Peygamber efendimiz Ashabıyla oturuyor. Soruyor Ashabına; Arkadaşlarım dostlarım müflis kimdir bilir misiniz.? Malını mülkünü kaybetmiş, iflas eden insandır ya Resulallah..!Peygamber Efendimiz hayır, hayır, diyor, Müflis Namazını, Abdesti, Orucuyla dolu dolu hesaba girip, kul hakkı, yetim hakkı, komşu hakkı, yediği için elinden tüm kazandıkları giden, vereceği hayrı kalmayınca başkalarının günahını da üstlenmek zorunda kalan insandır, asıl müflis budur.
Hadi  buyurun; malı, mülkü, kazancı, hayırları elinden uçup giden zavallı ne demek zorunda kalacak?..’’
Yarabbi Keşke ben de toprak olsaydım.’’
Onun cevabını da biliyorsunuz. Hayvanlarda İnsanlardan haklarını alacak..? Sonra Cenabı Hak hayvanlara toprak olun buyuracak. Bunu gören günahkârlar da;’’ Yarabbi keşke biz de toprak olsaydık’’ diyecekler…
Cehennemde odunda yok, ataş de ateşi biz götürüyoruz’’ diye bir sözümüz vardır. İki gündür bu söz kafamı kurcalıyor. Hak, Hukuk, Adalet kimin umurunda,  mübarek günler gelmiş kimin umurunda komşu hakkı kul hakkı kimin umurunda, yeter ki ağanın kesesi kasası dolsun....
Adamın görevi halka yardımcı olmak değil ki, halka sorun çıkarmak...Bugün git yarın gel sevdalıları yazıklar olsun size........ Aldığımız maaşı hak ediyor muyuz diye hiç sordunuz mu kendinize Evime ekmek mi, ateş mi götürüyorum diye değerlendirdiniz mi çalışmanızı?..
İşin allem - kallem siyasetçi bunlar, adamını ayarlar bir makama  konarsın da, o koltuğu doldurup dolduramadığınızdan şüphemiz var.Biz de garibin, yoksulun, yetimin hakkını yeyip oturmuşsan oraya vay gele haline? Her günün harap senin her günün ateş!..Cehennem ateşini ellerinle hazırlamanın çaban içerisindesin keşke kendini anlayabilseydin.
Hiç bir dönemde bunları tüketemedik.. Soyguna, vurguna, talana dur demek için geldik göreve ama; soyguncular, talancılar,durmadan kılık değiştirip karıştılar aramıza... Her devirde onların sözü geçer oldu. Hani hatırlarsınız o meşhur fıkrayı; ‘’Adam ben bir ipin bir başka ifadeyle bir eşeğin hesabını veremedim’’ diyormuş ya biz bunların hesabını nasıl vereceğiz..O güzel söz aklıma geliyor:’’
Adamın namazına, niyazına, ibadetine bakmayın!!’’ Özüyle sözü tutuyor mu ona bakın, denmiş ya.. Aynen öyle adamın namazı, niyazı,ibadeti para etmiyor, çaldığı, çırptığı, yetim hakkı yediği, kul hakkı çiğnediğine olacak?Nasıl halledeceksin o garip insanlarla..?
Bir köşe kapmışsın ya , o sana yeter; Pınarın başına oturmuşsun, sular senin tarafa akıyor. bu yetmez mi? Yetmez vallahi!... Kendini kandırıyorsun ya zavallı yaratık Kim emanet etti o makamı bilmem amma ona hesabını veremeyeceğini çok iyi biliyorum.
Arkadaş ya yalanı dolanı bırak, ya da dürüstlüğü... Elinden gelse cenneti de parselleyecek ama, şükür ona gücü yetmez!.. İnsanları kandırıyorsun amma yüce yaratanı, nasıl kandıracaksın?
Hayır ve mübarek günler kendinizi bir sorgulayın, ben hayatın neresindeyim diyelim
Bu sözlerin muhatabı ben de olabilirim .
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz demiş atalar, her tarafımızdan duman çıkıyor, sağınıza, solunuza bakın Allah Aşkına?
Oraya nasıl geldiniz, neredesiniz, bunları nasıl kazandınız, kazandıklarınızın hesabını  nasıl vermeyi düşünüyorsunuz_
Varım diyenler:, kıldan ince  kılıçtan keskin sırat var, yalanınızı yemezler... Kusura bakmayın biraz bulanık bir çerçeve çizdik galiba. Ama arif olan anlar siz anladınız...