Yozgat yöresinde çocukluğu geçen insanlar, kabak kağnısıyla Oynamadan büyüdülerse onların Yozgatlılığından şüphe ederim. Öyle şeymi olur yav.., bu zevkten mahrum olacaksın ve Yozgatlıyım diyeceksin. 
Kabak kağnısı yapmak uzun uğraş gerektirecek mühendislik zekasını falan da gerektirmiyordu. Tek yapacağınız iş, kafadar arkadaş gruplarıyla önce bir şemşamer tarlasına dalmak, orantılı uzunlukluklarda ikişer, üçer veya taşıyabileceğin kadar şemşameri kökünden söküp kaçmak ve ikinci olarak teker yuvarlaklığında büyümüş kabak arama gayretine girme aşamalarından oluşuyordu. Zaten köyün her yerinde bahçelerin duvarlarından üst kısımlara doğru uzayan ve duvar boyu tefekleri gözüken kabaklar hep ben buradayım derlerdi. Duvardan aşağı sarkan kabaklar anında çalınırdı ama içerideki kabaklara hesabı, kitabı yapılmış operasyonlar düzenlenirdi. Bir seferinde Beşinin Nuhu gabah çalmak için bahçesine giren Apılının Uşahları dutmuş, ikisinide öyle bi enilemiş ki. 
Neyse, biz Allaha şükür gabah operasyonlarının hiç birinde kimseye yakalanmadık. Bizim örgütün lideri Eşşekçi Gocanın Mihman’la, Kaşifin Hekmedin Onbaşıydı. Çok akıllı ve uyanık örgüt reislerimiz vardı. Öyle öküz gibi onun bunun bahçesine girilirmi, elin uşâa adamı mavıladır. Gubüşün Saadetin bahçeden başlayıp, tâa köyün ötaçesindeki Aleddinin Satılmışın bahçeye kadar olan tüm kabaklardan getirerek Gıllı Paşanın kullükte bölgenin en güzel gabah gağnılarını yaptık. Şemşamer kökleri iki eşit uzunlukta kesilir, alt kısmına denk gelen bölümden 7-8 santim içeride olmak üzere pıçâanan delinir, yuvallah gabahlar tam ortasından geçirilen bir deynekle şemşamer köklerinden delinen deliklere monte edilirdi. Üst kısmına da aynı şekilde açılan deliklerden bir deynek monte edilir, direksiyon yapılırdı. Ondan sonra köyün içinde sür babam sür. Yalnız… taşlı yerlerde ve süratli sürersen gağnıyı, gabah hemen parçalanırdı. En güzel gabah gağnısı sürme yeri yeşillik mekanlardı. 
Kaşifin Hekmedin Onabaşıgilin damın ardı elli-altmış tane şemşamer kökü, 15-20 gabah gibi yedek malzemeyle sürekli faal ve dolu olurdu. İdinin avradı Gumüş garı onları orda görüp, koyün bahçe mazaratları bu kafirler diyene kadar heç gağnısız kalmadık. Gara Tayır’ın Hacı Çift gabahlı bi gağnı yaptıydı ya o heç iyi olmadı. Manevrası zor yapılıyodu. Gırnav Zabidin keleklerden bir iki deneme yaptık çabuk kırılıyodu. Her zaman gabah ve şemşamer kokü bu işin en güzel malzemeleriydi.. Adı ne olursa olsun, bu işin orijinali neyse onu yapacaksın hemşerim. Gabahsa, gağnını gabahtan yapacaksın. Çift gabahtan, kelekten, bostandan gağnı olurmu heç. 
Köy sokakları kabak kırıklarıyla dolu olurdu. O zamanlar sığır sürenler, bostanlığa gidenler, her hangi bir mazeret nedeniyle yoldan geçenler kabak kırıklarını görünce sinirlenip, “Vay töremiyeseciler, ganı altına ahasıcalar, keşbar tohumları, sıracalılar, donuz gotverenler, vay abısını gucahladıhlarım, kahdığımın dölleri, zââlattığımın uşahları vs. gibi yüksek desibelli küfürlerle 10-15 dakika demeç verip evlerine giderlerdi. Ama kabak kağnısı olmayan çocuk yoktu ki köyde. Ne kufür ediyosa gendilerine getsin. Hemen süven adamın karşısına biri dikilir ve “One yavrum senin uşahlar onun bunun gabağanı yolup gağnı yapmıyo mu, ne ona buna ılgıyon?” deyince sesi kesilirdi gotverenin.  Kimse kendi bahçesindeki kabaklardan kağnı yapmazdı. Mutlaka operasyonel ürünler kullanılır, bu laflarda duyulurdu. .Nôrek..