EVET tabir aynen böyle:” Fırsatçılık İhaneti!” marketlerde gördüğüm fırsatçılığı dün bir de pazarda gördüm.  Ülkem insanımız adına söylüyorum üzüldüm ve tepki duydum. Bu bir ihanettir, devlete ve millete yapılan bir ihanet!..
Gördüğümüz kadarıyla fırsatçılar markı ve doları bahane edip fiyatları yüzde elliye, yüzde yüze varan bir zam ağı ile örmüş gözüküyor. Hayat bir anda pahalılaştı ve insanlar isyan eder hale geldi. Bu da ABD yandaşlarının işine yaradı. Ülkeyi karalamak ve karıştırmak isteyen mihraklar, dolar artışı ve zam konusunda başarılı oldular… Kimin ekmeğine yağ sürüyorlar tabi ki; Türkiye düşmanı hainlerin!
Stokçular, karaborsacılar, faizciler ve kaçakçılar devrede. Ülkeyi değil menfaatini öne çıkaran ne kadar çıkarcı menfaatperest varsa sahaya indi. Zam, zum- zülüm onların şahını sevindiriyor. Şeytanları sahnede zil çalıp oynamaya başladılar. Siyasi ve yandaş ne kadar piyonları varsa devrede, yeter ki Türkiye Cumhuriyeti zayıflasın, üç kuruşa muhtaç hale gelsin, halk sokağa dökülsün, kargaşa- kavga başlasın; hainlerin oyunu bu…
Elbette devlet babanın alacağı tedbirler olmalı: Piyasaların ve fiyatların kontrolü, tüketicinin korunması, tefecilik yapan, mal stoklayan, keyfi zam yapan ve fahiş fiyatla satanların cezalandırılması gibi…  Yetkililerden bu kontrollerin hızlandırılmasını ve sıklaştırılmasını bekliyoruz. Kimse keyfiliğe baş vurmamalı, kafasına göre zam yapmamalı ve belirli bir kar payı korunmalı! Serbest piyasa denilip zam üstüne zam yapan ve piyasaları kasıp kavuran bu şebeke cambazlarına meydan boş bırakılmamalı, bırakılamaz…
Aslında şerefli esnaflardan, satıcılardan ve market sahiplerinden şunu beklerdik: Madem ki birileri mark ve dolarla Türkiye ekonomisine bir savaş açtı:  biz de el ve gönül birliği ile bu ihanet çetelerine ders vermek için bir, yerli malı alım- satımını devreye sokmalıydık. İki, tüm ürünlerde üç beş ay (Piyasalar sakinleşinceye kadar) bütün malları maliyetine satıp indirime gitmeliydik. Vatanseverliğe düşen; fedakarca bunu göğüslemek olmalıydı. Biz ne yaptık, işi tam bir fırsatçılığa dönüştürdük, devleti yapayalnız bıraktık. Devlet bu hainlere yem olsun diyen, içimizdeki hainlerde tef çalıp oynamaya başladı….
Her şey para değil, her şey maddiyat da değil. Ülke bizim, vatan bizim, namusumuz, şerefimiz ve devletimiz üzerine oynanan bu oyunlara seyirci mi kalacağız? Kim neden yapıyor herkes bunun bilincinde olsun. Ekonomik saldırının nedeni de biliniyor. Türk düşmanı FETO- PKK alçaklarının ülke gerisinden başlattığı bu ihaneti nasıl görmezsiniz? Kanı- dini her şeyi para olanlar bunu anlayamaz ama!... İnsanımızın  çoğu bunun bilincinde!.. Nasıl olur da, biz bu ihanet ateşine odun atarız? 
Çarşamba pazarından dönüyorum, yaşlı bir teyze elinde baston zor yürüyor kendi kendine söyleniyor: ”Bu ne kadar zam böyle, bu devletin- bu milletin sahibi yok mu? Fakir fukara evine bir şey alamayacak mı?“ diye söylenerek yola devam ediyor. Çok duygulandım, çok üzüldüm. Belli ki pazarı görmüş bir şeyler alamamış ve kendi kendine dert yanıyor!  Emekli olabilir, dul ve yetim olabilir ya da maaşı bulunmayabilir her neyse. Ancak çaresiz kaldığı bir gerçek. Bir yanda ülke ekonomisini sömürüp keyif üstüne keyif çatarken, Kimin en hakkı var bu teyzeyi aç sefil bırakmaya?.. 
Deriz ki: Bu ülke bizim, bu vatan bizim. Atalarımız bu vatanı çarıklarını yiyerek kazandı bre cahiller!.. İstiklal Savaşında- Çanakkale de aç susuz yedi düvelle mücadele etti. Bize ne oluyor  da basit bir dolar kıskacında yelkenleri indiriyor, vatandaşımızı açlığa susuzluğa mahkum ediyoruz. Günah, yazık her şeyin bol ve israf edildiği bir dönemde insanımızı zam ve zulümle terbiye etmeye kalkışıyoruz. Allah bunun hesabını bir gün sormayacak mı zannediyorsunuz? Haydi hep birlikte şu fırsatçılara  bir Osmanlı şamarıyla cevap verelim ne dersiniz?..