmek mümkün değil.
Zaman zaman paylaşılan yanlış bilgi ve içerikleri görüyor ve paylaşım yapanların profillerini inceliyorum.
Yanlış bilgiyi doğru gibi sunanların arasında öğretmen, siyasetçi, muhasebeci, gazeteci her meslek grubundan insan var.
Dün, gördüğüm yanlış paylaşımlardan bir tanesi, Atatürk’e ait cümlelermiş gibi paylaşılan, tarım ile ilgili görsellerdi.
Sosyal medyada birçok insan tarafından paylaşılan görselde, Atatürk’e ait olmayan cümleler kullanılarak, tarımsal üretime atıfta bulunuluyordu.
Diğer bir paylaşım ise Japon bir iş adamının Türkiye ile ilgili tespitiydi…
Yapılan paylaşımda rastgele seçilmiş bir Japon ismi, Japon iş adamı gibi tanıtıp, bu isimin bizdeki şatafat, gösteriş ve marka takıntısını anlatması konu ediliyordu.
Bu bilgilerin tamamı yalan ve sahte olmasına rağmen, yüzlerce insan, bu sahte içerikleri gerçek zannediyor.
Bunun yanı sıra gerçek olmadığını bile bile, kendini duygusal yönden tatmin etmek, karşı görüşte olduklarını eleştirmek ve onları yıpratmak maksatlı da sahte içeriklere, belgelere ve sözlere sarılanlar oluyor.
VAHİM OLANI
Vahim olan durum ise sosyal medya dışında, normal internet üzerinde yer alan çok sayıda yanlış bilgi sunumudur.
Makine Mühendisi olmamasına karşın, makine mühendislerine hocalık yapabilecek kapasitedeki bir isimden dinlediğim şaşırtıcı bilgileri aktarıyorum:
“Bir konudaki bilgilerimi teyit maksadıyla internet üzerinde saatlerce araştırma yaptım. İnternet üzerinden o konuyla ilgili sunulan içerik ve bilgilerin yanlış olduğunu tespit ettim. Elimde bulunan ve birçok üniversitede halen akademisyenlerin okuttuğu Almanca yazılmış kitaplardaki bilgilerle karşılaştırdığımda, internette farklı internet sitelerindeki bilgilerin yanlış olduğunu teyit ettim. Eğer okullarımızdaki hocalarımız da buralardaki kaynakları alarak çocuklara okutuyorlarsa gelecekte durum çok vahim. Çocuklar hep yanlış öğreniyorlar.”
Evet, sadece sosyal medya değil, yanlış ve hatalı bilgiler internet sayfaları üzerinden de aktarılmaya, çocuklarımız bu bilgiler ışığında araştırma-öğrenme faaliyeti gerçekleştirmeye devam ediyorlar.
Kısa adı ‘Z Kütüphane’ olan yeni kütüphanelerimizde de kitaplar yerine, bilgisayarlardan bilgiye erişim imkanı sunuluyor.
BİZDE DEĞİŞMEZ
Türkiye’de her kurum yeni Türkiye vizyonuna kendini ayarlar ve adapte eder.
Dünya ve ülkemizdeki gelişmelere göre yeniden yapılanır, kendini geliştirir, çağa uyum sağlar.
Mesela TCDD…
Mesela İŞKUR…
Mesela SGK…
Örnekleri çoğaltabiliriz.
Bu kurumlarımız değişen ve gelişen Türkiye şartlarına göre yeniden yapılandırıldı ve halka daha nitelikli ve önemli hizmetler sunmaya başladı.
Bir de TCK vardı.
Karayolları Genel Müdürlüğü yani.
Bu kurumumuz da Türkiye’de önemli yol ve tüneller yaptı, Türkiye’yi duble yollarla buluşturdu.
Kendini yenilerken, Türkiye’nin yollarını da yeniledi.
Haritada yenileyemediği birkaç yer var, onlardan bir tanesi de Yozgat oldu.
Ülkemizi yöneten 17 yıllık iktidar döneminde, ne hikmetse Yozgat’ta Karayolları tarafından yürütülen çalışma, yatırım ve projeler bir türlü tamamlanamadı, kalıcı olarak hayata geçirilemedi.
Şimdi yine bizim E-88 Karayolu’nun Yozgat Şehir Geçişi bölgesinde trafiği keserek, bir dizi çalışmalar yürütüyorlar.
Geçen sene de yürütüyorlardı.
Bakalım bu çalışma neticesinde ortaya nasıl bir sonuç çıkacak, neler olacak?
Görelim Karayolları neyler, neylerse kendi kafasına göre eyler…
Haydi selametle…